12 Ada nasıl kaybedildi?
Lozan, her dönemde tartışılan bir konu, bilen bilmeyen, anlayan anlamayan, herkesin konuştuğu Lozan... Birilerinin “zafer” diye yutturmaya çalıştığı Lozan… Şöyle bağırsan sesinin duyulacağı adaları kaybettiğimiz Lozan. Değişik zamanlarda birçok kişinin "12 adayı biz Lozan'la verdik” şeklindeki sözleri.
Ya da tam aksini savunan görüşler. Lozan'ın, hâlâ anlaşılamadığını, sadece siyasi değerlendirildiğini bizlere gösteriyor.
Bu tür açıklamalardan sonra birileri de çıkar Lozan Barış Antlaşmasında Türkiye'nin Meis Adası dışında önemli bir ada kaybetmediğini rahatlıkla söyleyebilir, bu da bir bakış açısıdır ancak gerçek bu da değildir.
Ege denizindeki adalar, bazılarının dediği gibi Lozan'dan öncede kaybedilmedi.
Bu adalar Lozan'da ve Lozan'dan sonra CHP iktidarında, Sayın İsmet İnönü zamanında kaybedildi.
Gerçekleri saptırıp CHP’yi ve İsmet İnönü'yü korumak için yazılıp çizilenlerle yazıma başlamak istiyorum.
Bu arkadaşlar "Ege Adaları ve 12 Ada'nın neredeyse tamamının, 1923 yılındaki Lozan Antlaşması'ndan yaklaşık 10 yıl önce kaybedildiğini İsmet Paşa, Kasım 1922'de Lozan görüşmeleri için İsviçre'ye giderken 12 Ada'da İtalyan ordusu, Ege Adaları’nda da Yunan ordusu vardı" diyorlar.
Evet bu doğru, Biz Anadolu'da kurtuluş mücadelesi verirken oralar işgal altıdaydı. Peki biz onların oradaki onların varlığını nerde onayladık?
Tabii ki Lozan’da ve Lozan'dan sonra İsmet İnönü iktidarında.
12 Ada’nın kaybedilişini 2.Abdülhamit'e dayandıranların Edirne Antlaşması (14 Eylül 1829) Uşi Antlaşması (18 Ekim 1912) Londra Antlaşması: (30 Mayıs 1913) Büyükelçiler Konferansı (16 Şubat 1914) Sevr Antlaşması (10 Ağustos 1920) için söyledikleri de kısmen doğrudur.
Ancak biz Lozan Anlaşmasını, kazandığımız Kurtuluş Savaşı sonrasında imzaladığımızı unutmamamız gerekir.
Ben de bu insanlara şunu sormak isterim; Lozan Antlaşması (24 Temmuz 1923) öncelikli amacı neydi? Tabii ki Misak-ı Milli'yi kabul ettirmekti.
Lozan'a giden İsmet Paşa heyetine, TBMM'nin verdiği talimat, taviz verilmemesi istenen 14 talimattan 4. talimat neydi? Tabii ki “Ege Adaları”yla ve "12 Ada"yla ilgiliydi
Peki İsmet Paşa ve heyeti bu konuda ne yaptı?
Lozan'da ne Misak-ı Milli’yi kabul ettirtebildi, ne de 12 Ada’yı alabildi.
Aslında iş bu kadar basit.
Adaların kaybedilmesinde bir suçlu aranıyorsa o suçlu tabii ki İsmet İnönü'dür.
Neden suçludur derseniz, adaları Lozan'da alamadık, burada İsmet İnönü vardı. 1938’den sonra ise Yunanlılara kaptırdık. Burada da İsmet İnönü vardı.
12 Ada konusunda İsmet İnönü'den başka suçlu aramak suçluluk psikolojisindendir.
Bilmeden, öğrenmeden, tek satır okumadan ve meselelerin aslına vâkıf olmadan kahvehane muhabbeti misâli kulaktan kulağa nakledilenlere dayanarak fikir yürütüp yorum yapmak ve ahkâm kesmek aslında kolay ve kâr getirici bir iştir.
Milletimiz zaten yazılı bilgiye değil kulaktan dolma ifadelere önem verdiği ve dedikoduyu da ciddî bilgi zannettiği için böyle palavraları ortaya atanlar bir kesimin gözünde “üstad” ve “âlim” oluveriyorlar.
Biz Kurtuluş Savaşını kazanmadık mı? Kazandık.. Düşmanı denize dökmedik mi? Döktük...
O zaman nasıl oldu da Ege'den Akdeniz'e kadar kıyılarımızı bir perde gibi kuşatmış burnumuzun dibindeki adaların 500 kilometre uzaktaki Yunanistan'a ait olduğunu kabul ettik.
Savaşı Yunanlar kazanmış ise o zaman başka tabi.
Lozan'ı zafer olarak görenler 12 Ada meselesini de hafızamızdan silmiş oldular. Silinmeseydi hiç olmazsa acısı kalırdı içimizde. O acıyla düşünmeye zorlardık beynimizi, belki bir çıkış noktası bulurduk. Unutturulan her şeyin kangrenleşeceği ve bazen bir Cumhurbaşkanının dilinden dışa vurulacağı hiç hesap edilmemiş olmalı.
Peki 12 Ada'nın elimizden nasıl gitti?
1911 yılında İtalyanlar Trablusgarb'a saldırmış ve bizi barışa zorlamak için Rodos ve 12 Ada'yı geçici olarak işgal etmiş ve Trablusgarp'tan subaylarınızı çekmezseniz adalara el koyarız demişlerdi.
Bunun üzerine 1912 Ekim'inde Uşi'de yapılan antlaşmanın 2. maddesi gereği biz Trablusgarb'dan askerimizi derhal çekecek, İtalya da adaları derhal teslim edecekti.
Gelin görün ki, tam bu sırada Balkan Harbi patlak verdi. Yunan donanması 12 Ada'yı işgale hazırlanıyordu. Sırf adaları Yunanlılara kaptırmamak için İtalyanlara, 'Hiç değilse savaş sonuna kadar kalın' demek zorunda kaldık.
1. Dünya Savaşı'nda İtalyanlarla da savaşacak, böylece 12 Ada hukuken bize ait görünmesine rağmen İtalyan işgalinde kalacaktı.
Lozan'da ne mi oldu?
15. maddeyle 12 Ada'nın tapusunu İtalya'ya bıraktık.
Ta ki, 2. Dünya Savaşı'nda anavatanları tehdit altında kalan İtalyanlar hem Libya'dan, hem de Adalar'dan çekilme kararı alıncaya kadar bu durum devam etti. Eğer bu yeni süreçte Türk hükümeti fırsatları değerlendirebilseydi bazı adaların geri alınması veya adalar üzerinde bazı haklarımızın tanınması mümkün olabilecekti.
İtalya ve Almanya bize yalvardı. Ne olur “adaları alın” dedi.
1943 yılında Mussolini anavatan derdine düşüp adaları boşaltma emrini verdi ve Türkiye'ye, 'Gelin, adaları sizden almıştık, eski adalarınızı alın' dediler. Almadık, bizim başkasının(!) toprağında gözümüz yok dedik.
Derken, İtalyanlar gitti, Almanlar işgal etti adaları. Onlar da 1945 yılında yenileceklerini anlayınca adaları boşaltmak zorunda kaldılar ve bize adalarımızı geri almamızı teklif ettiler. Türkiye buna da yanaşmadı. 'Bizim sınırlarımızı dışında bir çakıl taşında dahi gözümüz yok' dedi.
Nihayet 1945 baharında İngiliz donanması Almanların boşalttığı 12 Ada'yı işgale başladı. Yunanistan İngiltere'ye başvurup adaları istedi (bu arada Rodos'u işgal etmişti). Nihayet 10 Şubat 1947 tarihinde Paris Konferansıyla 12 Ada Yunanlılara teslim edildi.
12 Ada böyle gitti elden. Şimdi orası “Yunan adaları” diye geçiyor.
Bir kesimin yerden yere vurduğu Lozan, Türk Tarihi’nin en şerefli anlaşmalarındandır! Senelerce süren savaşlardan bitkin ve yorgun ama zaferle çıkabilmiş bir devlet, yani Türkiye, anlaşma masasında o şartlarda alabileceği her şeyi almıştır. Ancak Musul, Batı Trakya ve12 Ada gibi yerleri de kaybetmiştir.
Körü körüne Lozan'ı savunanlar ve “zafer” olarak görenler eğer o günlerin şartlarında bu kadar olmuştur deseler daha inandırıcı olurlar.
Ya da Lozan anlaşmasını tamamen bir hezimet olarak görenlerin de haksızlık yaptıklarını bilmesini isterim. Çünkü LOZAN’da sadece 12 Ada yoktur...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.