Kim daha fazla zarar veriyor?
Gazete ve televizyonlarda birinci haber;
Hamza Yerlikaya, Vakıfbank’ın yönetim kurulu üyeliğine atanmış.
Atansın banane.
Ben mi atanacaktım sanki.
Ekonomiyi iyi bilen bir bankacıdır.
Sahiden kim bu Hamza Yerlikaya
Benim bildiğim bir Hamza Yerlikaya var
O da milli güreşçi Hamza Yerlikaya
Bayrağını, ülkesini seven, İstiklal Marşı’mızı defalarca okutan, bu bayrağı dalgalandıran bir sporcumuzdur.
Anladım da ne alaka?
Milli Sporcu ve Vakıfbank Yönetim Kurulu üyeliği onu anlamadım.
Bu bankaların sporla ilgili hizmetleri de vardır canım.
Bankaların daha başka hizmet alanları da var bilmiyor musun?
Sen ne demek istiyorsun, yoksa Hamza Yerlikaya’nın Vakıfbank’ın yönetim kuruluna atanmasına itiraz mı ediyorsun?. Sen nasıl vatanseversin bu vatanı sevmiyor musun?
İşte benim bu yazıyı yazmam için gerekçe. Çok sevdiğim AK Parti’ye oy vermiş bir arkadaşım, bu atama olmamalıydı dediğim için bu sözü bana söyledi.
Bu ifade bir AK Partili milletvekiline aitmiş.
Ne yani ben bu atamayı uygun görmezsem vatan sevgimden şüphe etmeniz mi lazım.
İsterseniz Hamza gibi vatanını seven sporcularımızı ekonomiden sorumlu bakan da yapalım çünkü bunlara ne yapsak azdır.
Bir ara Fetö’cü olan bir futbolcuyu da, niye bakan yapmıyorsunuz, Türkiye’ye dünya üçüncülüğü kazandıran takımın elemanıydı demişlerdi de o aklıma geldi.
Birçok eski milletvekili ve belediye başkanları yüksek makamlarda, kamu kurumlarında yönetim kurulu üyeliklerine atanıyor. Şu anda ülkemizde yüzlerce bankamatik memur var bunlar içinde bir sözüm yok.
2018 tarihinden bu yana Gençlik ve Spor Bakanlığı Yardımcılığı görevinde bulunan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Hamza Yerlikaya’nın şimdi de Vakıfbank’ın yönetim kurulu üyeliğine atanması biraz garibime gitti. Buraya da, başka bir isim gelseydi diye düşündüm sadece.
Bir de;
“Bu partizanlık mı, kayırmacılık mı, yoksa liyakatsizlikte gelinen son nokta mıdır?” onu anlamaya çalışıyorum.
Bir güreşçinin kamu bankasının yönetim kurulu üyeliğine getirilmesi vicdanların kabul edemeyeceği bir durum gibi geldi bana. Belki de ben yanılıyorum.
Ne diyebilirim böyle bir durumda?
Hiç değilse bu partiyi sevenler bu konuda itiraz etsin. Sonra da partisini desteklemeye devam etsin.
Olmasa iyiydi desin. Ya da bu atamayı doğru bulmadığını söylesin.
Ya da ben ve din alimi olmak, ya da ben ve doktorluk... Nasıl çok garipse, bunun da böyle garip olduğunu söylesin.
Lütfen bu konuyu vatanseverliğe falan bağlamayın. Parti düşmanlığıyla yan yana hiç koymayın.
Dün vatansever olan biri bugün Fetö’nün uşağı olabiliyor. Çünkü vatanseverlik tartılmaz vatanseverlik yaşanır. Vatan için kanının son damlasına kadar mücadele edilir. Ve ölünür.
Burada bu konuyu sonlandırmak istiyorum,
Örnekleri çoğaltmak mümkün, ancak ben çoğaltmak istemiyorum.
Çünkü bunlar değerlerin, kutsalların, siyasete alet edilmesinin ortaya koyduğu sonuçlardır.
Bu saçmalıklar şimdiye kadar dindar kadroların ülkeyi yönettiği dönemlerde ağır tahribatlar yaptı, yapmaya da devam ediyor. Bu atama kutsallar üzerinden hoyratça siyasete alet ediliyor.
Ben bunu bilir, bunu söylerim. Ben milletvekillerinden ne istiyorum biliyor musunuz?
Yıl 1924, Tek Parti dönemi. Meclis’te 1924 Anayasası müzakere ediliyor. Cumhurbaşkanı Atatürk’e ‘meclisi fesih yetkisi’ verilmesine karşı çıkan Milletvekili Reşat Bey’lerin çoğalmasını istiyorum
25 Aralık.1935 de Meclis’te Atatürk’ün gözlerinin içine baka baka “Anayasamıza göre idam cezalarını onaylama yetkisi TBMM’ye verilmiştir. Bu yetkinin komutana verilmesi anayasamıza aykırıdır.” diyebilecek vekiller istiyorum
TBMM tek parti döneminin yanlışlarını açıkça söyleyen ve yazan Ahmet Ağaoğlu’na benzeyen milletvekili istiyorum
Takrir-i Sükun Kanunu’na açıkça itiraz ederek başbakanlıktan çekilen Fethi Okyarlara benzeyen vekiller istiyorum
Kendi partilerinin yanlışlarına açıktan itiraz eden, Osman Turan’lar Mehmet Akif Ersoy’lar istiyorum.
Bugün kamu bankalarının yönetim kurulu üyeliğine bir güreşçinin getirilmesini sadece vatanseverlikle savunan, vekiller istemiyorum.
Çünkü bunlar doğru bildikleri yolda gitmedikleri için partilerinin zarar görmesinin ana sorumlusudurlar.
Sakın hatayı ben ve benim gibi doğru bildiklerini yazan çizen ve söyleyenlerde aramayın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.