MEDENİYET MESELESİ-IV-
Batılı feylesoflar medeniyetin nişanesi olarak çeşitli hususları kıstas edinmiştir. Bunları iktisadi, hukuki ve içtimai meseleler teşkil etmektedir. Zira toplumun refah içinde yaşaması medeni olma kıstası vazedilmiş ve bu husus için çeşitli tefekkürler üretilmiştir. Batılı akvamın cihanşümul bir sömürü istiabına haiz olmasında yukarıda ifade ettiğim hususlar tesir etmiştir. Minareyi çalan kılıfı da hazır edermiş, işte bu minvalde sahip olunan fikir tam da buydu; “Dünyada bulunan barbar kavimlere medeniyeti götürme operasyonu kisvesinde meşrulaşmış bir sömürü ameliyesi.”
Dünyaya güneş batmayan İmparatorluk olarak nam salan İngiltere, doğuda konumlanmış akvamı öcü gibi dört bir yandan ihata ederek tam manasıyla akvam-ı Doğu'yu tahakkümü altına almıştır. Mamafih, Batı medeniyeti madde temelli bir yapıya haiz olduğundan ötürü gerekli materyalleri beynelmilel bir sömürü ağı ile çözmüştür. Lakin bunu yaparken milletleri uyandırmadan yapması gerekmektedir ki yaptığının hesabı sömürülen akvamlar tarafından sorulmaya kalkılmasın, kurmuş olduğu düzen mütemadiyen sürebilsin diye medeniyet temsilcisi rolüne bürünmüştür. Ezcümle, Hindistan’da meydana gelen sömürü resmi olarak sona erse dahi elan devam etmektedir. Tarihte Hindistan’ı kast sistemi ile bilmekteyiz. Orada bulunan “parya” hükmünde olan, yani en alçak mesabeye haiz, bir kesim bulunmaktadır. En temel ihtiyaçlarını gidermeye dahi kudreti kâfi gelmeyen bu kesimin dışarıda parya olduğunu ayan edecek muayyen belirtiler ile müsaade doğrultusunda dolaşılmasına izin verilmektedir. İşte İngiltere böyle bir ortama medeniyet getirmeye gidiyor, parya olan kesimi azat etme kisvesi altında tüm Hindistan’ı kendine hizmet edecek “proleter”e kalp ettiriyor. Bu durum içtimai, iktisadi ve hukuki manada reformların yapılacağı müstakbel medeni Hindistan’da aslında her alanda sömürüye olanak sağlayacak bir kılıf olarak “akvamın kanını sömürenlere” hizmet ediyor.
Nitekim Hindistan’ı barbar mesabesine indirgeyenler, diğer kesimleri ötekileştirmek suretiyle hedef tahtasına vazettiği için idrak edememiş, yalnızca kendi hevasına münasip olanı ameliye edinmiştir. Bu durum antik dönemlerden beri böyledir. Mamafih, “barbar” kelimesi, Yunanlıların kendinden olmayanların konuşmalarını anlamadığı ve onların konuşmalarını “bır bır “olarak işittiklerinden ötürü “barbar” mefhumu hâsıl olmuştur.
İşin aslı; idrak edemediğine, ulaşamadığına, yenemediğine barbar demek suretiyle yaftalamaksa bu nasıl bir medeni olma ahvalidir?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.