KONYA HABER
Konya
Açık
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,3489 %0,33
48,7090 %0,54
4.854,17 % 0,33
Ara

Pazarda moraller bozuk, üretici de umut tükenmiş!

YAYINLAMA:

Son dönemde hiç çarşıya pazara çıktınız mı? Ya da bir markete, manava girdiniz mi? Elbet söylemlerimiz, işaretimiz esnaf için geçerli. Maalesef hayat pahalılığı hepimizi derinden etkilerken esnafımızı da oldukça yıpratıyor. Alış veriş yapılamaması, sattığı malı tekrar yerine koyamaması bir kenara esnafımız artık fiyatları söylerken mahçup oluyor. Yolum semt pazarına düştü. Aslında çarşı pazar gezmeyi, esnafın halkın içerisinde olmayı da severim. Fiyat sorarım ya da soranlara ister istemez kulak misafiri olurum.

Bugün de sizlerle son olarak gittiğim semt pazarında dikkatimi çekenleri paylaşmak istedim. Öncelikle hem satan hem de alan mutsuzdu. İnsanlar yüksek rakamlar karşısında şoke oluyor, kiloları yarıma, yarımları adeta birkaç yüz grama düşürüyordu. Parası kadar almaya çalışıyor, eller ürüne giderken adeta iki kez düşünülüyordu.

Ya pazarcı esnafı. Onları da ilk kez bu kadar mutsuz ve umutsuz gördüm desem yalan olmaz. Domatese 25-30, patlıcana 35-40 TL fiyat çekerken yutkunuyorlardı.

Yaşlıca bir pazarcı esnafı vardı. İsminin İbrahim olduğunu öğrendiğimiz bu amcamız yerli mor patlıcana 40 TL istedi. Gayri ihtiyarı “Bu ne amca, bu fiyatla patlıcan mı yenir?” dedim. “Ne yapayım evladım. Ağustosun ortası geldi hala tarlalardan doğru düzgün mal çıkmıyor. Su parasıydı, mazot parasıydı belimiz bükülüyor. Bu gidişle bizim gibi üreticiler de üretemez olacak. Ondan sonra hep beraber dışarıdan alır ucuz pahalı yeriz!” dedi.

Çok acı bir laf. Amcamız haklı mı haklı. Tohumuydu, fidesiydi, gübresiydi, çapasıydı, sulamasıydı, toplamasıydı, nakliyesiydi hepsi ayrı ayrı bir maliyet. Ee biz tüketicilere de pahalı geliyor. Hele ki 7 bin 500 liracık geliri olan emekliler için hayat çok daha zor. Tüketici alamıyor, üreticinin üretim motivasyonu günden güne tükeniyor. Açıkçası son kalemiz çiftçilerimizi korumamız, maliyetleri düşürmemiz gerekiyor. Yoksa yarın çok geç olacak. Zaten giderek yaşlanan çiftçi nüfusu başlı başına bir sorunken buna bir de üretimden çekilenler eklenmemeli.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *