Zuhri, Konya Sivil Toplum Kuruluşları Platformu'nun ev sahipliğinde Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği'nin (MÜSİAD) Konya Şubesi'nde "Balfourdan Trump'a Kudüs Meselesi" başlıklı konferans verdi.
Trump'ın sunduğu sözde barış planı sonrası çok tehlikeli bir projeyle karşı karşıya olunduğunu ifade eden Zuhri, şunları söyledi:
"Arap ülkelerinin yöneticilerinin gösterdiği zafiyet, kendi maslahatlarını, çıkarlarını korumak için attıkları adımlar, Amerikan yönetimini ilan ettiği anlaşmayı uygulama konusunda cesaretlendiriyor. Bazı Arap yöneticiler varki şu anda Kudüs'ü Şerif'i Amerika'nın bu projesi karşısında kendi istikballerini korumak adına, Amerika'ya ve İsrail'e, altın tabak içinde sunmak üzere bekliyor. Bu, üzerine bir Amerikan elbisesi giydirilmiş İsrail projesidir. Bu projeyi İsrailliler geliştirmiştir, sahibi İsrail'dir. İlanı, duyurulması görevi Amerika'ya tevdi edilmiştir. Filistin davasını tasviye, ortadan kaldırma amacını taşımaktadır."
Projenin diğer tehlikeli yönleri için de Kudüs'ün İsrail'in başkenti olarak ilan edilmesi ve İsrail'e teslim edilmesi olduğunu ifade eden Zuhri, "Yine bu anlaşma yurt dışına sürülmüş Filistinlilerin kendi topraklarına dönmelerinin önünü tamamen kapatmaktadır. Yine planda Filistin toprağı olan Batı Şeria'nın da işgali yer almaktadır." dedi.
Plan açıklandıktan sonra bazı Arap ülkelerinin yöneticilerinin takındıkları tutumu da eleştiren Sami Ebu Zuhri şunları kaydetti:
"Bazı Arap ülkelerinin yöneticileri bu anlaşmanın ilanında sonra İsrail ile ilişki kurmak ve onlarla ilişkilerini sürdürmek konusunda kapı aralığı arama sürecine girmişlerdir. Biz Filistinliler bu anlaşmayı reddetme konusunda son derece kararlıyız. Biz Hamas olarak, El Fetih ve diğer Filistinli grublar arasında bu anlaşmanın reddedilmesi konusunda tam bir ittifak ve görüş birliği içerisindeyiz. Topraklarımızda direnişi sürdüreceğiz, varlığımızı devam ettireceğiz ve bu projeye sonuna kadar karşı duracağız."
Zuhri son olarak Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın sadece Filistinlilerin değil tüm Müslümanların ortak sorunu olduğunu dile getirerek, açıklanan sözde barış planının ardından Türk halkı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a gösterdiği tepki ve Filistinlilerin yanındaki duruşu için teşekkür etti. (AA)
