Konya’da şivliliğe korona engeli
Koronavirüsle mücadele devam ederken, kültürel etkinlikler de bu tedbirlerden nasibini almaya devam ediyor. Konya’ya has bir kültür olan ve yaklaşık 500 yıldır devam ettiği bilinen Şivlilik geleneği bu yıl 18 Şubat’a denk geliyordu. Konya Valiliği son olarak açıkladığı il hıfzıssıhha kurulu kararında Fener alayı ve Şivlilik geleneğinin bu yıl koronovirüs tedbirleri neticesinde yapılmayacağı kararını duyurdu. Kararda şunlar söylendi, “Kültürel mirasın bir parçası olarak kutlanan şivlilik etkinliklerinin kalabalıklara sebebiyet vereceği ve Covid-19 salgını için risk oluşturabileceğinden 2021 yılı için etkinlik yapılmasına müsaade edilmemesine, Yukarıda belirtilen esaslar doğrultusunda uygulamada herhangi bir aksaklığa meydan verilmemesine ve mağduriyete neden olunmamasına,Alınan kararlara uymayanlara Umumi Hıfzıssıhha Kanununun ilgili maddeleri gereğince idari işlem tesis edilmesine ve konusu suç teşkil eden davranışlara ilişkin Türk Ceza Kanununun 195 inci maddesi kapsamında gerekli adli işlemlerin başlatılmasına karar verilmiştir.”
2021 şivlilik 18 şubat’a denk geliyor
Konya’ya özgü olan Şivlilik kültürü, 2021 yılında 18 Şubat’a denk geliyor.
Şivlilik, Konya’da Hicri takvime göre üç ayların başlangıcı olan recep ayının ilk perşembesini cumaya bağlayan gecede ve Regaip Kandili sabahı çocuklarca yapılan kandil kutlama geleneğidir. Konya’da bu güne “ilk namaz” adı da verilir.
Kandil gecesi kutlama geleneği Osmanlı Devleti döneminde padişah II. Selim’den (1566-1574) itibaren sürdürülmektedir.
Kandilden bir hafta önce çocuklar, gece sokağa çıkarak bu günün geleceğini, trampetlerle, kavallarla, fenerlerle mahalle mahalle dolaşarak haber verirler. Fenerini alan çocuk sokağa çıkar, yol ortasına gerilen ipe fenerini asar, bütün dükkanlar rengârenk, irili ufaklı karpuz, davul, sünme, kuyruklu ismi verilen kağıt fenerlerle, mumlarla donatılır. Çocuklar yakılan ateşin etrafında halka olur ve fener alayına katılırlar.
Regaip gecesinin sabahı ellerine birer torba alan çocuklar kapıları çalmadan içeriye girer;
Şivli şivli şişirmiş,
Erken kalkan pişirmiş,
İki çörek bir börek,
Bize namazlık gerek. Şivliliiiiik... diye bağrışırlar.
Ev sahibi önceden hazırlanan kuru üzüm, leblebi, incir, iğde gibi çerezlerden ve günümüzde daha çok şekerlemelerden çocuklara dağıtır. Aynı gün, hemen her evde, yağda kızartılmış mayalı hamurdan “bişi” yapılır ve yufkaların arasına konur. Buna pekmezle yapılmış un helvası ilave edildiği de olur. Bişiler komşulara dağıtılır. O gün erkekler ise mahallenin camiinde mum yakar. İkindi ile akşam namazı arasında mezar ziyaretleri yapılır, yatsı namazında camilerde mevlit okunur. Şivlilik günü aile büyükleri, komşu ve akraba ziyaretleri yapılır, “namazın mübarek olsun” temennisinde bulunulur. Bu ziyaretler sırasında önce yemek, ardından da çerez ve meyvelerden oluşan şivlilik ikramı yapılır.
Çocukların hatırlandığı, mutlu edildiği şivlilik, aynı zamanda birlik ve beraberlik duygularının pekiştirildiği bir gelenek olarak geçmişten günümüze varlığını sürdürmektedir.
Selçuklu devletine başkentlik yapan Konya'da, üç ayların başlangıcı yüzlerce yıldır "Şivlilik" denilen adetle kutlanıyor.
Osmanlı dönemi öncesinden bugüne uzanan en eski dini geleneklerden biri olan "Şivlilik" kutlamaları, Regaib Kandili'nden bir gün önce geceleyin başlıyor.
Akşam namazından sonra çocuklar, anne-babalarıyla beraber sokaklara çıkarak, mahalle büyüklerinin uygun bir alanda ateş yakmasını bekliyor.
Yakılan ateşin etrafında toplanan çocuklardan bazıları ateşin üzerinden atlıyor. Eğlence ve kutlamalar gecenin ilerleyen saatlerine kadar devam ediyor.
Çocuklar, Regaib Kandili günü ise sabah erkenden maniler okuyarak, kapı kapı dolaşıp şeker ve çikolata topluyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.