Kuraklıkla mücadele eden Konya'nın verimli topraklarındaki yeni tehdit daha korkutucu

Kuraklıkla mücadele eden Konya'nın verimli topraklarındaki yeni tehdit daha korkutucu

Kuraklıkla mücadele eden Konya'nın verimli toprakları rüzgara veriyor. KOP projesinin tamamlanamaması ve çekilen susuzluk kentet ağaçlandırmayı da geri plana itiyor. Uzmanlar ise bakın Konya'yı ne için uyarır.

Kuraklığın vurduğu Konya'da bir başka tehdit ise rüzgar erozyonu. Konya Ovası’nda su ve rüzgâr erozyonu en önemli problemlerden.

YAĞIŞLAR İLE EROZYON TİPİ ARASINDAKİ BAĞ

Yağışlar ile erozyon tipi arasında önemli bir ilişki bulunmakta. Sahada ilkbahar aylarında düşen yağışlar kısa süreli ve yerel karakterde olan konveksiyonel yağışlar. Özellikle sağanak şeklindeki yağışlar gerek damla erozyonu, gerekse balçık ve yüzey erozyonu olarak ova topraklarında etkili olmakta.

İlkbahar aylarındaki güçlü sağanak yağışların başlangıcındaki iri yağmur taneleri damla erozyonunu arttırmakta. Ayrıca antropojenik etkilerle bitki örtüsünün tahrip edilmesi su erozyonunu hızlandırmakta. Su erozyonu uzmanlara göre Konya Ovası’nı çevreleyen dağlık ve platoluk sahalarda daha etkili olabiliyor.

SU EROZYONU NEREDE GÖRÜLÜYOR?

Özellikle ovanın kuzaybatı ve kuzeyinde yer alan Bozdağlar, Sille Baraj gölü çevresi, Takkeli Dağ’ın Konya Ovası’na bakan yamaçları, Akgöl’ün güneyindeki Düre Dağı’nda şiddetli su erozyonu görülüyor.

Konya Ovası’nın Kuzeyinde, Şiddetli Su Erozyonuna Uğramış Bozdağlar Konya Ovası’nda rüzgâr erozyonu da su erozyonu kadar etkili olmakta.

EN BÜYÜK TEHLİKE RÜZGAR EROZYONU

Karapınar, Akgöl ve Hotamış Bataklığı ve çevresinde bitki örtüsünün tahrip edilmesi rüzgâr erozyonunun çok ileri boyutta olmasına neden olmuş durumda. Özellikle Türkiye’nin en az yağış alan yerlerinden biri olan Karapınar yöresi rüzgâr erozyonu konusunda dikkat çekici.

Ülkemizde rüzgâr erozyonuna uğrayan sahaların % 22,1’i Karapınar ve çevresinde görülmekte. Karapınar ve çevresinde rüzgâr erozyonunun bu kadar büyük bir oranda görülmesinde fiziki coğrafya faktörlerinin etkileri erozyonu hazırlayıcı olmakla birlikte, esas etken beşeri faktörler olarak öne çıkıyor.

Karapınar ve çevresi, eski Konya Gölü’nün kuruması ile birlikte gölsel ortamda biriken gevşek kum, çakıl ve yer yer killi formasyonlar yüzeye çıkmış durumda. Gevşek bölgedeki bu materyaller, kolaylıkla üzerindeki bitki örtüsü kaldırılınca rüzgâr tarafından hareket ettirebilmekte. Ayrıca yörede volkanik unsurlardan kül ve tüf formasyonlarının bulunması da erozyona zemin hazırlayan unsunlardan.

Karapınar ve çevresinde yıllık yağış miktarının ve düzensiz oluşu, sıcaklık değerlerinin bilhassa kurak geçen yaz aylarında çok yüksek oluşu, sıcaklık ve yağış şartlarına bağlı olarak nem miktarının azlığına bir de rüzgarın eski göl tabanı istikametinden Karapınar İlçesi’ne doğru esmesi, sıcaklık ve nem gibi iklim elemanlarının olumsuz etkileri erozyon tetikleyen faktör.

Araştırma sahası toprakları eski göl ortamında birikmiş alüvyonlardan oluşmakta. Burada yer alan alüvyal topraklar, orta derin ve derin bir profil özelliği göstermesine rağmen, kumlu-killi özelliği erozyon açısından olumsuz bir durum ortaya koymakta. Ayrıca topraktaki organik madde ve diğer bitki besin maddelerinin azlığı agregatlaşmayı azaltmakta ve erozyona karşı mukavemeti düşürmekte.

BİKİLERİN YAKACAK OLARAK KULLANILMASI

Karapınar ve çevresi, bitki örtüsü bakımından fakir. Genellikle toprak yüzeyinde seyrek olarak geven, sığırkuyruğu ve tapır gibi bitki türleri yer almakta. Bozkıra has ait bitki bitkilerin yakacak ve hayvan otlatmak maksadıyla ortadan kaldırılması erozyonunun yörede aktif hale geçmesinde en önemli unsur olarak nitelendiriliyor.

Yöre, yer üstü suları bakımından olduğu gibi yer altı suları bakımından da fakir. Özellikler yer altı suyunun derinde olması, kuraklık ve buharlaşma gibi faktörlerin etkileri de eklenince toprak nem bakımından fakirleşmekte ve kuru toprak üzerinde rüzgârın etkileri artmakta.

Karapınar 1960'lı yıllarda şiddetli rüzgâr erozyonu nedeniyle göç tehlikesi ile karşı karşıya kaldı. İlçede, kumulların rüzgârla taşınması sonucu kumul tepeleri yükselmiş, toz bulutları oluşmuş, tarım arazileri verimliliğini yitirme tehlikesi ortaya çıkmıştı.

Karapınar ve çevresinde rüzgâr erozyonu ile mücadele çalışmaları 1962 yılından günümüze kadar süregelmiş. Erozyon bölgesinde önce kum, çakıl ve toz deposu olan yerler keşfedilmiş ve çalışmalara buralardan başlanmış. Daha sonra kamış perdeler ve bitki örtüsü teminine çalışılmıştı. Bu gün meyve bahçeleri, su kanalları ile cazip bir mesire yeri haline getirilen erozyon sahası halen erozyon tehdidi ile karşı karşıya bulunmakta.

KOP PROJESİ VE AĞAÇLANDIRMA

Uzmanlara göre Konya'da ağaçlandırma ile ormanlık sahalar arttırılmalı. Ağaçlandırılma yapılırken ovanın iklimi, toprak özellikleri, jeolojisi ve jeomorfolojisi göz önünde bulundurulması gerekiyor.

Erozyona uğrayan meyilli alanlarda teraslama yapılmalı, kiraz, vişne ve elma gibi meyve ağaçları dikilmeli. Meyve fidanlarının dikileceği sahalarda toprak kalınlıkları dikkate alınmalı. Toprağın çok sığ olduğu alanlar tercih edilmemeli. Bu sayede hem erozyon kontrolü sağlanacak hem de sahada meyve üretimi artabilecek.

Konya Ovası’nda tarımsal üretimde ihtiyaç duyulan sulama suyunun sağlanması için KOP’un (Konya Ovası Sulama Projesi) bir an önce hayata geçirilmesi gerekiyor. Ayrıca ovada yetiştirilen tarımsal ürünlerin işleneceği sanayi alanlarının ova dâhilinde yapılandırılması ve pazar şartlarının sağlanmasının da şart olduğu ifade ediliyor.

Ovada besicilik faaliyetleri desteklenmeli ve üretici teşvik edilmelidir. Böylece hayvanların meralara vereceği zarar en aza indirilebilecek. Ayrıca elde edilen doğal gübrede tarım alanlarında değerlendirilebilecek.

Kaynak:Olcay Kurt

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.