DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK

DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK

Ceviz Kabuğu’nda uluslararası ilişkilerdeki “mafya” düzeni ele alındı.  Silah tüccarı olan devletlerin kendilerine alan oluşturmak için savaş ortamı oluşturduğuna dikkat çekilirken, Türkiye’nin AB ve ABD tarafından ambargo ile tehdit edildiği vurgulandı. Batı’nın tarihsel süreçte yaptığını tekrarladığı “değişen bir şey yok” sözleriyle ifade edildi

BBN Türk TV’de canlı olarak yayınlanan ekran klasiği Ceviz Kabuğu bu hafta yine ilgiyle takip edildi. Dr. Hulki Cevizoğlu’nun moderatörlüğündeki programın konukları Emekli Hava Pilot-Korgeneral Dr. Erdoğan Karakuş ile Ufuk Üniversitesi Siyasal Bilimler ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Dr. Öğretim Üyesi Ergenekon Savrun oldu. “Türkiye-Fransa ilişkileri, Azerbaycan Ermenistan çatışması, S-400 füze testimiz ve KKTC Cumhurbaşkanlığı seçiminde Ersin Tatar'ın zaferi” gibi başlıkların ele alındığı programda çarpıcı değerlendirmeler yapıldı.

DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK

KKTC’deki seçimleri ve uluslararası kamuoyunda Türkiye’ye yönelik olumsuz tavrı değerlendiren Dr. Erdoğan Karakuş, “KKTC’de Tatar’ın kazanması ABD ve AB’yi rahatsız etti. Diğer yandan Azerbaycan-Ermenistan çatışması ve S-400’ün denenmesi onları sıkıntıya soktu. AB ve ABD yaptırım tehdidinde bulundu. Fransa hava savunma sistemi patriotun yapımından çekildi, Altay tankının motorunu verecek Almanya ve Milli Muharip Uçağı’nın motorunu verecek İngiltere ‘vermeyeceğim’ dedi. Savunma açısından eğer bir ambargoya, kısıtlamaya uğramışsanız geri kalanı hikayedir. 1996 yılında soktukları ve fevkalade zararlı çıktığımız Gümrük Birliği yasasına göre mali yaptırım yapamayacaklarına göre geriye sadece ABD’nin F-35 ambargosu kalıyor” dedi.

DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK

İNGİLTERE GEMİLERİMİZİ GASPETTİ

“Tarih ilerlese de roller değişmiyor” diyen Dr. Ergenekon Savrun, “I. Cihan Harbi’nin hemen öncesinde İngiltere’ye iki savaş gemisi (Sultan Reşat ve Sultan Osman) sipariş edilmiştir. Rauf Orbay beraberindeki 1200 kişilik mürettebat ile gemileri teslim almaya gitse de harp çıkacak endişesiyle gemiler verilmiyor. Burada devreye Almanya giriyor ve bize iki gemi (Yavuz ve Midilli) veriyor. Şu anda da o dönemdeki konjonktür geçerli. Sadece başroller değişmiş. Parayı alıp gemiyi vermiyorlar. Bunlar millet olamamış!” dedi.

DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK

TÜRKİYE PARASINI ÖDEDİ AMA…

Karakuş da aynı şekilde parası alınıp verilmeyen F-35’lere dikkat çekerek, “F-35 anlaşması şimdiye kadar 2,5 milyar dolar verilen ve toplam kaybımızın 26-27 milyar dolar olabileceği bir anlaşmadır. Parasını verdiğimiz uçaklarımıza el koydular. Bunun yanı sıra bize verilen uçakları Amerikan sistemine uymadığı gerekçesiyle revize edip kendi filolarına dahil ettiler” sözleriyle Amerika’ya tepki gösterdi.

DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK

S-400’LERİN TESTİ NORMAL PROSEDÜR

S-400’lerin testlerini de değerlendiren Karakuş, “Her aldığınız silahın, mühimmatın denenmesi gerekiyor. Maçtan önce antrenman yapmak lazım. F-16’lar ve F-4’lerin elektronik harp sistemlerini bastırmak üzerinedir. Füze atıldığını ya da hava savunma sisteminin radarına girdiğini sistem üzerinden tespit eder. Bunların çalışıp çalışmadığı test ediliyor. Türkiye 1960’lardan bu yana hava savunma sistemini kullanmaktadır. İstanbul’u korumak için 8 filo vardır. Bu filolar her yıl atış denemeleri yapar. Şu an S-400’lerde de durum budur. İki batarya test ediliyor. Menzili uzun bir savunma sistemidir. Sinop’ta konuşlu ama geniş bir alanı savunacak. S-400’ün menzili 400 kilometredir. Kısaca S-400’lerin testi normal bir prosedürdür” dedi.

HAVA KUVVETLERİNE YATIRIM YAPIYORLAR

Karakuş, Yunanistan’ın hava kuvvetlerine yatırım yaptığının altını da çizerek, “Yunanlılar denizci bir millet olmalarına rağmen 1974’ten sonra havacılığa önem verdiler ve büyük paralar harcadılar. Toplam 250’ye yakın uçakları var. Üstelik yerde hazır beklettikleri A-7 uçakları var ve oldukça etkin durumdalar” diye konuştu.

TÜRKİYE İLE ASLA SICAK ÇATIŞMAYA GİRME

Karakuş’un “Batı, Yunanistan’ı tahrik ederek Türkiye ile sıcak savaşa sürüklemek istiyor” sözünün ardından açıklamalarda bulunan Ergenekon Savrun, “Yunanistan 1922’de ve 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nda ders almıştır. Onlar bizi yenemeyeceğini biliyor. Ayrıca Yunan istihbaratının ‘Uyan Yunanistan’ isimli donktrinlerinde  ‘Türkiye ile asla sıcak çatışmaya girmeyin. Megali İdea ve Enosis hedeflerini buzdolabına kaldırın. Türkiye’de ne kadar bölücü, organizasyon, grup, cemaat varsa hepsiyle dirsek teması kur. Türkiye ile husumeti olan ülkeleri destekle’ yazar. Bunu Suriye’yi, PKK ve Ermeni örgütlerini destekleyerek ortaya koydular. Gen değişmiyor. Yunan milli politikası Türkiye karşıtlığı, Türkiye düşmanlığıdır” dedi.

AMERİKA EKSEN KAYMASI YAŞIYOR

Programda oy verme işlemi devam eden ve 3 Kasım’da sona erecek ABD seçimleri de ele alındı. Dr. Savrun, “ABD tarihine baktığımız zaman büyük savaşların hepsi Demokratların dönemindedir. Obama dönemini hatırlarsanız, Arap Baharı’ndan tutun Suriye ve Irak’ın parçalanmasına, IŞİD’in kurulmasına kadar her türlü olay yaşandı. Oysa isminde Hüseyin var, siyahi bir adam diye Müslüman coğrafyayı kandırmışlardı. Amerika eksen kayması yaşıyor. Pasifik’te Çin ile başı belada. Çin ticareti Amerika’yı geçmiş durumda. Hedeflerine Rusya, Çin ve Türkiye’yi koydular. Brexit sonrasında AB’nin de ekseni kaydı. İstedikleri kadar ambargo uygulasınlar. Türkiye dik durup kendi milli sanayisini güçlendirmeli. Bu vesile ile dışa bağımlılığımızı sıfırlamalıyız” diye konuştu.

BAE’DEN YUNANİSTAN’A SİLAH DESTEĞİ      

Fransa’nın NATO’nun çatışmayı önleyici sistemi kurdurmasından çok rahatsız olduğunu ifade eden Karakuş, şunları söyledi: “Tek amacı çatışma ortamı doğurup silah satmayla meşgul bir ülke olan Fransa bu amacına ulaşamadı. Yunanistan süreçte en fazla desteği Birleşik Arap Emirliği’nden aldı. BAE’nin elinde F-16 ve Mirage uçakları var. BAE, Yunanistan'ın Girit Adası'nda bulunan Souda Hava Üssüne 4 adet F-16 sevk etti. Bunlarla Yunanistan’a 200 ton civarında malzeme ve silah verildi.”

ÖLDÜ DEDİKLERİ ERMENİLER KAMPTA ÇIKTI

Fransa’nın saldırgan tutumu ve Ermeni Soykırımı iddialarını da değerlendiren Dr. Erdoğan Karakuş, “Soykırım iddialarına karşı 57 bin belge incelenmiş. Her şey rakamlarla ortaya konmuştur. O dönem 650 bin kişi göçe tabi tutuluyor. Yolda 38 bin kişi hastalıktan ölmüştür. Bu giden 650 bin kişiden 401 bini Kurtuluş Savaşı’nda geri dönüp Türkiye ile savaşmıştır. Şu an PKK’nın cirit attığı Deyrizor’da öldü dedikleri insanların iaşe kayıtları çıktı. Yani öldü dedikleri Ermenilerin oradaki kampta yemek yediği ortaya çıktı” ifadelerini kullandı.

İSLAMOFOBİ YENİDEN HORTLADI

Fransa’nın son dönemde Müslüman karşıtlığı politikasını değerlendiren Savrun, “Avrupa’da Müslümanlara karşı kara propaganda yapılmakta. İslamofobi yine hortlamış durumda. Barbar kavimler dedikleri Müslümanlara karşı bu eylemleri bilerek yapıyorlar. Geçmişindeki ayıpları, soykırımları örtmek için kasıtlı yapılıyor. AB’de üçüncü sınıf vatandaş olarak görülen Müslüman gençleri ülkeden kaçırıp IŞİD ve Boko Haram gibi terör örgütlerine mensup göstermek ve onlarla savaşıp onları yok etmek amacındalar. Tarihten gelen süreçte de bu böyleydi, bugün de böyle. Değişen bir şey yok” diye konuştu.       

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.