Diyalog mesajı var, çözüm için somut adım yok
Finlandiya, NATO'ya üyelik için başvuru sürecinde İttifak üyelerinin tamamının uzlaşması için çaba sarf edip Türkiye'ye "diyaloğun devam etmesi" mesajları verse de İsveç ve Finlandiya'da terör örgütü PKK/YPG/PYD ve FETÖ'ye verilen destek nedeniyle Türkiye'nin ortaya koyduğu endişeleri kendi adına gidermek için henüz somut adım atmadı.
Finlandiya Dışişleri Bakanlığının ülkenin dış ve güvenlik politikası hakkında Helsinki'ye düzenlediği medya ziyaretine katılan AA muhabiri, Finlandiya'nın NATO'ya üyelik kararını nasıl aldığına, Türkiye'nin İsveç ve Finlandiya'nın başvurularına karşı gelmesinin ülkede nasıl yankı bulduğuna ve sürecinin nasıl ilerlediğine ilişkin gelişmeleri ve izlenimlerini derledi.
Finlandiya tarafsızlık politikasını ne oldu da bir kenara bıraktı?
Eski Sovyetler Birliği ile İkinci Dünya Savaşı sırasında iki kez savaşan Finlandiya'nın hafızasında özellikle, Sovyetler'in Kasım 1939'daki saldırısıyla başlayıp Mart 1940'ta Finlandiya'nın mağlubiyetiyle biten Kış Savaşı'nın izleri var.
Finlandiya, İkinci Dünya Savaşı'nı izleyen dönemde yeniden benzer savaşlarla boğuşmamak için Doğu ve Batı Blokları arasında tarafsızlık politikasını benimsedi.
Sovyetler Birliği'nden çekindiği için Batı dünyasıyla da ilişkilerini hep sınırlı tutan ülke, Soğuk Savaş'ın ardından Batı'yla ilişkilerini geliştirmeye hız verip Birleşmiş Milletlere (BM), Nordik Konseyi'ne, Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği'ne (AB) üye olsa da askeri tarafsızlık politikasını devam ettirdi.
Finlandiya NATO'ya üye olmadı, İttifak ile Barış için Ortaklık Programı çerçevesinde iş birliği yürütmeyi tercih etti.
Ülkenin yıllardır sürdürdüğü ve "Finlandiyalaşma" olarak uluslararası ilişkiler terimi haline gelen tarafsızlık politikasını terk etmeye iten gelişme ise Rusya'nın Ukrayna'ya 24 Şubat'ta başlattığı savaş oldu. Finlandiya Dışişleri Bakanı Pekka Haavisto, bu durumu "Büyük komşumuzun (Rusya) her şeyden önce Avrupa'nın güvenlik mimarisine saygı duymadığını gördük." diye anlattı.
Ülkede şubat ayına kadar NATO'ya katılmayı destekleyenlerin oranı yüzde 20'leri geçmezken bu oran, yüzde 75'e çıktı.
Finlandiya için en önemli şey NATO'nun 5. maddesi
Rusya'nın Ukrayna'ya başlattığı savaş Finlandiya'yı NATO için harekete geçirse de aslında ülke doğrudan saldırıların hedefinde değil. Ancak "kapsamlı güvenlik" kavramı ile hareket eden ülke için en önemli savunma stratejisi, "hazırlıklı olmak." Finlandiya, olası saldırılara karşı savunma kapasitesiyle hazır olduğu mesajını veriyor, savunmaya ayırdığı bütçeyi artırdığını, hava filosunu ilk partisini 2025'te teslim alacağı 64 yeni F-35 savaş uçağıyla güçlendirdiğini vurguluyor.
Ülke, belli periyodlarla düzenlediği tatbikatlarla Soğuk Savaş'tan bu yana askeri hazırlığını diri tutuyor. Finlandiya'da askerlik, 18 yaşın üzerindeki erkekler için zorunlu, kadınlar ise gönüllü askerlik yapıyor. Ülkede 2017'de 532 kadın gönüllü askerlik yaparken, geçen yıl 883 kadın askerlik hizmeti verdi.
Finlandiya kendi savunma kapasitesine güvense ve AB'nin Ukrayna'ya verdiği desteği takdir etse de bundan sonra güvenlik politikasını NATO çatısı altında sürdürmek istiyor.
Dışişleri Bakanı Haavisto, AB'nin, NATO'nun sahip olduğu askeri eğitim ve altyapıdan yoksun olduğunu belirterek "NATO, Avrupa düzeyinde tüm güvenlik konularında iş birliğine sahip olan tek kuruluştur." görüşünü savunuyor.
Finlandiya, NATO'ya üye herhangi bir ülkeye saldırı olduğu takdirde, bu saldırıyı tüm NATO üyesi ülkelere yapılmış sayan NATO'nun 5. maddesinin getireceği güvenlik garantilerini istiyor.
Finlandiya Savunma Bakanı Antti Kaikkonen'a göre, Finlandiya'nın olası "NATO üyeliğinde en çok ilgilendiği" ve ülke için "en önemli şey", NATO'nun 5. maddesi.
Finlandiya İsveç'le "el ele" aynı gün Brüksel'in kapısını çaldı
Ukrayna'daki savaşın yarattığı endişe ülkede yıllardır NATO üyeliğine karşı çıkanların da fikrini değiştirdi, 200 parlamenterden 188'inin NATO üyeliği lehinde oy vermesi üzerine Finlandiya, İsveç'le 18 Mayıs'ta Brüksel'in kapısını çaldı, NATO'ya resmen üyelik başvurusunda bulundu. Finlandiya ve İsveç, NATO'ya aynı gün başvurdu ancak NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'e bu "eş zamanlı" dilekçelerini "ayrı ayrı" sundu.
Stoltenberg'in masasında iki ayrı dilekçe olsa da Finlandiya, süreci İsveç'le birlikte yürütmekten yana. Finlandiya Savunma Bakanı Kaikkonen, İsveç'in kendilerinin "en yakın savunma iş birliği ortağı" olduğunu belirterek iki ülkenin talebini NATO'ya üyelik yolunda "El ele yürümek iyi." diye tanımlıyor.
Dışişleri Bakanı Haavisto da Finlandiya'nın süreci İsveç olmadan sürdürmek istemediğini şöyle anlatıyor:
"Finlandiya, İsveç olmadan tek başına devam eder mi? Elbette başvurularımız ayrı ama İsveç'le tarihsel olarak çok derin savunma iş birliğimiz var. Çok sayıda ikili savunma sözleşmemiz var, hava sahasını kontrol ediyoruz ve donanma düzeyinde birlikte çalışıyoruz. Bence bu bölgeden her iki ülkenin de aynı anda üye olması NATO için faydalı olacaktır. Bu bölgenin güvenlik süreçlerine bakacak olursak her iki ülkenin de aynı anda gelmesinden NATO'nun en büyük faydayı sağlayacağını düşünüyorum."
Türkiye: Teröre destek vermek, müttefiklik ruhuyla bağdaşmaz
Türkiye, Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya üyelik başvurularına bu ülkelerde terör örgütü PKK/YPG/PYD ve FETÖ'ye verilen destek nedeniyle karşı çıkıyor; Türk vatandaşlarını ve Türkiye'nin güvenliğini tehdit eden terör örgütlerinin faaliyetlerinin engellenmesini, bu konuda somut ve kalıcı adımlar atıldığını görmek istiyor.
Hem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ilgili ülkelerden muhataplarıyla yaptığı görüşmelerde, hem de Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın her iki ülkeden 25 Mayıs'ta Ankara'ya gelen heyetlere Türkiye'nin duruşunu dile getirdi.
Türkiye, bir müttefik açısından tehdit oluşturan terör örgütlerini görmezden gelen bir anlayışa NATO'da yer olmadığının altını çiziyor, milli güvenliğine ve halkına yönelik bu açık terör tehdidine karşı verdiği meşru ve kararlı mücadeleye destek bekliyor.
Heyetler Ankara'da görüştü ve ülkelerine dönüp "Türkiye'nin terör örgütü PKK/YPG/PYD ve FETÖ güdümündeki şahıs ve sözde kuruluşlarla temaslardan" rahatsız olduğunu iletti ancak Finlandiya ve İsveç'ten terörle mücadelede tam bir uyum içinde çalışacaklarına dair henüz somut bir adım gelmedi. Bu nedenle görüşmelerin ardından ne bir yol haritası açıklandı ne de yeni bir görüşme tarihi belirlendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, heyetlerin ziyaretini "Görüşmeler maalesef beklenen düzeyde olmadı. Bunlar dürüst değiller, samimi değiller." sözleriyle anlattı.
Diyalog çağrısı olsa da Türkiye'nin endişelerini gidermeye yönelik somut adım yok
Finlandiya'dan "Türkiye ile diyaloğa açığız, sorunların çözülebileceğine inanıyoruz." açıklamaları gelse de Türkiye'nin endişelerini gidermeye yönelik henüz somut bir adım atılmadı. Ülke, üyelik başvurusu için bir yandan ABD, diğer yandan NATO nezdinde destek arıyor. Umudunu bu ayın sonunda Madrid'de düzenlenecek NATO Zirvesi'ne bağlamış durumda.
Savunma Bakanı Kaikkonen, Zirve'den önce Türkiye'nin terörle mücadele talebine dair konunun çözüme kavuşturulmasını umduğunu söyledi, "Çözüm bulmaya hazırız." dedi.
Dışişleri Bakanı Haavisto da Ankara'daki görüşmenin tek seferlik olmaması gerektiğini belirterek "Türkiye ile bu diyaloğu sürdürmeye hazırız." mesajını verdi.
Son diyalog mesajı, en üst düzeyden, Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö'den geldi. Niinistö, Cumhurbaşkanlığı sitesinde yer alan açıklamasında, Ankara'da 2015'te düzenlenen terör saldırısının ardından eşi ile resmi ziyarette bulunduğu sırada olay yerine Cumhurbaşkanı Erdoğan'la karanfil koyarken çekilen fotoğrafına da yer verdi ve "Türkiye'nin terör konusundaki endişesi ciddiye alınmalıdır. Sıradan vatandaşlar olan çok sayıda Türk, terör saldırılarında hayatını kaybetti." ifadelerini kullandı.
Finlandiya, PKK'nın terör örgütü olduğunu ve AB'nin de terör örgütleri listesinde bulunduğunu dile getiriyor ancak Türkiye'nin milli güvenliği için bu örgütün Suriye ve Irak'taki uzantılarına yönelik mücadelesine destek olacağına dair açık mesajlar vermiyor, somut adımlar atmıyor.
Türkiye, terör örgütleriyle temasın ve onlara desteğin kesilmesi ile Türkiye'ye yönelik ambargo ve yaptırımların kaldırılması gibi talep ve hassasiyetlerinin yerine getirilmesi yönündeki duruşunda kararlı. Ancak Finlandiya bir yandan "Türkiye'nin endişelerini gidermeye çalışıyoruz." mesajı verirken diğer yandan "Kendi mevzuatlarımıza ve mevzuat süreçlerimize de saygı göstermeliyiz." diyerek somut çözüm önerileri sunmuyor.
Finlandiya'nın Türkiye'nin beklentilerine verdiği yanıtı Ankara'nın hangi açılardan kabul etmediği sorusu ise Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un sözlerinde yanıt buluyor: "Türk halkı artık lafa değil icraata bakıyor."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.