Girişimci İş Adamları Vakfı adına Konya ve Van şubelerinin başkan ve yönetim kurulu üyeleri İran'ın Erdebil şehrinde ilki düzenlenen fuara katılarak Türkiye standı açtılar. Erdebil Valisi, Ticaret Odası Başkanı ve şehir protokolü tarafından üst düzey protokolle ağırlanan yaklaşık 20 kişilik heyet, Erdebil Organize Sanayisi’nde bazı fabrikaları gezerek iş görüşmesi de yaptılar.
Türk şehri olan Erdebil'de dil problemi yaşamadan ve oldukça cazip fiyatlarla mal tedariğinin sağlanabileceğini ifade eden iş insanları, seyahatlerinde şehrin tarihi ve turistik yerlerini de gezdi. Önemli bir tarihi figür olan Şah İsmail'in kabrinin de bulunduğu külliye başta olmak üzere pek çok noktayı gezen heyet için özel bir konser de düzenlendi.
GİV Konya Şube Başkanı Fatih Ceylan ve GİV Van Şube Başkanı Mahmut Gedikli, Erdebil Valisi başta olmak üzere ilgili protokole etkinliğin anısına plaket takdim ettiler.

CEYLAN, İRAN TEMESLARINI DEĞERLENDİRDİ
İran'daki programı değerlendiren GİV Konya Şube Başkanı Fatih Ceylan, "Son dönemde İsrail ve Amerika’nın saldırılarına maruz kalan İran’ı ekonomik, sosyal, demografik ve siyasal açıdan değerlendirmek gerekir. İran doğal gaz ve petrol kaynaklarına, zengin maden rezervlerine, enerji imkanlarına rağmen ambargoyla yaşamaya ve ekonomik olarak ayakta kalmanın yollarını bulmuş görünüyor. Bunlara rağmen fakirleştirilmeye çalışılan, dünyanın iktisadi sisteminin dışında tutulmaya çalışılan, bankacılık, kredi kartı ve farklı finans sistemlerinin dışında kalan bir ekonomi. Tahran, Erdebil Gilan gibi eyaletler ve Kum şehri gibi şehirlerin dışındaki alanlarda imkânsızlıklar ve yokluklar görülüyor. Kabuğunu kırabilenler yaptıkları işte başarılı olabilmişler, kıramayanlar ise gündelik işler, alım satım ve kendilerine yetebilecek boyuttaki tarımsal faaliyetlerle iştigal ediyorlar. Bunca imkana rağmen bir Müslüman ülkenin, bir komşu ülkenin bu durumda olması bizi üzüyor; lakin İran ile ticaret yapılabilir. Demografik açıdan biraz karışık bir toplum ama Türkmenlerin yaşadığı bölgeler daha rahat daha samimi. Bütün zorluklara rağmen üretmeyi başarabildiklerini, dünyaya satmanın mümkün olduğuna inandıklarını gördük. Onlara ulaşan her tüccarla samimiyetle hassasiyetle ilgilendiklerini gördük. Tahran’da çalışma şartlarını, ekonomilerini, oradaki sosyal kimliklerini tanıma fırsatı bulduk. ‘Biz Türküz’ deyince, ‘Türkiye’den geliyoruz’ deyince bize gösterdikleri sevgiyi ve muhabbeti gördük, bir kez daha" dedi.