Tınaztepe Mağaraları ilk olarak Fransız Bilim Adamı Dr. Michel Bakalowichz tarafından 1968 yılında keşfedilerek krokisi çıkarılmıştır. Araştırmalara göre yaklaşık 230 milyon yıl gibi uzun bir süreçte meydana gelmiş olan mağaraların Romalılar Dönemi’nde kullanıldığı ve burada I. yüzyılda Homanedeisler’in yaşadıkları rivayet edilmektedir.Tınaztepe Mağaraları aynı bölgede dört-beş ayrı mağaradan oluşmaktadır
Birbirine oldukça yakın bulunan mağaraların en üst kısmında 104 m. uzunluğunda, 2-3 m. eninde ve 4-5 m. yüksekliğinde tamamıyla fosilleşmiş bir mağara yer almaktadır. Zeminin kuru olduğu bu mağarada az sayıda sarkıt ve dikit bulunmaktadır. Üsteki mağaranın hemen altında yer alan orta mağara yağışlı zamanlarda aktif bir mağara halindedir. En altta bulunan ve Düden Mağarası benzeri bir oluşuma sahip olan ana mağara ise özellikle yağışlı mevsimlerde oldukça aktif olup çeşitli birikinti ve göllerden oluşmaktadır. Tınaztepe Mağaraları’nın en büyüğü olan ve günümüzde ziyarete açık bulunan 1.015 m uzunluğundaki ana mağaranın girişi 45 m. çapında ve 60 m. derinliğindedir. Sonundaki 30 m. inişi dışında bütünüyle yatay olan mağara içinde bazı yerlerde küçük çağlayanlar oluşturarak mağara sonunda derin ve büyük bir boşluğa dökülen bir dere bulunmaktadır. Mağara tabanından akan bu derenin, Tınaztepe Mağaraları’nın 8 km. kuzeyinde bulunan Susuz Güvercinlik Mağarası’nda ortaya çıktığı ve burada 1,5 km aktıktan sonra kayaların içerisine girerek Susuz Köyü içerisindeki Yağini’nden yeniden yeryüzüne çıktığı bilinmektedir. Derenin hareketiyle ve tavandaki çatlaklardan sızan sular nedeniyle mağara içinde kalker tüfleri, travertenler, sarkıt ve dikitler ile sonunda masmavi bir göl oluşmuştur. Mağaranın en güzel dikit ve sarkıtları ilk 200 metresinde bulunmakta, yumuşak kristallerle örtülü mağara tabanı içeride akan dere nedeniyle 1-1,5 m. derinliğinde pırıl pırıl sularla kaplı bulunmaktadır. En yüksek sıcaklığın 36,5 °C en düşük sıcaklığın –18,4 °C olarak ölçüldüğü mağarada bazı günlerde yaz sıcağında bile sıkı giyinmeniz gerekebilir.Tınaztepe Mağarası, gerek ulaşım kolaylığı gerekse doğal güzellikleri açısından turizme oldukça elverişlidir. Yakın zamanlarda mağara içinde aydınlatma çalışmaları ve çevresinde bazı düzenlemeler yapılarak, burası özel bir işletme tarafından hizmete açılmıştır. Tınaztepe, sadece içindeki travertenler, sarkıt ve dikitler, dereler ve göller, doğal tüneller ve köprüler oluşturan kayalar nedeniyle ilgi çekici değildir. Aynı zamanda mağarada çeşitli kurbağalar, farklı büyüklük ve renkte yarasalar bulunmaktadır. 1 km boyunca oldukça eğlenceli ve heyecanlı olan yürüyüş parkurunu takip ederek mağaranın sonuna geldiğinizde yaklaşık 30 m bir uçurumdan izleyebileceğiniz muhteşem güzellikte masmavi göl sizi büyüleyecektir.Gayet düzgün ve güvenli olan yürüyüş parkurunu insan hareketine duyarlı aydınlatmalar ve ney sesi eşliğinde geriye dönmeden sonuna kadar sabırla ilerleyip yolu tamamlamanızı tavsiye ederim. Tenha olduğu dönemlerde zaman zaman tedirgin olsanız da, yolculuğun sonunda karşılaşacağınız derin mavi göl sizi oldukça heyecanlandıracak ve mutlu edecektir. Eğer güzergâh boyunca yorulmuşsanız, parkurun belirli noktalarına kurulmuş olan mola alanlarında su sesi eşliğinde dinlenebilir, mağara çıkışında yer alan tesiste çaylarınızı yudumlayabilirsiniz. Mağara çevresinde bulunan tesis, çeşit çeşit süs eşyası ile yöresel gıdaların satıldığı çok güzel alanlara sahip bulunmaktadır. Burası çocukların eğlenebileceği oyun alanları, oldukça temiz tuvaleti, mescidi ve nefis yemekleri ile saatlerce sıkılmadan mola verebileceğiniz bir yer haline getirilmiştir.1968 yılında Fransız bilim insanı Michel Bakalowichz tarafından bulunmuştur ve mağaraların tıbbi araştırmasını yaparak astım hastalığı için doğal bir tedavi ortamı olduğunu belirtmiştir.
Burada Konya - Antalya yolculuklarınızda veya hafta sonlarında ailenizle, çocuklarınızla güzel vakitler geçirip, yöresel ürünler eşliğinde güzel bir kahvaltı yapabilirsiniz.
