KONYA HABER
Konya
Açık
13°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,3093 %0,23
48,9226 %0,44
4.864,73 % -0,57
Ara

Asabiye Teorisi

YAYINLAMA:

Bu haftaki yazımızda, İbn-i Haldun'un Mukaddimesi’nden bahsetmek isterim. Yazı girişine bakıp sıkıcı olduğunu düşünmeyin sakın. Şayet fırsat bulup okursanız, hepimizi yakından ilgilendirdiğini göreceksiniz.

İbn Haldun’un “Asabiye Teorisi”ne göre, toplumların dayanışma ve birlik ruhuna dayanarak yükseldiğini, ancak zamanla bu ruhun zayıflamasıyla çöküşe geçtiğini savunur. Başlangıçta güçlü bir toplumsal dayanışmaya sahip olan gruplar (örneğin göçebe kabileler), devleti ele geçirerek güçlenir. Ancak zamanla lüks, rehavet ve iç çekişmeler nedeniyle bu dayanışma zayıflar ve devlet yıkılışa sürüklenir. Asabiye, bir toplumun hayatta kalma ve gelişme gücünü belirleyen en önemli unsurdur.

İbn-i Haldun, 14. yüzyılda yazdığı Mukaddime adlı eserinde, toplumsal yapıları ve devletlerin yükselişini, gelişimini ve çöküşünü derinlemesine incelemiştir. Ona göre, her toplum, belirli bir döngüye tabi olup, bu döngü içinde önce yükselir, sonra geriler ve nihayetinde çöküşe uğrar. Bu çöküşün sebepleri ise, özellikle sosyal yapının bozulması, yönetim zafiyetleri ve ekonomik krizlerle ilişkilidir. İbn-i Haldun, bir toplumun çöküşüne işaret eden belirgin alametleri detaylı bir şekilde açıklamıştır.

İbn-i Haldun’a göre, bir toplumun çöküşünün birkaç belirgin alameti vardır. Bunlar arasında, iktisadi çöküş, devletin zayıflaması, toplumsal dayanışmanın kaybolması (asabiyetin zayıflaması), ve toplumdaki eşitsizliklerin artması ilk sırada yer alır.

Zenginliğin belirli bir sınıfın elinde yoğunlaşması ve halkın temel ihtiyaçlarının göz ardı edilmesi, toplumda huzursuzluk ve bölünmelere yol açar. Devletin yönetim kapasitesinin zayıflaması, adaletin sağlanamaması, güvenlik sorunlarının artması da çöküş sürecini hızlandıran faktörlerdir. Bu unsurlar, toplumun düzenini tehdit eder ve devletin toplum üzerinde etkili olma yeteneğini ortadan kaldırır.

Sonuç olarak, İbn-i Haldun'un toplumsal çöküşle ilgili tespitleri, günümüzde de geçerliliğini koruyan derin bir analiz sunmaktadır. Toplumların zamanla güç kaybetmesinin, sadece dışsal etmenlerden değil, içsel bozulmalardan kaynaklandığını vurgular. Bu bağlamda, bir toplumun sürdürülebilirliği, yalnızca ekonomik ya da askeri güçle değil, güçlü bir sosyal dayanışma, adaletli bir yönetim ve dengeli bir ekonomik yapı ile mümkün olabilir. İbn-i Haldun’un öngörüleri, hem geçmişte hem de günümüzde toplumların çöküş süreçlerini anlamak açısından değerli bir rehber niteliğindedir.

İbn Haldun'un teorisine göre Türkiye, klasik anlamda bir çöküş sürecine girdi mi sorusuna kesin bir yanıt vermek zor. Ancak toplumsal dayanışmanın zayıflaması, adalet duygusundaki erozyon ve ekonomik sıkıntılar gibi belirtiler, İbn Haldun’un bahsettiği türden bir zayıflama sürecine işaret ediyor olabilir. Tabii ki toplumların kaderi mutlak değildir; bu tür dönemler aşılabilir ya da tersine çevrilebilir.

Hayatta kalanlarımız, akıbetimize şahit olacak elbet.

Allah memleketimizi her türlü musibetten korusun, Türkiye Cumhuriyeti'ni ilelebet payidar kılsın inşallah.

Kalın Sağlıcakla.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *