KONYA HABER
Konya
Açık
17°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,3403 %0,23
48,9263 %0,43
4.857,52 % 0,01
Ara

Kopya Var Liyakat Yok

YAYINLAMA:

"Liyakatsizlikle ellerde büyüyen Nesil, geleceğimizi eğitiyor…"

Toplum olarak, eğitim sistemi hepimizin ortak derdi olmaya devam ediyor. Depremde yıkılan okullardan, mezun olduktan sonra yıllarca atanamayan öğretmenlere; KYK borcunu ödeyemediği için icralık olan gençlerden, üniversite sıralarında torpil ve liyakat tartışmalarına... 2022’den bu yana ne değişti diye sorarsanız, cevabımız yine “çok az” olur.

Koltuğa oturan her Milli Eğitim Bakanı, çağdaş, yenilikçi bir sistem sözü verir ama uygulamada ya yarım kalır ya da hiç başlamadan unutulur. Dijitalleşmenin, yapay zekanın konuşulduğu dünyada, hâlâ kalabalık sınıflarda, ezbere dayalı, sınav odaklı bir eğitim sistemine mahkûmuz. Ara ara sosyal medyada parlayan bir iki “başarı öyküsü”yle avutuyoruz kendimizi. Genç bir yazılımcı Silikon Vadisi'ne gitmişse, bir lise öğrencisi fizik yarışmasında derece almışsa hemen sahipleniyoruz: “İşte bizim evladımız!

Oysa bu sevinçlerin ardında büyük bir acı yatıyor: Sistem çalışmadığı için, içinden tesadüfen sıyrılan birkaç kişiye bel bağlıyoruz. Üstelik bu sistemde kopya, sadece bir öğrenci suçu değil, toplumsal bir alışkanlığa dönüşmüş durumda. Artık sadece sınav kâğıdına değil, diplomaya, liyakata, hatta ahlaka bile kopya karışıyor.

Prof. Dr. Necati Cemaloğlu yıllar önce şöyle demişti: “Amerika’da Stanford Üniversitesi'nde sınavda gözetmen olmaz. Öğrenciler sınavı kendi aralarında yapar, kopya çekeni sınıf arkadaşları ihbar eder, okuldan atılır.” Peki bizde? Bir amfide 60 öğrenci sınava girer, başlarında gözetmenler dolaşır, kimi zaman hoca da gözlemler. Yine de toplu kopya çekildiği olur. Sınav geçilir, diploma alınır. Sonra?

Kopyayla mezun olan öğretmene çocuğumuzu teslim ederiz.

Kopyayla mühendis olmuşsa, yaptığı binada otururuz.

Kopyayla doktor olmuşsa, ona canımızı emanet ederiz.

Kopyayla hâkim olmuşsa, adaleti ondan bekleriz.

Bugün eğitim sistemimizin yetiştirdiği bu nesli biz oluşturduk. Ama bari onların da aynı yöntemlerle gelecek nesli yetiştirmesine göz yummayalım. Torpili, kopyayı, ezberi meşrulaştıran bu yapıyı değiştirmezsek, sadece kötü bir eğitim sistemiyle değil, liyakatsizlikle, çürüme ile, hayati bedellerle yüzleşeceğiz.

Yenilemezsek, çok kötü yenileceğiz.

Kalın sağlıcakla.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *