KONYA HABER
Konya
Açık
24°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
40,9157 %0,77
47,9224 %1,05
4.383,41 % 0,12
Ara

İYİ NİYET YORGUNLUĞU

YAYINLAMA:

Duyarlılığımızın açık kapı politikasının istismar edilmesi…

Samimiyetimizin geniş atmosferinde kırmızı çizgilerimizin bulunmadığının önyargısıyla davranılması…

Yakınlaşmanın, samimiyetin, içtenliğin kullanılabilir aparatlar olarak algılanması…

Yüksek tansiyonlu tepkiler göstermemenin karşı tarafta her şeyi kabullenir algısı üretmesi…

Sürekli iyi niyetinden vurulmak…

Bazen bir benciliğin kuytusunda kendimi beğenmiş olarak mı var olmaya çalışıyorum diye düşünmüyor değilim.

Kendini beğenmiş olmanın yalnızlığına dair sessiz bir direnişle geri kalan herkese karşı öfke dolu olduğumu da düşünüyorum.

Beni kibirli ve egoist yapanın benim dışımdakiler olduğu konusunda kendimle fikir birliğine varıyorum ve kendimi haklı çıkarmanın gururlu kutlaması da yapıyorum.

Herkesten umut kesmiş olmak gerekliliği beni motive ediyor ama kendime.

Kimseyle anlaşma zorunluluğum olmadığını anladığım günü bir doğum günü olarak takvimlerde belirleyeli ne zaman olduğunu unutalı çok oldu.

Hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığıyla ilgili ön yargım, yargım haline dönüştüğünden bu yana saf bir reddedişle bugüne dair birçok şeyi kolayca reddetme alışkanlığı edinmiş olmamla kendi kendime övünüyorum.

Az insandan hiç insana geçtiğimi kutladığımda hayatımı kendi yalnızlığımın gölgesinde huzurlu bir yaz ikindisi kıvamında yaşamaya başladığımı itiraf ediyorum, kendime tabii ki.

Müzakerelere, uzlaşmalara, karşılıklı alıp vermelere, her türlü ilişkinin bir demokratik yapısı bulunduğuna ve böyle ilerlediğine inancımı kaybettiğimden bu yana, kendim ile ilişkimde en vasat ama en parlak ve en sade etkileşimlerde bulunduğumu, bunun da bende son derece coşkulu bir gündelik yaşam oluşturduğunu da keşfetmiş olmanın gururunu yaşıyorum.

Bütün umudum kendimde.

Bazen seçtiğimiz yaşam biçimlerinin veya artık dönüştüğümüz kişi olarak hayatımızı devam ettirmemizin altında sadece “ben” değil daha çok “öteki” olduğunu düşünmüyor değilim.

Kişilik kalıplarımızı sadece kendimiz belirlemiyoruz. Ya da kişilik kalıplarımızda içinde yaşadığımız toplum ve ortama göre bazı zorunlu düzenlemeler gerçekleştirebiliyoruz.

“Bütün umudum kendimde” aslında tamamen bir bencilliğin, kibrin ve egoizmin sloganı. Böyle yaşayabilir miyiz?

“Öteki türlü de yaşanmaz” dediğinizi duyar gibiyim.

Bir çoğumuzun iyi niyet yorgunu olduğu artık yüzünden okunuyor. Eeee, ne yapacağız? Bir şey yapmamız mı gerekiyor, yoksa kişilik kalıplarımızda bazı restorasyonlar mı yapmak gerekiyor? Hangisini seçersek seçelim seçmediğimiz de bizde etkili oluyor. Palesebo bir yaşam ve etkileşimler de süremeyeceğimize, iyi niyet yorgunluğumuzun tadını çıkaramayacağımıza göre. O yüzden belirli sakınımlar geliştirmek en doğru yol gibi geliyor ve bu sakınımlar listesinin en başında, etkileşimde bulunduğumuz insanlar ve topluluklar kaderimiz değil düşüncesi bulunuyor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *