KONYA HABER
Konya
Açık
20°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
KONYA
00:00:00
İmsak vaktine kalan
Ara

Toplumsal Çöküş 2: Eğitimde Kaybolan Nesiller

YAYINLAMA:

Bir köşe yazısı

Eğitim bir toplumun geleceğidir. Ama ne yazık ki bizim geleceğimiz, her geçen gün elimizden kayıp gidiyor. Sınıflarda oturan çocuklarımız var ama onların gözlerindeki ışık gün geçtikçe sönüyor. Çünkü eğitim artık bilgiye ulaşma değil, sadece sınavdan sınava koşan yorgun bir maratona dönüştü.

Ezberleyen ama Anlamayan Nesiller

Bizim eğitim sistemimiz yıllardır aynı çıkmazda: Ezber. Çocuklarımız kitapları okuyup anlamıyor, sadece ezberliyor. Sınavda unutulacak bilgilerin yükü altında eziliyor. Merak etmeyi, sorgulamayı, araştırmayı öğretmiyoruz. Onlara sadece “şunu bil, şunu yaz, şunu unut” diyoruz.

Bir çocuk merak etmezse, sorgulamazsa, hayal kurmazsa nasıl ilerleyebilir? Oysa dünyayı değiştiren insanlar, hep soru sormaktan korkmayanlardı. Bizim çocuklarımız ise daha sorularını bile cümleye dökemeden bastırılıyor.

Öğretmenler ve Aileler Arasında Kayıp Çocuklar

Öğretmenler yorgun, aileler çaresiz. Öğretmenin görevi sadece müfredatı yetiştirmek olmuş, ailenin görevi ise çocuğu özel dersten özel derse taşımak. Kimse çocuğun gerçekten ne hissettiğini, hangi yeteneğe sahip olduğunu merak etmiyor.
Ve sonunda ortaya çıkan manzara: Üniversite mezunu ama hayata dair tek becerisi olmayan gençler. Kendi yolunu çizemeyen, sistemin dayattığı işlere razı olan, umudunu kaybetmiş nesiller…

Düşünmeyen Bir Toplumun Zemini

Toplumun düşünme mekanizması nasıl elinden alınır biliyor musunuz? Eğitimle. Çünkü eğitim yalnızca bilgi aktarmak değil, düşünme becerisi kazandırmaktır. Ama bizde eğitim, çocukları kalıplara sokma aracına dönüştü.
Çocuklarımızın zihni sistem tarafından şekillendiriliyor. Aynı şekilde düşünen, aynı şeylere inanan, aynı tepkileri veren tek tip bir nesil… Yani tam da istenen: Sorgulamayan, boyun eğen, susan bir toplum.

Umudu Taşıyan Gençler

Yine de tablo tamamen karanlık değil. Kendi çabasıyla farklı şeyler öğrenmeye çalışan gençler de var. Kitaplardan değil, hayattan ders çıkarmaya çalışanlar… Sosyal medyanın illüzyonuna kapılmak yerine, gerçek dünyada bir şeyler üretmeye çalışanlar… Onlar sayıca az olabilir, ama geleceğin umudu onlarda saklı.

Çünkü toplumun kaderini değiştirecek olan, yalnızca sınavda yüksek not alanlar değil; cesaret eden, sorgulayan ve vicdanıyla hareket eden gençlerdir.

Ve soruyu sormadan bu yazıyı bitiremiyorum:
Eğer çocuklarımızı sadece test çözen robotlara dönüştürürsek, yarın bizim için düşünecek kim kalacak.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *