CAMİ, İMAM VE CEMAAT
Diyanet İşleri Başkanlığı, camilerin toplum hayatındaki önemini hatırlatmak, halkımızın camiler ile daha sık ve olumlu bir ilişki kurmasını sağlamak ve din hizmetinin önemli bir parçası olan din görevlilerinin de hatırlanmasına vesile olmak amacıyla her yıl 01-07 Ekim tarihleri arasında “Camiler ve Din Görevlileri Haftası" olarak çeşitli etkinlikler yapılmaktadır. Bu senede ülke genelinde açılış merasimleri ile birlikte hafta boyunca “Peygamberimiz, Cami ve Namaz” ana temasıyla çeşitli etkinlikler yapıldı. Toplumsal ihtiyaca göre her yıl belirlenen ana konuda farkındalık oluşturmak için çaba harcandı. Emeği geçenlerden Allah razı olsun.
Aslında Peygamberimiz, Cami ve Namaz konusundaki farkındalığımız sadece bir hafta değil ömür boyunca unutulmaması ve hayat istikametimizin ana ekseninde yer alması gereken konulardır. Allah( c.c) kimseye Peygamberimiz (s.a.s) yolunda, dinin direği olan namazı dost doğru kılmayı, cami ve mescitlerimizde ibadet edebilmeyi nasip etsin, kısacası İslam’ın yolundan ayırmasın, inşaAllah.
Emekli olduktan sonra komşularımla birlikte evden camiye, camiden eve sosyalleşirken kendi mahallemin camisini, cemaatini ve din görevlilerinin durumunu dikkate aldığımda; bu hafta vesilesiyle belirlenen konu ile ilgili farkındalık yerine Hz. Peygamber’e (s.a.s) ümmet olma; Camiye devam ve namaz konularında kişilerin ve kurumların kendi muhasebesini yapması gerektiğini düşünüyorum.
Doğumunun 1500. Yıl dönümünde âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s); yeni Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Safi Arpaguş’un tanımıyla: “Allah Resulü (s.a.s) inanç, anlam ve ahlak ekseninde bütüncül bir hayat modeli ortaya koymuş örnek bir şahsiyettir. Onun örnekliği, sadece inananlar için değil hakikate susamış, adalete muhtaç ve merhamete aç herkes için çağları aşan bir ilham kaynağıdır.” Evet, gerçekten ilham alabiliyor muyuz? Özellikle kendini dine, diyanete adamış insanlar gerçekten Hz. Peygamberin (s.a.s) yolunda mı yürüyorlar?
Camiler sadece namaz kılınan yerler değildir. “Câmi' kelimesi “toplamak, bir araya getirmek” anlamındaki “cem' kökünden gelmektedir. Hadis ilminde, dinle ilgili meselelerin ele alınacağı müminlerin sorularına cevap bulabileceği yerler olarak görülmektedir.
Son yıllarda cami yapımında ne kadar yarışılsa da içini doldurmada aynı gayreti göremiyoruz. Maalesef mescide devam eden cemaatin sayısında bir azalma göze çarpmıyor değil? Şehrimizdeki cami sayısı artıyor, ancak nüfus artışına paralel olarak cemaat sayısında artış görülmüyor. Yaz aylarında Büyükşehir Belediyemizin Bisiklet armağan etmek için çocukları sabah namazına çekme girişimleri biraz hareketlenme sağlasa da özellikle öğlen, ikindi ve akşam namazları saflar yeterince dolmuyor. Cemaati mescitlere getirmenin yolu bulunmalıdır?
Burada bana göre iş din görevlilerine düşüyor. Din görevlileri sadece namaz kıldırma memuru değildir. Onlar görevli bulunduğu camiden ve cemaatinden de sorumludur. Günümüzde yeni atanan din görevlileri genç ve dinamik insanlar. Maşallah Allah güçlerini artırsın kendilerini iyi yetiştirmiş alanında uzman kişiler. Ancak arkasındaki cemaatin yaşını, fiziksel durumlarını da dikkat alarak namaz kılmaları ve kıldırmaları gerekiyor. Doğrusu biz kendilerine yetişmekte zorlanıyoruz.
Bizim din görevlilerinden beklentimiz, imam olmalarının yanı sıra din bilgisi öğretmeni görevini de üstlenmeleri, cemaati dini sohbetlerle bilgilendirmesi, akıllarına takılan sorulara cevap verecek zamanı ayırması. Sesli sure okunan farz namazlarında bir rekâtında uzun ayetler okurken diğer rekâtında bilinen surelerden okuması ve cemaatinde sure ezberlemesine ve kıraatine yardımcı olması. Okudukları Aşrı Şeriflerin mealini anlatıp, bilgilendirmesi. Çok zor olmasa gerek.
Hoş toplumda var olan “Cami Ne Kadar Büyük Olsa İmam Gene Bildiğini Okur” sözü bizde de geçerli ama ne diyelim; biz isteyelim takdir ilgililerin.
Bu vesile ile başta Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.s) olmak üzere İslam dinine hizmete eden, günümüze kadar gelmesine vesile olan din büyüklerimizden ve din görevlilerimizden Rabbim razı olsun. Ahirete göçenlere Rahmeti ile muamele etsin. Hayatta olanlara da hayırlı uzun ömürler versin inşallah. Kalın sağlıcakla.