KONYA HABER
Konya
Parçalı az bulutlu
13°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
KONYA
00:00:00
İkindi vaktine kalan
Ara

Toplumsal Çöküş 3: Aile Yapısının Yozlaşması

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Toplumun temeli aile derler. Ama o temel, gün geçtikçe çatırdıyor. Çünkü aile artık eskisi gibi bir sığınak değil, çoğu zaman kavganın, yabancılaşmanın ve kopuşların merkezi haline geldi.

Aynı Evde Yabancılar

Bugün pek çok evde aynı çatı altında yaşayan insanlar, birbirine yabancılaşmış durumda. Anne-baba iş yoğunluğundan çocuğuna vakit ayıramıyor. Çocuk ekranların büyüsüne kapılmış, sanal dünyalarda kayboluyor. Evde sohbet yok, göz teması yok, ortak değer yok. Herkes kendi köşesinde, kendi cihazına gömülmüş.
Sahi, aynı evin içinde birbirimize ne kadar dokunabiliyoruz?

Sevgi Yerine Çıkar

Eskiden aile bağlarını ayakta tutan şey sevgiydi, fedakârlıktı, sadakatti. Şimdi ise ilişkiler daha çok çıkar, menfaat ve hesap üzerine kuruluyor. Birbirine tahammül edemeyen çiftler, gösteriş uğruna sahte mutluluk pozları veriyor. Çocuklar ise bu yapaylığın ortasında savruluyor.

Boşanmalar arttı, evlilikler zayıfladı. Aile dediğimiz kavram, yalnızca bir “kağıt üzerinde birliktelik” gibi algılanmaya başladı. Oysa aile, sadece aynı soyadı taşımak değil; merhameti, güveni ve sorumluluğu paylaşmaktı.

Kültürün Aşınması

Televizyon dizileri, sosyal medya ve popüler kültür; aileye dair algılarımızı hızla dönüştürdü. Sadakat küçümsendi, sabır değersizleştirildi, tüketim ve zevkler merkeze alındı. “Anında haz” mantığıyla yetişen bir nesil, fedakârlığın kıymetini nereden bilecek?
Aile, kültürün en güçlü taşıyıcısıydı. Ama kültür aşındıkça, aile de çözülüyor.

Çocuğun Kaybolan Dünyası

Ailenin yozlaşmasının en ağır bedelini çocuklar ödüyor. Sağlam bir aile yapısı çocuğa özgüven, vicdan ve sorumluluk kazandırırdı. Şimdi ise çocuklar sevgisizliğin, ilgisizliğin ve kargaşanın ortasında büyüyor. Sonra da soruyoruz: “Bu gençler neden böyle oldu?”
Cevap çok basit: Çünkü biz onları köklerinden kopardık.

Umudu Onaran Aileler

Yine de tüm bu tabloya rağmen hâlâ umudu taşıyan aileler var. Zorluklara rağmen birbirine kenetlenen, sevgiyi alışkanlık haline getiren, çocuğunu ekranlara değil hayata bakan gözlerle büyüten aileler… Onlar toplumun geleceği için sessiz bir umut ışığı.

Çünkü biliyorum ki bir toplumun kurtuluşu, fabrikalarda, meclislerde ya da ekranlarda değil; evin içindeki sofralarda, anne-babanın çocuğuna verdiği sevgide başlar.

Ve kendime şu soruyu soruyorum:
Biz ailemizi koruyamazsak, toplumu hangi temelin üzerine inşa edeceğiz?

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *