KONYA HABER
Konya
Parçalı az bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,0983 %0,28
48,4509 %0,49
8.804,01 % -0,69
Ara

Eleştirel Düşünce-2

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

‘Batı medeniyeti’ olarak isimlendirilen siyasal ideoloji insan ve toplum hayatında öylesine baskındır ki; bu siyasal ideolojiye dair kurumların doğru olup olmadığı tartışma masasına dahi getirilememektedir. Demokratik, laik, sosyal ve hukuk devleti, insan hakları, piyasa ekonomisi-kapitalizm, modern-beşeri hukuk, hukukun üstünlüğü, kadın hakları, azınlık hakları, din ve vicdan özgürlüğü, düşünce ve düşünceyi açıklama hürriyeti…nden bahsediyorum. Ne kadar aşina geldi değil mi… Her birimizin bilinçaltına kazınmış durumda çünkü… En cahilcesi ise; sen bunlara karşı mısın… mealindeki sorudur. Böyle düşündüyseniz yazının gerisini okumanıza gerek yok. Zira ‘hakikate’ dair hiçbir fikriniz yok demektir.

Elbette her düşünce makbul değildir, her düşünceye saygı da duyulmaz. Zira insan fıtraten iyiliğe de kötülüğe de meyillidir. Hatta insanların kahir ekseriyeti insandaki kötü tarafı temsil eder. Ben söylemiyorum; Kur’an söylüyor. İsterseniz ‘insanların çoğu’ diye bir tarama yapın Kur’an nezdinde… O halde kutsallardan birisi belki en önemlisi düştü; demokrasi… (6/116’ya bir bakın isterseniz). Çoğunluğu aynı çatı altında toplayabiliyorsanız iyi ya da kötü olduğuna bakılmaz demokraside… Bir yanlışlık yok mu burada sizce de…

Ama böyle bir durum dahi mutlak şüpheciliği meşrulaştırmaz. Bir başka deyişle; ‘bize ait değilse geçiniz-eziniz!...’ anlamı çıkmaz buradan... Farklılık esastır zira… O da ‘sünnetullah’ın bir hakikatidir. 49/13 böyle diyor çünkü… Bir kale daha yıkıldı!

Piyasa ekonomisi mi dediniz. Şu kadar yıldır iktisat fakültesinde öğrenci-hoca olduğuma göre itibar edeceğiniz kimi bilgi kırıntıları vardır herhalde... Size kötü haber; Allah biriktirmeyi hiç hoş karşılamaz. Bunun için de sizi 9/35 ve 2/219’a havale ediyorum. Bu ezber de yerle yeksan oldu mu size...

Diyorsanız ki; ‘ne var yani, Müslüman zengin olamaz mı; gene konuyu anlamadınız demektir. Hz Osman, Hz Ebu Bekir de zengindi. Ama ‘mü’min bir müslüman’dı. (arasındaki fark için 49/14’e bakabilirsiniz). Şimdi ortalarda gözükenler ‘ihtiyaçtan fazlasını’ (2/219) tasadduk etmeyi bırakın zenginliğini Allah’tan saklıyor ve adeta Allah’la pazarlık yapıyor. Bak ‘müslüman’ın çoğunluğu da yanılttı seni!

‘Mülk’ Allah’ın… Mülk de ne demek diyorsanız kastımın mal-mülk olmadığını bilmenizi isterim. Buradaki mülk Hz. Ömer “adalet ‘mülk’ün temelidir” derken kastettiği şeydir. Devlettir yani… Devlet deyince de olmazsa olmaz ‘egemenlik’tir. Beşeri olan egemenliği kime atfediyor acaba… Bir ezber daha bozuldu mu size! Bunun için de sizi 5/44’e salık veriyorum.

Hukuk devleti ya da insan hakları mı dediniz. Ben de size LGBT de o hukuk devletinin tanımı içerisinde diyorum. İstediğiniz kadar referans var Kur’an’da… (7/80-84; 11/78-83; 21/74; 26/161-175; 27/54; 29/28-35). Bu kadar yeter mi… Üstelik buradaki sadece ‘L…’ Yani Livata ya da Lutilik… Daha ‘G’si, ‘B’si, ‘T’si var bu sapkınlığı... Her birine evet dediğinin farkında mısın!

Şimdi de laikliği merak ettiniz değil mi... Biliyor musunuz en temel konu bu… Bu yüzden anayasaya en son sokuşturulmuş ve yine bu yüzden bir o kadar tartışmalı… Konu anlaşılınca-çözülünce de geriye pek bir şey kalmıyor. Ben isterseniz kısaca tanımını yapayım; laiklik din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır. Bu kıyağımı da unutmayın artık…

Kadın hakları… Hemen aklınıza dört kadınla evlenmek geldi değil mi…‘Bel’i aşamayınca başka ne gelir ki akla… Eğer kurtarabilirseniz aklınızı bu işgalden; konunun bir ruhsat, dolayısıyla da önemli ölçüde olağanüstü durumlarla ilgili olduğunu görürsünüz. Sözgelimi Suriye’den gelen ortada kalmış olanlarla ilgilidir. Ama her nedense oralı olan yok. Çünkü konu 'bel' ile değil, ‘sorumluluk’la ilgilidir. Pek ikna edici gelmedi sanırım. 4/3 belki fikir verir size…

E o zaman sosyal devlet ne olacak; onunla ilgili de ayet var mı Kur’an’da diyeceksiniz belki… Yok; onunla ilgili Kur’an’da ayet yok. EYT her ne kadar haklıysa onunla sınırlı…

Bir de azınlık hakları vardı değil mi; din ve vicdan hürriyeti ile birlikte… İsterseniz şu linki açın; orada belki sizi ikna edecek bilgi vardır. (https://www.youtube.com/watch?v=EIsgNq4n-KY)

Düşünce özgürlüğü mü dediniz. Bence hiç düşünmeyin! Düş(ün)enin dostu olmuyor zira… Bu da bizden yana demagoji olsun.

Başa dönelim isterseniz. Sizce neyin önü kapatılmış; fark ettiniz mi... Ya da neyin üstü örtülmüş… Hayatınıza yön veren düşünceleri Kerim Kitap’la hiç ilişkilendirmediniz değil mi daha önce… Çünkü din sadece vicdan işidir(!) diye öğretildi size... Ama öyle değil işte... Hadi bana değil kendinize itiraf edin de Allah’ın kitabındaki hayatınıza dair üzeri örtülmüş olanı keşfedin. Biraz da kendinizi eleştirin… Vesselam…

 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *