YÜZÜMÜZÜN TOPLUMSALLIĞI: İSTİSMAR TOPLUMU VE BİR YÜZÜN ANLATTIKLARI
İstismar sosyolojik bir olgudur. Bir sömürü biçimidir. Ancak sömürdüğümüzün bundan haberi olmayabilir. Yani bir istismar ederiz ve istismar ettiğimizin bu durumdan genelde haberi olmaz. İstismar bu açıdan örtük bir sömürüdür.
İstismarın farklı biçimleri var.
Fiziksel, cinsel, psikoloji, vb. İnsana yönelik olduğu kadar hayvanlara, hatta doğaya yönelik istismar biçimleri de var. İstismar zorbalığa kadar giden bir sürecin de adresi niteliğinde. İstismar cinsel olarak erkek kadın ayrılacağı gibi yetişkin ve çocuk, hatta bebek olarak da ayrılabiliyor. İstismar sağlıklı insanlara yapıldığı gibi sağlıksız, engelli vb. olanlara da yapılabiliyor.
Ervin Goffman yüzün sosyolojisi üzerine çalışırken, yüzümüzü etkileşimlerimizin merkezi vitrini olarak ifade eder.
Günümüzde kamusal yüz, dijital yüz, sosyal medya yüzü, instagram yüzü vb. gibi ayrımlar mümkün. Toplumsal karşılaşmalarda yüzümüz yüz yüze etkileşimin ilk kapı aralığıdır. Yüz kavramı rollerimizin yansımasıdır.
Umduğumuzdan daha iyi bir yüzle karşılaşmak…
Umduğumuzdan daha kötü bir yüzle karşılaşmak…
Hemen hepimiz belli bir yüzle özdeşleşmişizdir.
Sahip olduğumuz bir yüz içinde o yüzle yaşarız. Sürekli gösterdiğimiz yüzümüz bizim o yüzümüzdür. O yüzü korumak için her şeyi yaparız. Yüz özsaygıdır. Yüz bir yüzleşmedir, öncelikle kendimizle.
Şunu da belirtmek isterim asıl konumuz itibariyle: İnsanların bir istismar yüzü de vardır!
Bir kişi yanlış bir yüzde veya olması gereken yüzün dışında olduğu zaman, durumun mana dokusuna gönüllü bir şekilde işlenmemiş anlamlı ve tesirli olayları, sanki bunlar bir katkı sunuyormuşçasına karlılaşmaya dahil etmeye çalışır. Goffman’a göre, eğer yanlış bir yüzde veya olması gereken bir yüzün dışında olduğunu sezebilseydi, bir katılımcı olarak kendi adına, bu etkinlikte yaşananlar ve itibarının alacağı zarar yüzünden muhtemelen utanç ve aşağılık duygusu hissederdi.
Burada Goffman benim yorumum açısından bir açıdan istismar yüzünü ifade ediyor.
Gazze konusunda gemilere binip İsrail’in boykotunu kırmaya giden Türklerin yüzüne bakın. Bir de aktivist Greta Thunberg ve Batılı insanların yüzlerine bakın.
Aslında bu istismar yüzüne kadın cinayetlerinden tanığız. Aynı şekilde bu istismar yüzüne eğitimden sağlığa, pahalılıktan açlığa kadar hemen her alanda yabancı değiliz.
Bazı toplumlarda istismarın bir ekonomisi var. Yani istismar istismarı yapanlara şu veya bu vadede kazandırıyor. Peki, bu istismar kazancının toplumda ürettiği bir yüz biçimi yok mu? Yüz yüze gelindiğinde insanlar birbirinin yüzüne nasıl bakacaklar veya bakabilecekler mi? Ya da artık maskelerle mi dolaşacağız? Yüz kurtarma operasyonlarında bir işbirliği de söz konusu. Yani istismar edeler tek kişi değil.
Dolayısıyla yüz kurtarma oyununu oynama konusunda bel bağlanamayacak birinin sorun oluşturması şaşırtıcı değildir.