KONYA HABER
Konya
Açık
21°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
40,9467 %0,52
47,6723 %0,59
4.363,55 % -0,39
Ara

Alfa kuşağı ve eğitim -2

YAYINLAMA:

“Düşman geldi tabur tabur dizildi

Alnımıza kara yazı yazıldı

Tüfek icat oldu mertlik bozuldu

Eğri kılıç kında paslanmalıdır”

 

Köroğlu’na ait bu dizelerdeki “tüfek icat oldu mertlik bozuldu“ ifadelerinin haklı gerekçeleri var mı? Eğer Köroğlu tüfeğin çıkabileceğini bilseydi ve buna göre hazırlıklarını yapsaydı bu seslenişi yapar mıydı? Bence yapmazdı. Mertliği tüfeğin namlusundan çıkan kurşuna bağlayan Köroğlu, yaydan çıkan okun da demirden yapılan kılıcın da mertlik olmadığını düşünürdü. O; mertliği, silahsız olan kas gücüne bağlı savaş sanatlarına bağlayabilirdi. Xsentius ise, “Rüzgarın yönünü değiştiremediğinde, yelkenlerini rüzgara göre ayarla” demiştir. Rüzgar esiyor (Teknolojideki hızlı değişim, yapay zeka, hızlı iletişim olanakları vb.) ve bizim bu değişim sürecinde yelkenleri hangi yöne doğru çevirmemiz gerektiğini bilmemiz gerekiyor. Bazılarımız zaman zaman değişen ne ki? diye düşünebilir, değişen bir şey olmadığını varsayabilir. Ya da bazılarımız YouTuber olmak isteyen, dünyaca ünlü bir alışveriş platformundan pazarlıklarla alışveriş yapan, online kendi şirketini kuran, konuşmalarımızın anlamsız olduğunu düşünen, PC’sinde kendi okulunu oluşturan, anadilimizle değil kendi uydurdukları dille ya da emojilerle iletişim kuran, okulu anlamsız ve saçma gören çocuklarımızın farkında olmayabilir.

Değişim, insanlığın ortak kaderlerinden birisidir ve ondan kaçamayız. Bizler, değişimle eski alışkanlıklarımızla değil yeni alışkanlıklarımızla baş edebiliriz. Bize mevcut alışkanlıklarımızla düşünmek ve onlarla iş yapmak daha kolay gelebilir. Biz, eski bakış açılarımızla belli bir süre konforumuzu bozmayabiliriz. Ama bu tutumlarımızın sonuçları daha yıkıcı olabilir. O zaman önceden davranmak, geleceği şimdiden düşünebilmek zorundayız. Öngörüye dayalı sistemler kurmaya çalışmalıyız.

Şu anki Alfa kuşağı içinde çocuklarımızı nasıl eğiteceğiz?  Onlar anne sütü ile birlikte düz ekranların mavi ışıklarıyla büyüdüler. Onlar, dünyada bir işi öğrenmeye çalışmayacaklar. Onlar, öğrenmenin devamlı yapılması gereken bir iş olduğuna şahitlik edecekler. Onlar girdikleri işte hayat boyu çalışamayacaklar, belli aralıklarla işler aramak zorunda kalacaklar, ya da kendi işleri kuracaklar, o yüzden girişimci olmak zorundadırlar. Onlar sosyal medya olmadan dünyayı tanımayacaklar. Onlar çoğunlukla akranlarıyla şahsen değil, web platformları aracılığıyla iletişim kuracaklar.  Onların sanalı gerçeğinden ayırt edemeyecekleri iki dünyaları olacak (sanal ve gerçek dünya). Bu duruma günümüzden bir örnek vermek gerekirse; bir hafta önce 2016 yılında kızını kaybeden Güney Koreli anne için, sanal gerçeklik ile kızının görüntüsü oluşturuldu. Sanal gerçeklik ortamındaki annenin, yoğun duygular içinde ölen kızının görüntüleriyle vakit geçirmesi sağlandı.

Linki: https://twitter.com/ercanylmz28/status/1226437193985593344?s=20

Alfa kuşağı ve eğitim -2

Biz tüm gelişmelerden anlıyoruz ki alfa çocuklarının eğitiminde en önemli kavramlar, dijital ve dijitalleşme olacak. Bunlara bağlı olarak dijital yeterlilikleri, dijital düşünmeyi ve dijital becerileri daha fazla konuşacağız. Dijitalleştirme, fiziksel varlıkların dijital olanını oluşturabilmedir. Ya da bilgilerimizi ve sahip olduğumuz varlıklarımızı bilgisayar sistemleriyle okunabilecek ve saklanabilecek becerileri sergileyebilmedir. En basit örneği; bir resmi belgeyi PDF formatında saklayabilme, fiziksel bir varlığımızın dijital bir formatını oluşturabilmelidir. Zaten çocuklarımız ya da biz bunların bir kısmını yapabiliyor mu? Evetleri duyuyor gibiyim.

Yukarıdaki kavramlar çerçevesinde çocukların sahip olması gereken temel becerileri şu şekilde özetleyebiliriz:

  • Dijital medya ve mekanlarda etkin iletişim kullanabilme,
  • Yeni dijital eserler tasarlama ve yaratma (dijital yazı ve materyaller;  dijital görüntüleme; ses ve video, dijital kod, uygulamalar ve arayüzler, internet sayfaları),
  • Dijital öğrenebilme, dijital öğrenme araçları tasarlama, dijital öğrenme platformlarına katılma ve bunlardan yararlanma,
  • Pozitif bir dijital kimlik oluşturabilme ve yansıtabilme,
  • Dijital itibarını koruyabilme,
  • Dijital platformlarda güvenli bir şekilde günlük işlemlerini yapabilme (alışveriş, başvuru, para yatırma, vergi ödeme, hukuksal süreçleri takip edebilme gibi),
  • Dijital örgütlerde çalışma, dijital platformlarda iş kurabilme ve sürdürebilmedir.  

Daha konuşacak çok şey var. Bu haftalık bu kadar yeter sanırım. Gelecek hafta yine Alfa kuşağını tartışacağız. Anlatılanların çoğunu belki yaşıyorsunuz belki de hadi oradan Silikon Vadisi çocuklarını anlatıyorsunuz diyorsunuz. Gelecek olan zaten gelecek. Gelecek olanı hep beraber yaşayacağız.

Twitter: @ercanylmz28

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *