KONYA HABER
Konya
Açık
21°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
40,9459 %0,52
47,7246 %0,58
4.362,13 % -0,42
Ara

Bir geyik muhabbeti ve hiç uğruna gitmeyen Niyazi...

YAYINLAMA:

Geyiğiyle müsemma, “ne şehittir ne gazi, hiç uğruna gitti Niyazi” denilerek hatırlanan Resneli Niyazi ve bir geyik muhabbeti...

Dilimizde gevezelik ve yararsız konuşma olarak bilinen geyik muhabbeti, kutsal geyiğin dişi olduğu kabulüyle, erkekler arasında yapılan boş konuşmaya denir.

Osmanlı döneminin okumuş sınıfı, birbirlerinin şiirlerini küçümsemek istediklerinde “geyik destanı”na benzetirlerdi.  İngilizlerde “stag party” geyik partisi, erkekler arasındaki eğlenceyi ifade ederdi. Türklerde ise geyik, Ergenekon’a girişte yol göstericidir. Geyik, her sene boynuzunu yenilemesi ile reenkarnasyonu da ifade eder.

Resneli Niyazi de tarihe geyiği ile geçmiş bir hürriyetçidir. “Ne şehittir ne gazi, hiç uğruna gitti Niyazi” sözü kendisi için söylenen ve geyiğiyle bilinen Resneli Niyazi’nin kayda değer hayatından bu köşeye sığdırabileceğimiz kadar bahsedelim...

Günümüzde tarihi şahsiyetlerin belli ideolojik yaklaşımlarla değerlendirilmesi artık vaka-yı adiyeden oldu. Bunlardan birisi de Resneli Niyazi Bey’dir. Sultan II. Abdülhamid döneminde yaşayan Resneli Niyazi, II. Meşrutiyet’in ilanına öncülük etmiş bir İttihat ve Terakki mensubudur. Kimilerine göre yönetime başkaldıran komitacı, kimilerine göre ise Meşrutiyet’in öncülerindendir. Tarihte “Hürriyet Kahramanı” olarak adlandırılan Resneli Niyazi Bey, 1908 ihtilalinden sonra dillere destan olmuş, “Yaşasın Niyaziler, Neverler” nakaratı söylenmiştir.

Hakkındaki tartışmalarda Arnavut milliyetçisi mi, yoksa Osmanlı milliyetçisi mi olduğu konusunda da uzlaşmaya varılamayan Resneli Niyazi Bey’i bu köşede bir akademik çalışma ayrıntısıyla ele almak mümkün olmadığı için daha yüzeysel bir bakışla kim olduğu, meşhur geyiği ve ölüm şekline kısaca değinmekle yetineceğiz.

ÜNÜ RÜTBESİNDEN ÖNDE GİTTİ

Makedonya’nın önde gelen isimlerinden Ahmet Ağa’nın oğlu olan Niyazi Bey, 1873 yılında Resne’de doğdu. Arnavut mu, Osmanlı milliyetçisi mi olduğu tartışılan Niyazi Bey, aslında Arnavut’tur ve kendisini Osmanlı sayardı.

Onun muhalif kişiliğine etki olarak, eğitiminin başından itibaren muhalif hocalardan eğitim alması gösterilir. Ünü rütbesinden önde giden Resneli Niyazi Bey’in hürriyetçilik ideali doğrultusunda Meşrutiyet isteğinin de Namık Kemal ve arkadaşlarının etkisiyle olduğu kabul edilebilir. İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne katılmasının, Enver Bey’in davetiyle olduğu kayıtlara geçmiştir. Cemiyete katıldıktan sonra Makedonya’da faaliyetlerde bulunmuştur. Ordudan kopup isyan kararı almasına en büyük etkenin, Reval görüşmeleri olduğu söylenir. Bir yandan da cemiyete katılmış olmasından dolayı tedirgindir. Hatta bu konuda karısından korktuğu bile anlatılır.

Çocuklarını ve karısını Manastır’a gönderip, saraya ve valiliğe bir beyanname göndererek tehditvari bir üslupla II. Abdülhamid’den Kanun-i Esasi’nin uygulanmasını istemiş, meclisin açılmaması halinde sorumluluğun padişahta olacağını söylemiştir. Gittiği tüm kasabalarda, tek amaçlarının Kanun-i Esasi’nin yeniden kabul edilmesi olduğunu söylemiştir. Öyle kuvvetli ve ikna edicidir ki, kendisini tutuklamak için görevlendirilen birliğin komutanı bile ona bağlılığını belirtmiştir. II. Abdülhamid’e karşı isyan bayrağını açan ilk subay olarak bilinen Resneli Niyazi, isyanla birlikte İstanbul’a gelmiştir.

RESNELİ NİYAZİ’NİN MEŞHUR GEYİĞİ

Geyiğiyle bilinen Niyazi Bey, birliği ile 1908 yılında Manastır’a doğru ilerlerken, yanlarında bir de dişi geyik vardır. Geyik, derede-tepede, pusuda-çatışmada Niyazi Bey’den hiç ayrılmaz. İki yaşındaki bu dişi geyik, askerin adeta kılavuzu gibi önden gidermiş. Hatta müşir Osman Paşa’yı esir almaya gittiklerinde geyiği “tabiatın mümessili” olarak tanıtan Resneli Niyazi, hürriyetçilik hareketinde tabiatın da kendileriyle olduğu yorumunu yapmıştır. Hürriyetçilik hareketi ve isyan başarıya ulaştıkça, Resneli Niyazi gibi, yanından ayırmadığı geyiği de ün yapmaya başlamıştır. Geyiğin ünü öyle artmıştı ki, o zamanlarda doğan kız çocuklarına “gazal” ismi verilmeye başlanmıştı.

İsyanın sonunda, Resneli Niyazi ve kuvvetleriyle birlikte “Hürriyet geyiği” de İstanbul’a geldi. Refik Halid Karay, “Bir Ömür Boyunca” adlı eserinde hayvancağızın acıklı halini şöyle anlatmıştır:Nihayet II. Abdülhamid rejimi yıkılır, geyik de öbür hürriyetseverler ve mücahitler gibi İstanbul’a gelir. Gelir de arkadaşları gibi refah yüzü görür, bir saray ahırına mı sokulur, önüne yonca demetleri, sütle yoğurulmuş kepek, arpa yahut yulaf mı konulur? Hayır, zavallıyı alıp Letafet apartmanına götürülüp ışık girmez, hava almaz bodruma kapatılır. Geyik bu durumda sızlanırken, Resneli Niyazi İstanbul caddelerinde alkışlanıyordu....

SON SÖZÜ: NİÇİN BE?

Hürriyet geyiği sefalete teslim edilirken, 31 Mart Vakası sonrasında Hareket Ordusu ile birlikte İstanbul’a gelen Resneli Niyazi Bey, çeşitli görevler almıştır. Emekli olup Resne’ye döndükten sonra şehrin imarına katkıda bulunmuş, hükümet konağı ve okul yaptırmıştır. Balkan Savaşı çıktığında ise gönüllü askerlerin başına geçmiştir. Savaş bittikten sonra Arnavutluk’un durumu ile ilgili padişaha bilgi vermek ve hastalığının tedavisi için Avlonya limanından İstanbul’a geçmeyi planlıyordu.  Resneli Niyazi Bey, 17 Nisan 1913 tarihinde akşam vapuruna binmek için iskeleye doğru hareket ettiğinde kalabalık içerisinden sıyrılan bir kişi Resneli Niyazi’ye peş peşe ateş ederek oracıkta öldürmüştür. Yanında bulunan Kazım Orbay, henüz 40 yaşındayken öldürülen Resneli Niyazi’nin bu esnada “Niçin be?” dediğini söylemiştir.

Resneli Niyazi’nin ölümünün ardında kimlerin olduğuyla ilgili çeşitli söylentiler vardır. Özellikle Enver Bey’in, Niyazi Bey’i kendisine siyasi rakip olarak görmesi ihtimali konuşulur.

Niyazi Bey’in ölümünde Dahiliye Nazırı Avlonyalı Ferit Paşa’dan da şüphelenilmiştir. Bu arada hastalığın pençesinde olan Niyazi Bey’i öldürenlerin Arnavut milliyetçisi olabileceği ihtimali de konuşulmuştur. Bir başka rivayet ise Osmanlı’ya ihanet teklif edenlerin, Niyazi Bey’in bunu kabul etmemesidir. Arnavutluk için çalışan Esat Toptani ve İsmail Kemal’in de ölüm emrini verdiğidir.

İddialar, ölüm sebebini net ortaya koyamaz, durum muğlaktır. Fakat kesin olan şey, “Ne şehittir ne gazi, hiç yoluna gitti Niyazi” sözüne rağmen, Resneli Niyazi’nin boşu boşuna öldürülmediğidir...

Bir geyik muhabbeti ve hiç uğruna gitmeyen Niyazi...

Resneli Niyazi Bey’in evi.

Bir geyik muhabbeti ve hiç uğruna gitmeyen Niyazi...

Arnavut doğumlu olan Resneli Niyazi Bey, hürriyetçi bir subay olarak döneminde adını duyurdu.

Bir geyik muhabbeti ve hiç uğruna gitmeyen Niyazi...

Resneli Niyazi Bey Manastır’da, Hürriyet Geyiği de yine askerleriyle birlikte.

Bir geyik muhabbeti ve hiç uğruna gitmeyen Niyazi...

Resneli Niyazi’nin Hürriyet geyiği, II. Meşrutiyet’in simgelerinden biri olmuştu. Meşrutiyet ilan edilirken geyik de Resneli Niyazi ile birlikte İstanbul’a gelmişti.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *