KONYA HABER
Konya
Açık
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,3417 %0,30
48,7129 %0,51
4.852,97 % 0,30
Ara

Platon’un mezarı Konya’nın göbeğinde olabilir mi ?

YAYINLAMA:

Platon ya da İslam dünyasındaki ismiyle Eflatun... Çoğu insan bilir Platon'u. En azından ismini bir kere duymuştur. Bilmeyenler için kısaca Platon, Yunan filozof, matematikçi ve mühendistir. Ayrıca tarihin ilk akademisini Atina'da kuran kişidir. Günümüze ulaşan birçok eseri vardır. En ünlüsü "Devlet" kitabıdır. Platon'un eserleri 2017 senesine kadar ulaşabilmişken, Platon'un mezarı hala bulunamamıştır. Peki ya Platon'un mezarı Konya Alaeddin Tepesinde olabilir mi?
 

Evet gerçekten de böyle bir ihtimal var. 1921 yılına kadar Alaeddin Tepesinde ,Alaeddin Camii'nin hemen yakınında bir yapı vardı. Bu yapı Selçuklu döneminden çok önceleri yapılmış, önce kilise daha sonra camii, saat kulesi, yüklük olarak kullanılmış ve en sonunda temellerine kadar yıkılıp, sökülmüştür. Bu yapı günümüzde bilinen ismiyle Eflatun Mescididir. 

 

    Şimdi bu yapıyla ilgili internette edindiğim birkaç yazıyı derleyip paylaşacağım.

 

Tespit edilebildiği kadarıyla bu kiliseden ilk bahseden kişi Ebü’l-Hasan Ali b. Ebû Bekir el-Herevî’dir. Herevî, “Konya şehrinde büyük caminin yanındaki kilisede hakîm Eflâtun’un mezarı vardır” diye bahsetmiştir. Herevî’nin burada gömülü olduğunu bildirdiği Eflâtun ise İlk Çağ’ın tanınmış felsefecisi Platon ile aynı kişi gibi görünmektedir. İslâm coğrafyacılarından Yâkut el-Hamevî de kaynak göstermek suretiyle bu bilgiyi Mu’cemü’l-büldân’ında tekrarlamıştır. Böylece bu eski Bizans kilisesi hakkında, aynı zamanda Eflâtun’un da mezarı olduğu yolunda daha Selçuklular zamanında yaygın bir rivayetin bulunduğu anlaşılmaktadır. 1465-1466’da Kudüs’e giden Rus hacısı Vasilij dönüşünde Konya’ya uğradığında gördüğü bu kilisenin Türkler tarafından Platon’a, Hıristiyanlar tarafından Amphilotheos’a izâfe edildiğini belirtmiştir. Orta Anadolu’da Türk devrinde halk arasında, yer altı sularını istediği gibi idare eden, gölleri kurutan veya yer altı sularını göl haline getirebilen yarı sihirbaz, yarı mühendis bir Eflâtun’un varlığına inanılır. Beyşehir dolaylarında Hitit çağından beri kutsal sayılan bir Eflâtun pınarı vardır. Konya’daki kiliseye Platon-Eflâtun rivayetinin yakıştırılması, herhalde Selçuklu döneminden daha eskiye Bizans çağına, hatta daha da önceye kadar iner. Mehmed b. Ömer el-Âşıkı, eserinde Konya’dan bahsederken, “Buranın kalesinde Eflâtun’un kabri vardır” demektedir. Fakat Osmanlı idaresinin başlarında şehirdeki bu kilise Eflâtun Mescidi adıyla camiye çevrilmiştir. İ. Hakkı Konyalı çocukluğunda buranın gaz deposu olduğunu bildirir. Daha sonraları B. Pace cephane olduğu için binanın içine giremediğini yazar. I. Dünya Savaşı yıllarında Vali Muammer Bey zamanında yapının üstündeki ahşap oda ile saat kulesi sökülüp kaldırılmış, kubbenin üstü yeniden kiremitle kaplanmıştı. 1921’e doğru da yapı temellerine kadar yıktırılarak ortadan kaldırılmıştır.  

 

Kaynak: Türk Vakfı İslam Ansiklopedisi

 

Bu yazıda da anlaşıldığı üzere konu hakkında çeşitli rivayetler vardır. Geçmiş dönemlerde bu konu birkaç kez gündeme gelmiş fakat yetkililer yeterli araştırmaları yapmamış, konu nihayete erememiştir. Söz konusu yapının yıllar önce temellerine kadar yıkılıp kalıntılarının günümüze ulaşmamış olması da bundan sonrası için araştırma yapmayı zorlaştırıyor.

Eflatun Konya’da yaşamış mıdır ? Mezarı Konya’da mıdır ?

Bu soruların cevabını bir gün Eflatun’un mezarı bulunursa öğrenebiliriz. Ya da hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz ve bir sır perdesi olarak kalıp gidecek…

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *