KONYA HABER
Konya
Açık
17°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,3800 %0,31
48,5470 %0,51
4.845,51 % 0,00
Ara

Ben büyük bir zevkle yapıyorum…

YAYINLAMA:

Dr Paul Ruskin, öğrencileri ile yaşlanmanın psikolojik etkileri üzerine konuşmaktadır. Onlara şunu anlatır:

‘’Hasta ne konuşuyor, ne söylenenleri anlıyor, bazen saatlerce anlaşılmaz şeyler mırıldanıyor. Oryantasyon tam değil, zaman kavramı yok olmuş. Hangi günde ve tarihte olduğunu bilmiyor. Ama şu var kendi adını anınca tepki veriyor. Altı aydır yanındayım. Hiç bir gayret göstermiyor veya gösteremiyor. Onu hep başkaları giydiriyor ve besliyor. Dişleri maalesef yok ve yiyecekler püre şeklinde veriliyor. Üstü başı salyalarından dolayı leke içinde. Yürümüyor. Uykusu sürekli düzensiz ve gece yarısı hep çığlık atarak uyanıyor. Ve çoğu kişiyi rahatsız ediyor. Çoğu zaman sevecen ama bir şeye kızdığı zaman sürekli bağırıp çağırıyor ve başkalarının yardımı olmadan zapt edilemiyor.’’

Ruskin’ in sözlerini bitirdi, derin bir iç çekti, boşluğa nemli gözlerle, donuk bir şekilde baktıktan sonra öğrencilerine döndü,

“Evet, arkadaşlar söyleyin bakıyım bu hastanın bakımını kim üstlenir?’’  Öğrenciler birbirlerine bakarlar. Salonda homurtu tarzı sesler yükselmeye başlar. Ruskin masaya ellerini vurarak öğrencilerine ‘’Arkadaşlar size basit bir soru sordum, bu hastanın bakımını üstlenip üstlenmeyeceğinizi sordum hepsi bu! Aranızda cevap verecek yok mu?”

Sonrasında öğrenciler ağız birliği etmişçesine “Yapamayız” diyebildiler. Ruskin ise bunu büyük bir zevkle yaptığını, onlarında yapmaları gerektiğini söyler. Öğrenciler iyiden iyiye şaşırmışlardır. Yapamayız dedikleri halde öğretmenleri büyük bir zevkle yapmaları gerektiğini neden söylemiştir. Şaşkın şaşkın Ruskin’e bakmaya devam ederler. Daha sonra Ruskin cebinden kızının fotoğrafını çıkarır ve sınıfta dolaştırır. “işte” der, “Fotoğraftaki hasta ve o hasta benim kızım.”

Ruskin Amerikan Tıp Birliği Dergisindeki makalesinde, gülünç bir yanlış anlaşılmanın insanlara nasıl bir perspektif kazandırdığını anlatmaktadır.

Gerçekten de öyledir. Bir an duruyorsunuz tek odaklı bakış açısı ile olaylara bakıyorsunuz ve çözemiyorsunuz. Ama farklı bakış açıları planlama ve koordine ettiğiniz zaman ki bu aynı zamanda empatiyi de yanında çoğu zaman getirir meseleleri daha anlamlı çözebiliyorsunuz.

Şunu belirtmek isterim ki kriz anlarında farklı bakış açıları planlamak, hem krizi fırsata çevirmek için bir fırsat ve hem de yeni başarılara yelken açmak çok önemli (Motivasyon) isteklendirme kaynağıdır. Krize teslim olmak gerekmez. Bu bir yerde geliştirdiğimiz paradigmalarımız oluyor. Paradigmaları değiştirmek rota değiştirmeye benzer, meselenin farklı bir bakış açısı ile değerlendirilmesi sorunun çoğu kez halli demektir. Sağlıcakla kalın.

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *