Toprak Dede’yi Unutmadık, Unutmayacağız

Türkiye’de son otuz yılda çevre çalışmalarının en önde gelen liderlerinden olan Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA) kurucu onursal başkanı merhum Hayrettin KARACA’yı aramızdan ayrılışının ikinci yılında özlemle, rahmetle ve saygıyla anıyorum. Rabbim cennetiyle muamele etsin inşallah.

TÜRKİYE ÇÖL OLMASIN sloganıyla kamuoyunda kabul gören TEMA Vakfının kurucu onursal başkanları sayın Hayrettin KARACA ve iş adamı sayın Ali A. Nihat GÖKYİĞİT birlikte 1992 yılında çıktıkları yolda kısa zamanda her yaş ve her kesimden destek gördüler. Çalışmalarıyla örnek oldular.

Topraklarımızı koruyarak ve ağaçlandırma yaparak erozyonla mücadele edilebileceğini; Doğal varlıkların korunmasında verilecek bu mücadelenin bir halk hareketi olmasını amaçlayarak önceliği, bu mücadelenin kalbinde yer alacak gönüllülere ulaşmaya verdiler. Milyonların gönlünde Toprak Dede ve Yaprak Dede oldular.

Doksanlı yıllarda Konya İl Çevre Müdürlüğünde görev yaparken o zamanın Valisi sayın T. Ziyaettin Akbulut’un desteğiyle Konya TEMA İl Temsilciliğini kurduk. Ben de 1995 yılından 2011 yılına kadar Konya İl Temsilciliğini gönüllü olarak yürüttüm. 2011’de hem temsilcilik hem de aktif TEMA Gönüllülüğünden istifa etmek suretiyle ayrıldım. Tabii ki toprak sevgisi, ağaç sevgisi doğa sevgisi yüreğimden hiç eksilmedi eksilmeyecek de.

TEMA temsilcisi olarak görev yaptığım süre içinde Toprak Dede Hayrettin Karaca ve yaprak dede Nihat GÖKYİĞİT ile birlikte olma, onların eğitiminden geçme ve çalışma şansını yakaladım. Bu konuda Rabbime bin şükür ki böyle değerli iki insanı karşıma çıkardı ve ben kendilerinden çok şey öğrendim. En önemli kazanımım örnek bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı nasıl olunur oldu.

Toprak Dede Merhum Hayrettin KARACA’nın ağzından çıkan her söz ders niteliğindeydi. Nitekim sosyal medyada TEMA Vakfı yetkilileri #ToprakDedeninYolundayız başlığı ile paylaşımda bulunuyorlar.

Benim de hayatımda da önemli yeri olan o sözlerinden öne çıkan ve adeta vasiyeti niteliğinde olan sözleri burada paylaşmak istiyorum:

• Dünyayı Anadolu kültürü kurtaracak
• Olanın olmayana, bilenin bilmeyene borcu var.
• Okumak ibadettir, okumamak Cumhuriyet’e ihanettir.’
• Param var ama tüketmeye hakkım yok
• Bir (1) çok güçlüdür. Atatürk bir kişiydi. Her şey bir ile başlar. Bir yoksa iki olmaz.
• Orman, yan yana gelmiş ağaçlar topluluğu değil; florasıyla, faunasıyla bir ekosistemdir.
• Doğada insanlar, bitkiler ve hayvanlar bir arada yaşıyor. Bu dünyayı onlarla paylaşıyoruz. Kuşlarla, böceklerle, ağaçlarla, otlarla… Benim ortağım onlar… Aslında biz onlara bağımlıyız.
• Dünyadan insanı alın, hiçbir şey değişmez, hatta güllük gülistanlık olur her şey. Doğa sağlıklı olmazsa insan yaşayamaz, yok olur. Ama katlediliyor hırs uğruna… Daha fazla kâr için, daha fazla üretmek için, acımasızca tüketiyoruz dünyayı… Tek bir yolu var bu hazin sona gidişi önlemenin, ihtiyacımız kadar tüketmek.
• Yaşamak için yaşatmaktan başka bir yolumuz yok!
• Dünya ikiye bölünmüş artık. Gözü açlar ve karnı açlar. İşte o gözü açları doyurmayacağız. Karnı aç olanı doyurabilirsiniz ama gözü aç olan doymuyor!
• Dilim, kültürüm gidiyor. Bağımsız bir Türkiye değiliz artık. En büyük acımız geri getiremediğimiz o kültürümüzdür.”

Son olarak beni çok etkileyen bir konuşmasından alınan paragraf ise şöyle:

“Çok ödül aldım, ama en büyük ödülüm iki tanedir. Bunlardan biri, 2500 metre yükseklikte bir dağda, bir çocuğun beni gösterip, arkadaşlarına, ‘koşun koşun erozyon dede gelmiş’ demesidir. Diğeri ise bir kula nasip olmuş en büyük ödüldür, daha büyük ödül olacağına inanmıyorum; bu ödül de, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmamdır. Her ödülün kişiye verdiği bir sorumluluk vardır. Ben bu sorumluluk altında yaşıyorum, zaten beni çağıran da budur.”

Ne mutlu böyle sorumlu bir TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞI olabilene,

İki yıl önce aramızdan ayrıldığı gün ve o günden bugüne kadar maalesef yeterince kıymet verilmeyen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayı en büyük ödül kabul eden merhum Hayrettin KARACA’yı vefatının ikinci seneyi devriyesinde geriye bıraktığı toprak gönüllüleri olarak unutmadık unutmayacağız ve unutturmayacağız. Nur içinde yatsın inşallah. Kalın sağlıcakla.