KONYA HABER
Konya
Parçalı bulutlu
21°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,3220 %0,23
48,5699 %0,43
4.830,31 % -0,55
Ara

Tarihi eser kaçakçılığının serüveni

YAYINLAMA:

Ülkemiz tarihi ve kültürel zenginlikleriyle Ortadoğu’nun ve Mezopotamya’nın zengin ülkelerindendir. Bu zenginliğimizin maalesef halk olarak da bilincinde değiliz. Halkımızın bu bilinci kazanmamasındaki en büyük etken de ne yazık ki devletimizin yeteri kadar kültür ve tarih politikalarına önem vermemesi ve halkı bilinçlendirmemesidir; bunun sonucunda tarihi eser kaçakçılığı günümüze kadar devam etmiştir.

Osmanlı’nın Son Döneminde Kaçakçılık ve Osman Hamdi Bey Faktörü

Osmanlı devleti 19. ve 20.yy da ağır bir savaş dönemi yaşamıştır. Bu dönemde yaşanan savaşlar, isyanlar ve iç meselelerle uğraşmak zorunda kalmıştır. Trablusgarp savaşı ile başlayan sırasıyla Balkan, I.Dünya Savaşı ve son olarak Kurtuluş savaşıyla biten zorlu bir süreç geçirmiştir. Osmanlı devletinin kültür varlıklarını koruyan bir kanunu henüz yoktu. Anadolu’nun ne kadar zengin olduğunun farkına varan bilim adamları dört bir yandan Osmanlı devletinden araştırma ve çalışma adı altında izin almış, bazen köylü ile para karşılığında anlaşarak bazen ise kaçak yollarla kültür varlıklarımızı elimizden almışlardır. Troya hazineleri, Pergamon Sunağı, Milet Agora kapısı ve daha nice tarihi eser maalesef şuan Avrupa müzelerinde sergilenmektedir.

Osmanlı Devleti’nin son devrinde ise kendini geliştiren ve iyi bir eğitim almış olan Osman Hamdi Bey 1881'de Müze-i Hümayun (İmparatorluk Müzesi)'a atandı. Türk müzeciliğinin temelini atmış ve parlak bir dönem olmuştur. Osman Hamdi Bey 1883 yılında İstanbul Arkeoloji Müzesini kurmuş ve tarihi eserlerinin korunmasını sağlamaya çalışmıştır. 1869,1874 ve 1884 yıllarında Asar-ı Atika nizamnamesini çıkararak yürürlüğe koymuştur. Bu nizamnameleri çıkarmasındaki amaç batılı bilginlerin tarihi eserleri çıkarmasını engellemekti. Ülkenin her bir yanında kazı çalışmaları da yapan Osman Hamdi Bey bugün birçok değerli tarihi eserlerin ülkemizde kalmasında büyük katkısı olmuştur.

Tarihi Eser Kaçakçılığı Nasıl Önlenebilir? 

Ülkemizde kaçak kazı ve kaçakçılık son dönemde artış göstermiştir. Kaçak yollarla kazı yapıp toprak altı hazinelerimiz gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında pazarlanmaktadır. Devletimiz bu konuda ilk olarak halkımızı çok iyi bilinçlendirmeli ve eğitmelidir. Caydırıcı yaptırımlar uygulanmalı ve bu konu üzerine eğitici ve farkındalığı arttırıcı çalışmalar uygulanmalıdır. 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *