KONYA HABER
Konya
Açık
17°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,3624 %0,44
48,5512 %0,70
4.845,64 % 0,36
Ara

Doksan Dokuz Yılın Şafağındayız

YAYINLAMA:

Doksan dokuz yılın şafağındayız. Uluyan köpekler bir tarafta, medeniyet kisvesi altına saklanmış canavarlar bir tarafta ve gövdesini siper etmiş yiğitler diğer tarafta. Noktalanmamış, bitmemiş destanlar yeni kalemler bekler, şafak sökerken, memleketin en yüksek tepelerinde. Ecdadın, mukaddesatın ve onca bizi biz yapan değerlerin talan edilmeye çalışıldığı doksan dokuz yılın şafağındayız.

Bedenlerimiz, ruhlarımızın önüne geçmiş, istek ve arzularımız şımartılmış, habis duygularımız, halis fikriyatımızı hapis etmiş.

Okullarda her 12 Mart günü programlar yapılır, anlatılır merhum milli şair Mehmet Akif’in o eşsiz dizeleri. Heyhat denir, sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın! Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın. Denir denir... Çocuklar ezberler, her geçen yıl okunur bu şiirler... Bilmem farkında mısınız?  Bizi gömdüler, üzerimize toprak dahi atmadan, fütursuzca, acımadan diri diri toprağa gömdüler. Çocuklarımıza, geleceğimize ihanet ederken biz sadece şiirleri anlamını öğretemeden, derinlere inemeden ezberlettik. Öğrettiğimizi sandık fakat sadece yanıldık. Akif bugün gelse, mezarından çıksa karşısında onu bekleyen kuru bir kalabalık ve onları diri diri gömmeye çalışan hatta bazen başaran garbın afakına benzemeye çalışan bir nesli görür. Neden mi böyle yazıyorum? Çünkü her geçen günün bir gün önceden kötü gittiğini ve her geçen günün bir gün önceden daha da fazla yozlaştığını ve bizim bu duruma artık ses çıkartmadığımızı görüyorum. Sosyal medya almış başını gitmiş. Müzik diye kulağa enjekte edilen mikrobiyel ve dejenere edici sözde çağdaş türlerin her gün çocuklarımızı zehirlediğini görüyorum. Akif'in dizelerinde geçen canavarın bizi canlı canlı yediğini görüyorum. Ahlaksızlığın, edepsizliğin, gösterişin ve sonu bilinmeyen bencilliğin her gün daha da fazla bizi zincirlere vurduğunu görüyorum. Yeni bir İstiklâl, yeni bir istikbal yoluna ulaşmanın sonu bir izmihlal olmadan sahip çıkmalıyız kendimize ve neslimize.

Sahip çıkmazsak ne bundan sonrasına bir İstiklal Marşı kalır ne de gövdesini siper edecek bir millet. Milletleri millet yapan aşina olduğu ve yıllardır hatta asırlardır tatbik ettiği manevi ve milli duygulardır. O yüzden bir an önce harekete geçmeliyiz. Harekete geçerken önce kendimizden başlamalı ve dalga dalga safları sıklaştırmalıyız. Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar, 'Medeniyyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar? Doksan dokuz yılın şafağındayız.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *