KONYA HABER
Konya
Parçalı bulutlu
18°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,3285 %0,25
48,6726 %0,46
4.891,49 % 0,14
Ara

Santiago olmak ya da olmamak

YAYINLAMA:

Bir düşü gerçekleştirme olasılığı yaşamı ilginçleştiriyor.”

Simyacı, Brezilyalı Yazar Paulo Coelho'nun yazdığı ve yayımlandığı yıl olan 1988'den bu yana eleştirmenler tarafından sıkça değerlendirilen roman…

Etkileyici hikayesi, sade anlatımı ve derinliğiyle Simyacı, dünya klasiklerinin en sevilen eserlerinden biri...

Yayımlandıktan kısa süre sonra 42 ülkede basılan ve 26 dile çevrilen eser, 1996’dan günümüze Türkiye’de de en çok okunan romanlar arasındaki yerini koruyor.

Bu olay Latin Amerika'da Gabriel García Márquez'den bu yana görülmemiş bir olay…

Roman, yüreğinde çocukluğunu yitirmemiş olan okurlar için bir klasik kimliği kazandı.

İspanya'dan kalkıp Mısır Piramitlerinin eteklerinin hazinesini aramaya gelen Endülüslü çoban Santiago'nun masalsı yaşamının felsefi öyküsü anlatan kitap, 1996 yılından bu yana Türkiye'de de çok okundu.

Bir büyük Doğu klasiği olan Mevlânâ'nın ünlü Mesnevîsi’nde yer alan bir küçük öyküden yola çıkarak yazıldı.

Simyacı'nın dünya çapında bu kadar satmasının sebebi belki de kılavuz olma ve nasihat verme niteliğinin ön planda olmasıdır.

Eseri sadece iki haftada yazmış olan Paulo Coelho; “Ruhumda yazılı olduğu için bu kadar kısa sürede yazabilmeyi başardım” diyor. Kitap nasıl bu kadar kısa zamanda yazıldı bilinmez ama milyonlarca kişinin ruhuna dokunduğu kesin…

Konusunda inanç, simgeler ve aşkın birleşimi ile kendi benliğini arayan Santiago’nun muhteşem serüvenini ele almış.

Maddi alemden, manevi aleme geçişi ele alan büyük farkındalık yaratan eser, bakış açınızı değiştirmek için eminim fayda sağlar.

Okur için kitabın sonu büyük bir merak konusu olsa da, yazar ana fikir olarak hayatta sürekli aradığımız mutluluğun aslında hep içimizde ve yanı başımızda olduğunu, onu bulduğumuzda hayatın tadına varacağımızı ve asıl mutluluğun çabasız sadelikte halihazırda bulunduğunu, sadece bunu görebilecek iç huzura ve dinginliğe erişmemiz gerektiği ile ifade ediyor.

Hayattaki mutluluğumuz bazen bize çok uzak gibi görünse de, aslında çok yakınımızda olabilir. Bunu geç de olsa anlamak, bize hayatın tadına varmamızı sağlayacaktır.

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *