KONYA HABER
Konya
Açık
24°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
40,9157 %0,77
47,9224 %1,05
4.383,41 % 0,12
Ara

Büyüklere Masallar: Uyuyan Güzel

YAYINLAMA:

Uyumadan önce başucunda kitap okunan bir nesil vardı. Dinlediğimiz masalları rüyalarımızda görmek hayaliyle uyurduk. O zamanlar masalların sonları hayal ettiğimden bile daha güzel biterdi sanki. Hatta bazılarını o kadar severdim ki sıkılana kadar okurdum. Şimdilerde sık sık hatırlatılan “gerçek hayatın masallardan çok uzak olduğu” mesajının tersine o zamanlarda iki dünyayı birleştirmiştim sanki. Şimdi dönüp baktığımda büyüklerimin o kadar da haklı olmadığı kanaatindeyim. Masallar bizim için hala çok güzel dersler iletmek için duruyor.

Bu haftadan sonra köşe yazılarımda “büyüklere masallar” başlığı altında aslında küçükken okuyup geçtiğimiz ama tekrar dönüp verdiği mesaj şimdi bizim için neyi ifade ediyor diye bakmamız gerektiğini düşündüğüm masalları anlatacağım. Ama öncesinde beni girdiğim kuyudan çıkarıp yol gösteren ışığıma teşekkür ediyorum, büyüklere masallar köşesi bana bir vazgeçiş anımda sunulan bir fikirdi ve beni hatalı bir karardan döndürdü.

Birçoğumuzun favori masalından başlayalım hazırsanız

Büyüklere Masallar: Uyuyan Güzel

100 yıl boyunca aşkını bekleyen prensesimizin hayatı hepimize okunurken ana fikrini defalarca düşünüp dilendirmişizdir. Ön yargının tanımını belki bu masalla öğrenmiş, kibri böyle tanımışızdır. Öğretmenlerimizden öğüt niteliğinde sözler dinlemişizdir. O zamanlar kötü insanları sanki birileri parmağıyla gösterecekmiş gibi ayırt edilmesi kolay gören kalplerimiz, büyüdüğümüzde yeterince kırıldığında öğrendi gerçeği.  Masallarda anlatılan kötü insanların gerçek hayatta insanların kalplerine gizlendiğini ve bu sefer burunları uzun, yüzleri çirkin olmadığından ayırt edilemediğini büyüdüğü zaman anladı. Kötülükler her zaman kalpteydi, bazıları kendilerini o karanlığa teslim edip bir kibir kuyusuna düşerken bazıları hala temiz kalmaya çabalıyordu. Daha da karmaşık olan iyi ve kötünün sürekli değişiyor olmasıydı, herkes sonsuza kadar iyi/kötü olmazdı.

Kalbindeki kibri etrafına saçan insanın mutlu olmayacağını okuduğumuz masallardan sonra yaşayarak da öğretti bize hayat, herkesin kalbinin ekmeğini yediğini tecrübelerimizle öğrendik.

En sevdiğiniz masalı benimle paylaşmak isterseniz eğer bekliyor olacağım, gününüzün hangi vaktine geldiysem orada bir gülümseme bırakabilmek umuduyla bir yazarca geçti buradan…

 

 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *