YOKSULLUK SINIRI 20 BİN LİRAYI AŞTI! YANİ ARTIK ÜLKEDE DOKTORLAR DA YOKSUL PROFESÖRLER DE…
Türk-İş verilerine göre 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı Haziran’da 6 bin 391 TL’ye yoksulluk sınırı ise 20 bin 818 TL’ye yükseldi. Bu veriler ışığında emekliler ve asgari ücretle çalışanlar açlık sınırının altında memur ve işçilerin tamamı yoksulluk sınırında.
İnsanlar eğilmeden, bükülmeden doğru düzgün insanca yaşamak için mücadele veriyor. Ekonomistler çıkıyor enflasyon diyor, resesyon diyor. Ekonomi yönetimi sabır diyor. Cumhurbaşkanı faiz diyor, muhalefetse ‘İktidarı nasıl düşürürüm?’ derdinde.
Vatandaşın derdini soran var mı? Gerçekten hissederek, empati kurarak, anlayarak, onları dinleyerek…
Ben bir vatandaş olarak bunu hissettiğimi söyleyemem. Yaşadıklarımız zorlu bir süreç. Farkındayım.
Ama bir çözüm istiyor artık vatandaş. Süslü anlatımlarla, terimsel ifadelerle karnını doyurmaya çalışmayın insanların. İnsanların karnı aç. Size açlık edebiyatı yapmıyorum ama gerçekler bu.
Beyefendiler…
Bu ülkenin artık 4 kişilik aile baz alındığında açlık sınırı 6 bin 391 TL’ye yükseldi.
21 bin TL’nin altında geliri olan da yoksul bu ülkede…
Ne olacak peki? Nereye kadar gidecek bu? Yoksa insanlar mı gidecek? Doktorlar gibi, gençler gibi…
Bir doktorun maaşı da artık yoksulluk sınırının altında, öğretmenin de…
Yıllardır orta direk denilen çoğu memurun da artık ortada kalacak gücü kalmamış.
Efendiler, çevirin artık şu gözlerinizi vatandaşın ekonomisine. Siz denetleyin ki, vatandaşın cebinde olan o pis eller uzaklaşsın bir an önce.
‘Stokçuluk yapılıyor, fırsatçılık var! Biz düzelttikçe onlar bozuyor.’ hikayelerini de artık tutturamıyorsunuz, görmüyor musunuz?
Artık bu milli bir meseledir. Bahane, sebep, sebep olan… Bunlar vatandaşın şuan ki tablosunda yer alan meseleler değil!
Hepimizin cebinde olan bu enflasyon canavarını siz göndereceksiniz. Değil iktidar, muhalefet de çalışmalı. ‘2023’te göndereceğiz, ekonomiyi düzelteceğiz.’ ile de olmaz. Vatanınızı ve bu milleti ne kadar sevdiğinizi göstermenin tam zamanı.
Kim ne kadar vatansever, bundan sonra göreceğiz!
