KONYA HABER
Konya
Açık
17°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,3624 %0,44
48,5512 %0,70
4.845,64 % 0,36
Ara

Sakkara’nın Sırları

YAYINLAMA:

Çocukluk yıllarımdan beri antik mısır dönemini çok fantastik bulmuşumdur. Öteki dünya ve ahirete olan inançları; köklü bir ırkın nesiller sonra bile merak uyandıran bir tarih yazmasına sebep olmuş.

Bu hafta sonu izlemekten büyük keyif aldığım bir belgesel Sakkara’nın Sırları… Mısır’ın Giza kentinde bulunan Sakkara bölgesinde yapılan kazı çalışmaları sonucu; 4400 yıllık mezarların bulunmasın konu alan bir belgesel. Yüksek rütbeli bir rahip olan Wayhte ve ailesine ait olduğu öğrenilen bir mezarlığın keşfedilmesi ve bu sahnelerin enfesliği anlatılamaz.

250 mumya, 150 heykel bulunmasının yanı sıra, Sakkara keşfini en ilginç kılan; çok sayıda kedi ve tarihteki ilk aslan yavrusu mumyasına rastlanılmasıdır bence. Çıkarılan her kedi mumyası 4400 yıl değil de sanki birkaç yıl öncesine aitmiş gibi. Mısırlıların yaptıkları çoğu şey gibi kedi mumyalanmasına da anlam yükleyemedim. Özellikle aslan yavrusu mumyası… Neden mumyalanır ki bir aslan yavrusu? Sanırım bu sorunun cevabını bulamayacağım.

Lakin akılda canlandırıldığı zaman her ne kadar insanı biraz ürkütse de, mumyalama sisteminin Mısırlıların ahirete olan büyük inancı ve bir hayli bilimsel çalışmalarından etkilenmemek mümkün değil. Bulunan her kemik parçasının incelenerek cinsiyeti ve yaşının tespit edilebilmesi mükemmel değil m?

Mumyalarının etkileyici olması yanı sıra Mısırlıların el işçiliği sanatının göz ardı edilmesi de söz konusu değil. Mezarlık duvarlarındaki hiyerogliflerin, lahitlerin, tabutların – özellikle de tabutlardaki silüet çizimlerinin – ve en önemlisi de heykellerin derin bir sanatçı ruhundan geldiğini söylemek mümkün. Üstelik bu sanatçı ruh sadece bir kişi değil, koca bir milleti kapsamakta.

Bizler bu büyük buluşu izlerken bu denli heyecanlanabiliyor isek, arkeologların o anlarda neler yaşadığını hayal edemiyorum. İzlediğimiz her kazı sahnesi orada olma isteği uyandırmadığı söylenemez. Mısırda böyle bir amaç uğruna, arkeoloji ekibi ile kazı çalışmasına katılmak nasıl olurdu diye düşünmeden edemiyorsunuz.

Tekrar tekrar izleyeceğim bu belgeseli, Antik Mısır dönemine merakı olan herkesin izlemesini tavsiye ediyorum.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *