KONYA HABER
Konya
Açık
22°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,3796 %0,35
48,6458 %0,72
4.903,41 % 1,35
Ara

İslam Eki-Söylenen söz kalmaz muallakta

YAYINLAMA:

Robinson adaya gelen yerliye Cuma adını vermişti; öğrettiği ilk kelimeyse “Efendim” idi…

İslami dayanışma oyunlarına eleştiriler devam ediyor.

Konya'da 09-18 Ağustos 2022 tarihleri arasında gerçekleşen oyunlarda 56 ülkeden, 24 branşta 4 bin 200 sporcu yarışacağı/yarıştığı bilgisi sosyal medyada ve basında paylaşıldı.

İslam dünyası dayanışma ve kardeşlik duygularını, spor aracılığıyla Konya’dan dünyaya büyük bir şölen ve dev bir organizasyonla duyurmaya çalıştı. Dayanışma Oyunları ülkemiz ve Konya’mız adına güzel bir başarı olarak kabul ve takdiri hak etti.

Etkinliğin isminde geçen "İslami" ifadeleri birçok kesim tarafından eleştiri konusu oldu.

Yapılan bu eleştirilere rağmen geniş katılımlı, uluslararası bir organizasyon vesilesi ile başta ev sahibi Türkiye olmak üzere İslam alemi olarak bu tür organizasyonları gerçekleştirmek, batıl karşısında tek ses, tek yürek olabilmek adına güzel adımlar olarak değerlendirilip, ileriye dönük fırsatları bizlere sunabilir.

Gelelim tanımlama konusunda yapılan eleştirilere…

Kavramlar; insanların yaşamını sürdürmesine yardımcı olan en temel zihinsel oluşumlardır. İnsanlar, kavramlar yoluyla tanır, ayırt eder, seçer, birleştirir ve iletişim kurarlar.

Bir düşünceyi, bir inancı veya herhangi bir konuyu doğru anlamak istiyorsak, anlamak istediğimiz konuyu ilgilendiren kavramları doğru bilmek, anlamak zorundayız. İnsanların kavram yanılgılarına düşme tehlikeleri de vardır. Bu bazen yanlış kullanımla ya da medya yoluyla da olabilir.

Haklılık payı olan bir soru:

Bahse konu dayanışma oyunlarından kaç tanesi İslam ülkelerinden çıkmış ve gelişmiştir?

Her tanım bir sınırlandırmadır” şeklinde güzel bir söz vardır. Tanımı yapan kimdir ya da bu hakka kim sahip olmalıdır. Eksiltme ve daraltma yoluyla kelimenin hakkını kim sınırlıyor.

Tanımlama konusunda özne olan Müslümanlar mı yoksa Batı mı? Tanımlamalar konusunda bilinçli ya da bilinçsiz zihinlerimiz inde sınırlanabileceğimizin farkında mıyız?

-Eğer konu İslam ise, bir şeyi “İslami” diye tanımlama hakkını kim kullanıyor/bu hak kime aittir?

-Her şeyin önüne “İslami” eki getirmesinin zorunluluğu var mı? Bu durumun sebepleri neler olabilir?

Müslüman kalarak(!) modernleşme sürecine uyum sağlama gayretleri, nasıl Müslüman kalınacağı/olunacağı sorularına aranan cevaplar, kaybolan dengeler. Batı hayranlığı ve daha fazlası...

Bu tür konularda üretilen/üretilmeye çalışılan çözümlerden biriside:

‘Entegrasyon, İslamileştirme, uluslararasılaştırma ve mükemmellik’ olmuştur.

Gerçekleştirilen dayanışma oyunlarının tanımlanmasında bu durumun etkisi büyük olsa gerek.

Tüm bu gayretler gösterilirken bir tehlikenin de farkında olmak zorundayız. Her şeyin önüne "İslami" eki getirilmesi gayreti bir noktadan sonra Hristiyanlıkta olduğu gibi zihinsel sekülerleşmeye de kapı aralayabilir...

Bireyin kendi hayatından dinin değerlerini çıkarması, ya da dini çok sınırlı bir alana hapsederek geri kalan geniş alanı dinden bağımsız şekilde düzenlemesi dünyevileşmenin işaretidir.

'Kimlik’ konusu sadece kendimizi nasıl tanımladığımıza yönelik bir durum değildir; başkalarının bizi nasıl gördüğü de önem arz eder.

İslami Oyunlar bir tarafa, İslami devlet tanımı bile tartışmaya açık bir konudur.

Bir devletin anayasasında dininin İslam yazması, o devletin yönetiminin İslami olduğu anlamına gelmeyeceği gibi, anayasasında dininin yazılmamış olması ülkenin İslam ülkesi olmadığı anlamına da gelmeyecektir. İslami oyun diye yapılan tanımlamada benzer durum söz konusudur.

En üstün ve güçlü olan İslâm’dır. Asıl sorulması gereken şu olmalıdır:

- Modern dünyada kapitalizmin tüm dayatmaları karşısında Müslüman kimliğini koruyabilmek ve tüm zorluklar karşısında ayakta kalabilecek kadar özgüvenimiz yüksek mi? Dinî bilgilerimiz aktif ve canlı tutarak, Allah ile olan irtibatımızı koparmayıp güçlü tutabiliyor muyuz?

Söylenen söz kalmaz muallakta, ya sağa yazılır ya sola... Son söz:

Dinin gerçek sahibi Allah’tır. Korunması gereken insanın kendisidir. Bir şeyin tanımlama hakkı da gerçek sahibine aittir.

Bu durumdan hareketle, bir şeyin “İslami” olarak tanımlama yetkisi sadece Allah’a aittir…

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *