Partimiz, Cemaatimiz, Takımımız Ne Olursa Olsun, Bizim Ortak Bir Dilimiz Olamaz Mı?

Bizi yönetenler bilerek mi yapıyorlar, bilmeyerek mi yapıyorlar anlamıyorum ama kim ne istedi ise amacına ulaşmış durumda adım adım ilerliyorlar. Ülke insanı ister İstanbul'da, ister Malatya'da olsun, ister Trabzon'da isterseniz Konya'da olsun kim ne derse kendine partisine kendi tuttuğu takıma göre ya siyah ye beyaz diyor. Yani iki kutuplu bir millet olma yolunda boşuna kürek çekiyoruz.

Üstelik bu iş sadece zamlı doğal gaz, elektrik, su konusunda bile ucuzdu pahalıydı diye milleti ikiye bölmeyi başarmışken bir şey dikkatimi çekti mesela bizim Konya'da kimse "Kanal İstanbul yapısın mı, yapılmasın mı?" diye tartışmıyor.

Bilmem katılır mısınız, ama bu işin tartışılmaması dahası sadece televizyon ekranlarına çıkan taklacı güvercinler gibi ihtisas alanları dışında konuşanlar hariç ne Ak Çeşme'de ne Bosna Hersek'te ne de Pirebi Mahallesinde hiç kimse Kanal İstanbul'u tartışmıyor.

Her türlü iddialaşmayı ve tartışmayı yapan insanımız Kanal İstanbul'u es geçiyor. Bu hayra mı şerre mi delalettir onu da zaman gösterecek gibi.

Yazımızın başlığına geçmeden önümüzdeki bir iki konuyu sizlerle paylaşmak isterim.

TIP FAKÜLTESİNİN ÇALIŞMAYAN

ENGELLİ ASANSÖRÜ...

Salı günü akşam saatlerinde çok sevdiğimiz bir eğitimcimiz önce telefonla daha sonra da yazarak o gün yaşadığı olayı şöyle aktarıyordu;

"Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Poliklinikler girişi dışındaki, engelli asansörü bugün çalışmıyordu. Vatandaşlar bu yüzden çok mağduriyet yaşadı. Kar yüzünden tekerlekli sandalyeyi de kullanma şansımız yoktu. Benim gibi iki koltuk değneği ile hastaneye gelen bir insanın engelli asansörünün de çalışmaması sonucu yaşadıklarını ne olur bir düşünün"

........

Evet düşünmek dahi istemiyorum.

Çünkü yaşamayan, sıkıntıyı çekmeyen bilemez. Belki bu asansörün arızalı olma durumu uzun süreli de olmamıştır. Ancak kısa süreli de olsa burası Tıp Fakültesi ve adı üstünde engelli asansörü. Allah bu zor durumdaki insanlarımıza ve yöneticilerimize ecir sabır ve kolaylık versin diyoruz.

BU OTOBÜS ARMAĞAN MAHALLESİNDE

TRAFİK AKIŞINI ENGELLİYOR

Salı günü saat 18.29’da bir okurumuz önce şu fotoğrafı bize gönderiyor

Daha sonrada yazıyordu;

"Uğur Bey burası Meram Armağan Mahallesi. Otobüs yüzünden buradan ilerlemek mümkün değil. Mecburen gerisin geri dönmek zorunda kaldım. Vatandaşlar da otobüsün iki gündür burada durduğunu söylediler. Kimsenin haberi yok mu?"

..........

Otobüs belediye otobüsü. Belki yöneticilerimiz ilgilenirler diye düşündük.

BU HABER İNŞALLAH YANLIŞTIR

Dün sabah bir okurumuz bizimle şu haberi paylaşıyordu;

"Rekor için dikilen 10 milyon fidan kurudu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katılımıyla 11 Kasım'da 'Geleceğe Nefes' sloganıyla dikilen fidanların yüzde 90'ının kuruduğu belirlendi. Tarım Orman-İş Sendikası Başkanı Şükrü Durmuş, "Mevsim itibarıyla yeteri kadar yağışın olmadığı dönemde, sırf Guinness Rekorlar Kitabı’na girmek adına böyle bir kampanyanın yürütülmesinin yanlış olduğunu söylemiştik. Ayrıca dikilen fidanların usulüne uygun ve ehil insanlar tarafından dikilmediği de ortadaydı" dedi.

Tarım ve Orman Bakanlığı ve Orman Genel Müdürlüğü tarafından ‘Geleceğe Nefes’ sloganıyla, Türkiye’nin farklı illerinde eşzamanlı olarak 11 milyon fidan dikildi. Ankara’daki dikim etkinliği de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli tarafından yapıldı.

Dikimlerin yapıldığı zaman diliminde meslek kuruluşları ve uzman orman mühendisleri, ‘toprağın yeterli nem doygunluğuna ulaşmadığını ve bu nedenle tutma oranlarının yüzde 10’un altında olduğunu’ belirterek uyarıda bulundu. Ancak bu uyarılar dikkate alınmadı."

.................

Bu iş bu kadar basit ve ucuz olmamalı. Sayın Cumhurbaşkanımızın geleceğimiz adına imza attığı bu proje böyle yanlış işler ile sulandırılmamalıdır. Bu işin birinci derece sorumluları ya bu haber yanlış demeliler ya da kuruyanların yerine ellerine beli alıp kendileri dikmeliler.

.........

Gelelim işin ortak paydasına.

Partimiz, takımımız, okulumuz, ekolümüz.... ne olursa olsun bizim başka ülkemiz, başka toprağımız var mı? Burası kötü olsa gideceğimiz yer var mı? Gitmeye kalksak bizi alacak olan var mı?

Nedir bu kutuplaşmanın anlamı?

Bakın geçtim ülkenin genel durumundan.

Bu şehir için asla çekilen payda çizgisinin altında hepimiz imza atamayacak mıyız?

Bizi yönetenler temiz insanlardır, dürüst insanlardır, Allah'tan korkarlar, kuldan utanırlar bile bile asla ama asla yanlışa ortak olmazlar diyoruz, herkes de kafasını sallıyor onay veriyor. Peki bu ortamda lastik patlayınca niye suçlu arıyoruz ki?

Adı üstünde lastik bu. Patlar mı? Patlar. Gelin patlayan lastiğe hep birlikte omuz verelim. Bu lastik jantta giderse hepimizden duman çıkmaya başlar beyler. Bu böyle biline. Bilmem anlatabildim mi?

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Engelli insanlarımızı anlayabilmek için illa ki engelli olmadan adım atabildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Eğer uçmak istiyorsanız sizi aşağı çeken her şeyi bırakınız.