Birinci vazifen ligde kalmaktır

Düştü düşecek derken son üç haftaya damga vuran ve muhteşem geri dönüşlerle belki de en görkemli ligde kalış mücadelesi sergilediğimiz sezon geride kaldı. Evet, şahsım adına pek iyi hatırlayamayacağım. Ki gözlerimizi yeni sezona çoktan diktik. Bir önceki sezon önümüzdeki yıllara ders olsun diyelim. "Hilmi başkanın kalması lazım benim bu takımı çalıştırmam için" diye söylemlerde bulunan Bülent Korkmaz, arzu ettiği temenniye kavuştu. Oldu olacak derken bir kongre sürecini de aşmayı başardık ve yine yeniden Hilmi Kulluk dümenin başına geçti. Eski başkan ve beraberinde ki yeni yönetime, bu vesileyle de bu takıma gönül vermiş tüm sporseverlere hayırlı olsun. E pek tabi köprüyü geçtik ve şimdi gözler transfere takılıyor. Yeni sezonun başlamasına çok az bir süre kaldı. Takım çalışıyor, transfer noktasında da hummalı bir sürecin yaşandığını hepimiz tahmin edebiliyoruz. İlerisi ne gösterir bilinmez ama bu şehir resmi olmasa da Serkan Kırıntılı defterini kapattı. Artık kaleyi yeni transfer Sehic koruyacak. Sihirli el paylaşımıyla Musa Çağıran'ı da kadrosuna dahil eden temsilcimiz Samuel Eduok ile üçledi. Eğri oturup doğru konuşmak gerekirse, şu ana kadar pek taraftarı heyecanlandıran transfer haberi gelmedi. Kötü transferler mi? Elbette değil. Sehic'in güven verdiği ve istikrarlı olacağı kanaatindeyim. Musa Çağıran noktasında bazı tereddütlerim olduğu gibi Eduok'la alakalı da bazı soru işaretlerim var. Umarım Eduok şehre konsantre olur ve kapasitesini her maça yayarak istikrar sağlarsa, takım biraz hız kazanmış olacaktır. Lakin bir eksik var. Geride bıraktığımız sezon Bajic'ten yana yüzümüz hiç gülmedi. Bu sezon da böyle olmasını istemeyiz, kimse istemez. Elbette bütçe önemseniyor, bunu da herkes biliyor. Ama şartlar ne olursa olsun bu takımın ciddi anlamda santrfora ihtiyacı var ve şartlar sonuna kadar zorlanmalıdır. Macera peşinde koşanlardan hiç olmadım ki temsilcimizin bu sene ki birinci hedefi ligde kalmak olmalıdır. 100.yıl yaklaşıyor. Geçtiğimiz sezonlarda bunun için bazı çağrılarım da olmuştu. Aykut Kocaman ile altını doldurarak 100.yılda şampiyonluk vurgusu yapmıştım lakin şartlar değişti. Değişmeyen gerçek köklü tarihimiz ve bu 100.yıl vurgusunu yapan yöneticilerimiz var, teşekkür ediyorum. Elbette dillendiriliyorsa altı da dolu olmalıdır. Kim bilir belki de Torku Konyaspor olarak görülmemiş bir başarıya, şampiyonluğa imza atarız. Unutmadan, formalar kargoya mı takıldı?