“Virüsten etkilenmemek için ruh sağlığımızı da korumalıyız”
Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeliha Traş, korona virüs ile mücadelede psikolojik sağlığın korunmasının önemli olduğunu söyledi.
Hastalığın ülkemizde diğer ülkelerden sonra görülmesinin psikolojik olarak hazırlanma imkanı sağladığını vurgulayan Traş, “İçinde bulunduğumuz durum gereği günlük hayatta alışılagelmiş işleri yapamıyor olmanın psikolojik olarak bazı olumsuz etkileri olabilir. Hastalığın diğer ülkelere nazaran ülkemizde daha geç görülmesi, gelecek olan kaçınılmaz tehlikeye karşı tedbirleri önceden alma fırsatı verdiği gibi psikolojik olarak hazırlanabilme imkanı da sağladı diyebiliriz. Ancak yine de Kovid-19 virüsünden korunmanın en temel yolu öncelikle insanların böyle bir salgın hastalık durumunu kabul etmesine dayanır. Çünkü ancak salgın hastalığın varlığını kabul ettikten sonra önlemler, tedbirler ve gerekli davranışlar konusunda farkındalık kazanabiliriz. Virüsten fiziksel olarak korunmanın belli koşullara bağlı olmasıyla birlikte virüsten psikolojik olarak olumsuz etkilenmemek için ruh sağlığımızı korumamız da önem arz etmektedir” dedi.
“Erkekler evde desteğe ihtiyaç duyabilir”
Kadınların erkeklere oranla ev ortamına ve evdeki günlük rutinlere biraz daha uyumlu olsalar da erkeklerin de yapabileceği birçok uğraş olduğunu belirten Traş, “Kadınlar, erkeklere göre ev ortamına, ev yaşayışına ve evdeki günlük rutinlere alışkın olsalar bile onların da henüz keşfedilmeyen becerileri olabilir. El becerileri, mutfak etkinlikleri, varsa balkonda bitki yetiştirme ile ilgili etkinlikler yapılabilir. Erkekler, kadınlara göre ev ortamında vakit geçirme konusunda biraz desteğe ihtiyaç duyabilirler. Fakat araştırmalar bize her bireyin mizacında maskülen ve feminen özelliklerin olduğunu söylüyor. Dolayısıyla erkek olsak da aynı zamanda bir eş, aynı zamanda bir baba olabiliriz. Dolayısıyla daha önce keşfetmediğimiz feminen yanlarımızı, örneğin mutfak etkinlikleri, evi fiziksel olarak dizaynetmek veya çocuklarla sportif anlamda vakit geçirmek gibi etkinlikleri yapabiliriz. Bunları yaparken kadın veya erkek olarak zorunlu olduğumuz için değil, hayatımızın yavaşlayan bir döneminde, bir molasında günümüzü anlamlı hale getirmek olarak bakabiliriz” diye konuştu.
“Kaygılı Davranışlar Sergilenmemeli”
Çocukların kriz durumlarında ebeveynin tutumuna göre kendilerine rol biçtiklerini aktaran Prof. Dr. Zeliha Traş, “Çocuklar günlük rutinlerinin değişmesinden pek hoşlanmazlar. Uyku, beslenme ve oyun saatlerinin biraz esneterek dahi olsa, eskiden olduğu belli bir düzen içinde yürüyor olması onları güvende tutabilmek için yeterlidir. Ebeveynin salgın hastalık durumuna ilişkin ev ortamındaki tepkileri, önlemlere bakış açıları, günlük hayatlarının normal seyrinde devam etmesi ile çocuklar kendileri için her şeyin yolunda olduğu mesajını alırlar. Evde yaşanan olağanüstü tepkiler, kaygı verici konuşmalar ve davranışlar, ev içindeki günlük rutinin kısıtlanması çocukları da kaygıya sürükleyebilir. Bu dönemde ebeveynlerin sakin kalmaları, olaylara karşı sabırlı davranmaları, gereken önlemleri önce kendilerinin alması, örneğin el hijyeni, sosyal mesafelendirme ve düzenli maske kullanımı gibi çocuklara olaylara karşı nasıl tepki verebileceklerini öğretir. Hoşgörülü ve sabırlı davranmak, bu sürecin geçici olduğunu dolayısıyla bu duruma ilişkin olumlu rol model olmalarını sağlar. Aynı zamanda ebeveynin kendi günlük rutinlerini aksatmadan, uyku ve beslenme saatlerini normal her zamanki düzenine uygun biçimde sürdürmeleri çocuklar için önemli bir güven mesajı taşımaktadır” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Traş konuşmasını şöyle sürdürdü; “Ebeveynlerin ev ortamındaki günlük rutinleri sürdürmeleri önemli bir psikolojik sağlık gerekçesidir. Salgın hastalık haberlerini sabah akşam gibi belli periyotlara indirmek, olumsuz yerine olumlu haberlere odaklanarak, pandemi dışında sosyal etkinlik konularına zaman ayırarak, kişisel ilgi ve becerilerini keşfederek düzenli bir günlük yaşantıya sahip olmak önemli ruh sağlığı koruyucu işlevi görebilir. Okul çağı çocuklarını da gelişimsel özelliklerine göre ayrı ayrı ele almakta yarar var. İlkokul çocuklarıyla ergenlik döneminde olan ortaokul lise öğrencilerine yaklaşım birbirinden farklı olabilir. Bu zorlayıcı ve belirsiz dönemde ebeveynlerin hem eşlerine hem de çocuklarına karşı sakin, sabırlı, akılcı ve mantıklı davranmaları gerekmektedir.”
Prof. Dr. Traş ayrıca yetişkinlerin hem kendileri hem de çocukları için Milli Eğitim Bakanlığının hazırladığı “Salgın Hastalık Dönemlerinde Psikolojik Sağlamlığımızı Korumak” başlıklı bilgilendirme rehberini okuyarak faydalı bilgilerden istifade edebileceklerini de sözlerine ekledi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.