Beyşehir’in tarihi ve turistik değerleri
ERBABA HÖYÜĞÜ
Beyşehir'in 10 km. kuzeybatısında yer alan Neolitik Çağı höyüğü, yaklaşık 8.000 yıl öncesine tarihlenmektedir. Kazıda, çakmak taşı ya da doğal camdan yapılmış yongalar, kazıyıcılar, orak deliciler, çentikli ve dişli deliciler, sarp kenarlı deliciler, uç ve yuvarlak kazıyıcılar ve kalemler çoğunluktadır. Öğütme taşları da oldukça fazla bulunmuştur. Perdah aletleri, ufak küreler, cilalı taştan küçük yassı baltalar ve renkli taş boncuklar öbür taş buluntularıdır. Ayrıca kemik ve boynuzdan yapılmış, gözlü iğneler, çuvaldızlar, mablaklar, kaşıklar, saplar ve pişmiş topraktan heykelcikler ile çok sayıda çanak ve çömlek bulunmuştur. Erbaba höyüğünden çıkarılan eserler Konya Arkeoloji müzesinde sergilenmektedir.
EFLATUN PINAR HİTİT SU ANITI
Hiititler döneminden kalma bir anıt olup, pınarın hemen yanında yer alır. Yapılışı M.Ö. 13. yüzyılın son çeyreğine tarihlendirilmiştir. Lahit taşının üstüne işlenen Hitit dönemi kabartmaları ile ünlüdür. Eni 4 metre, yüksekliği ise 7,5 metredir. 2014 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne Hitit Kutsal Su Tapınağı olarak dahil edilmiştir. Listeye dahil edilmesindeki Üstün Evrensel Değerler Gerekçesi: Eflatun Pınar su havuzunun özelliği, akan suların merkezi havuz sistemi ile toplanarak, gerektiği zaman tasarruflu bir şekilde kullanılan nadir su sistemlerinden biridir. Bu anıt sadece görünüş itibariyle, düzeniyle ve ikonografi yapısıyla ender anıtlardandır, aynı zamanda da yapımı esnasında kullanılan teknoloji ve sanatkarlık bakımından da çok nadide bir anıttır.
FASILLAR HİTİT KAYA ANITI
Fasıllar mahallesinin 150 metre kadar batısındaki Örenler Konağı’nın bayırında, sırt üstü yatmış biçimde duran dünyanın en büyük kaya anıtlarından biridir. 2.25 x 2.75 x 8.30 metre boyutunda ve 72 ton ağırlığındaki dev kayanın 20 metrekarelik bir yüzüne oyulmuştur. Altlı üstlü iki adet tanrı ile alttaki tanrının iki yanında yer alan bir çift aslan kabartmasından oluşmaktadır.
LUKYANUS KİTABESİ VE ATLI KAYA KABARTMASI
Fasıllar Hitit Kaya Anıtı'nın 100 metre doğusundadır. Yerden 10 metre kadar yükseklikteki dik bir kayanın üzerine oyulmuş 1.85 m. boyunda bir at kabartması ve bir nişten oluşmaktadır. Sağda zeminden beş metre kadar yükseklikte 0.85 x 0.95 metre boyutlarında on satırlık bir kitabe vardır. Bu kitabede genç yaşta ölen bir süvari için yapılacak at yarışlarından ve bu yarışların kurallarından bahsedilmektedir. Anıt, Roma İmparatorluk dönemine tarihlendirilir.
HİTİT MİSTİA ANTİK KENTİ
Fasıllar Mahallesinde bulunan anıt, Beyşehir’in 18 km. doğusundadır. Hitit Mistia kenti harabeleri burada bulunmaktadır. IV. Tudhaliya zamanına denk geldiği düşünülen bölgede, Bereket Anıtı, Çift Süvariler Kabartması, Gavur Meşedi, Yerebatan Çeşmesi ve kaya lahitleri gibi bir çok kalıntıya rastlamak mümkündür.
EŞREFOĞLU CAMİİ VE KÜLLİYESİ
1296-1299 yılları arasında Eşrefoğlu Süleyman Bey tarafından yaptırılmıştır. Anıtsal taç kapısı, eşsiz mihrap ve minberi, üstün ağaç ve çini işçiliği yönünden bir ağaç cami-müzesi gibidir. Mihrabının tümü çini mozaikle kaplı olup, 4.58 metre en, 6.17metre yüksekliği ile Konya çevresindeki bütün çinili mihraplardan daha büyüktür. Minberi, tamamen ceviz ağacından üstün bir işçilik ve zengin bir süsleme ile oymalı, çatmalı ve tutkalsız olarak yapılmıştır. Camii, Türk mimari tarzının en güzel ahşap örneklerinden birisidir. Sekizgen, beşgen, yıldız ve geometrik dolgular ve bitkisel bezemeler ile kaplanmış minber, sedef ve fildişi çatmalarında görülebilecek derecede inanılmaz bir düzgünlük ve inceliktedir. 15 Nisan 2011 tarihinde Eşrefoğlu Cami’sinin UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne dahil edilmesi konusunda karar alınmış ve Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi’ne dahil edilmiştir. Gerekçe ifadeleri ise “Eşrefoğlu Cami’sinin erken Anadolu Türk mimarisinin tüm ana mimari unsurlarını içermesidir. Bu güne kadar İslam Dünyası’nda en büyük ve en iyi şekilde korunmuş ahşap sütunlu ve çatılı en güzel camisidir.
BEDESTEN (BEZZÂRLAR HANI)
Eşrefoğlu Süleyman Bey Cami ile birlikte 1299 yılında yapımı tamamlanmıştır. Taş tuğlalardan yapılma muazzam kubbeleri mevcuttur. Osmanlılar zamanında 16.yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman döneminde onarılmıştır. Türk taş işçiliğinin nadide örneklerinden biridir. Anadolu’daki en eski bedestenlerden biridir. 1975 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından onarılan bina bugün Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından restore edilmektedir.
İSMAİL AĞA MEDRESESİ (TAŞ MEDRESE)
Eşrefoğlu Cami’nin batısında olup, Seyfettin Süleyman Halil Bey tarafından yaptırılmıştır. Daha sonra Büyük Emir İsmail Ağa tarafından onarılmıştır. Medresenin karşısında İsmail Ağa Türbesi bulunmaktadır, buraya Süt Dede Türbesi de denmektedir. Sütü kesilen kadınlar dua etmek için burayı ziyaret etmektedirler.
KALE KAPISI
Selçuklu Devleti zamanında Eşrefoğlu Seyfettin Süleyman Halil Bey tarafından yaptırılmıştır. Yapılış tarihi olarak 1288-1290 tarihleri ileri sürülmektedir. İlçe Tarım Müdürlüğümün bahçesinde, kapının ve surların bir kısmını görebiliriz. Kapının eni 2.80 metre olup, kemeri beyaz ve kara olmak üzere 11 adet taştan yapılmıştır. Kapının iki tarafında koruma amaçlı burç kalıntıları mevcuttur. Yüksekliği 7 metredir. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yaptırılan restorasyon çalışmaları 2015 yılında tamamlanmıştır.
TAŞ KÖPRÜ (REGÜLATÖR)
1908 -1914 yılları arasında yapımı tamamlanan Taş Köprü; regülatör baraj sistemi olarak yapılmıştır. Taş Köprü’nün uzunluğu 40.70 metre, eni ise 6.35 metredir. 14 sütun üzerine oturtulmuş 15 gözlü köprü üstü kemeri vardır. Köprü, Osmanlı Devleti’nin ilk kurduğu sulama projesi olarak bilinmektedir. Şehrin önemli simgelerindendir.
KUBAD-ABAD SELÇUKLU SARAY SİTESİ
Günümüze ulaşabilmiş tek Selçuklu Saray yapısı olup, I. Alaaddin Keykubad’ın (1220-1236) emriyle yapılmıştır. Külliye, Beyşehir Gölü’nün hemen yanında ve Anamas Dağları’nın eteklerindedir.1980’den bu yana kazı çalışmaları devam etmektedir. Saraydan günümüze müzeleri süsleyen göz kamaştırıcı çinilerle, saray kalıntıları kalmıştır. Çinilerdeki motifler; av eğlencelerini, büyülü inançları, sultanı, ileri gelenleri ve hizmetkârları canlandırır. Saraydan çıkarılan nadide çini eserler başta Karatay Müzesi olmak üzere Konya’da değişik müzelerde sergilenmektedir.
BEYŞEHİR KIZ KALESİ VE ADASI
Manyas kuş cennetinden sonra yurdumuzun 2. kuş cenneti durumunda olan Kız Kalesi Adası, Anadolu Selçuklularının yazlık başkenti olan Kubadabad’ın haremliği ve tersaneliğiydi. Bu kaleden geriye, harçlı duvar yıkıntıları, sur ve saray kalıntıları kalmıştır. Adada zamanla 230’dan fazla kuş türü bulunmaktaymış. Bu nedenle adaya kuş cenneti de denmektedir.
BAYINDIR CAMİİ
Selçuklu ahşap direkli camilerindendir. Bayındır Camii’nin kitabesinden 1365 yılında yapıldığı anlaşılmaktadır. Mukarnaslı sütun başlıklarıyla, ahşap aksamını süsleyen çeşitli motif ve renkleriyle Eşrefoğlu Camii mimarisinin benzer özelliklerini taşıyan Bayındır Cami dıştan yaklaşık 17.10x17.15 metre ölçülerinde oldukça muntazam sayılabilecek kare plana sahiptir. Minaresinin orijinalliği ile dikkat çeker. Şehir merkezine 7 km uzaklıkta Bayındır mahallesinde bulunmaktadır.
HÜKÜMET KONAĞI
Osmanlı devletinin son dönemlerinde yapılmış, bir dönem hükümet konağı olarak da kullanılmış Türk ev yapısını taşıyan konak Konya Büyükşehir belediyesi tarafında orijinaline uygun olarak restore edilerek Beyşehir turizmine yeniden kazandırılmıştır.
BADA KÖPRÜSÜ
14. yüzyıl Osmanlı dönemi eserlerinden 80,5 metre uzunluğunda 4.90 metre eninde 7 adet sivri kemeri olan tarihi köprü 2014 yılında Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından onarılarak turizme kazandırılmıştır.
YUNUSLAR MAHALLESİNDE BULUNAN TABAN MOZAYİĞİ
2016 yılında Yunuslar Mahallesi’nde bulunan 575-600. yüzyıl arasına ait olduğu düşünülen taban mozaiğiyle Beyşehir yeni bir turizm değerine daha kavuştu. Bir kitabe, insan ve çeşitli hayvan figür ve motiflerinin yer aldığı, dönemin villa yapısı olduğu tahmin edilen alanda Konya Müzeler Müdürlüğü tarafından başlatılan arkeolojik çalışmalar devam ediyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.