Sahip Ata Külliyesi-1

Sahip Ata Külliyesi-1

Selçuklu veziri Hacı Ebubekir Zade Hüseyinoğlu Sahip Ata Fahreddin Ali tarafından 1277 yılında yaptırılan külliye; cami, türbe, hankâh, çifte hamam, çeşme ve dükkânlardan oluşur. Külliyenin mimarı Keluk b. Abdullah’tır

Külliye yerleşim planı olarak, kuzeyde câmi, câminin mihrap duvarına bitişik inşâ edilmiş içinde Fahreddin Ali, eşi ve çocuklarının kabirleri bulunan türbe, türbenin güney duvarı bitişiğinde hânkâh, hemen yol aşırı karşısında çifte hamam yer almaktadır. Câmi, kuzeyden bir portal girişine sahiptir. Portalın sağ ve solunda altlı üstlü ikişer hücre bulunmakta, alttakiler sebil vazifesi görmektedir. Giriş kapısını çevreleyen pervazın üzerinde Besmele ve Fâtiha suresi yazılıdır. Külliyenin hânkâh (dergâh) kısmı Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından Sâhib Atâ Vakıf Müzesi olarak düzenlenmiş ve ziyarete açılmıştır.

Taçkapısının iki yanında birer sebili bulunan cami, kıble duvarının arkasında yer alan türbe ve hankahla çifte hamamdan ibarettir. Hankah girişinin karşısındaki çifte hamam dışında diğer yapılar farklı tarihlerde mimari açıdan birbiriyle bağlantılı biçimde inşa edilmiştir. Daha çok bânisinin adıyla tanınan külliye bulunduğu yerden dolayı Lârende, bitişiğindeki hankahtan dolayı Henergeh-Energe Camii ve Külliyesi olarak anılmasının yanı sıra hamam da Lârende Kapısı, Sultan ve Şifa Sultan Hamamı isimleriyle bilinir. Caminin mimarı, taçkapının sağındaki sebilin cephesinde madalyonlar içinde kitâbede ismi yazılı olan Kölük b. Abdullah’tır. Diğer yapıların mimarı tam bilinmemekle beraber Kālûyân el-Konevî ile Kölük b. Abdullah’ın isimlerinden bahsedilmektedir. 656’da (1258) başlayan külliyenin inşası türbeye yapılan ilâveler sebebiyle 682 (1283) yılına kadar sürmüştür. 1570’te cami ve hamam, 1825’te cami, 1848’de cami, türbe ve çifte hamam, 1871’de cami ve 1960-1962’de çifte hamam onarım geçirmiş, son olarak 2007 yılı içinde cami ve taçkapı esaslı bir şekilde tamir edilmiştir.

HANKAH:

Hankâh büyük merkezlerde yer alan ve genellikle büyük şeyhin, pirin türbesi bulunan geniş programlı tarikat yapılarına denir. Eşik anlamına da gelen “hankâh” Farsça’dan gelen bir kelime olup, bir yüceltme ve onurlandırma ifadesi olarak kullanılmıştır. İlahi kelimesi ile birlikte kullanıldığında “Allah’ın Katı” şeklinde bir mana kazanır. Hankâhlar birer dergâhtırlar.

Sahip Ata hankâhı plan olarak XIII. yüzyılın bilinen Selçuklu tekke ve hankâhları arasında en büyüğü ve simetriği olandır. Mimarı belli olmayan bu abidevi eserin Merv ve Tirmiz bölgelerindeki XI ve XIII. yüzyıllara ait merkezi kubbeli ve aksiyal eyvanlı Orta Asya evleri ile yakın benzerliği ile oldukça dikkat çekicidir.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.