100 günlük hükümet bunalımı!
1973 SEÇİMLERİ VE HÜKÜMETLERİ
12 Mart 1971 darbesi gölgesinde yapılan 1973 seçimleri "demokratikleşme " anlamında önemliydi. Seçime katılım Türkiye seçim tarihinin yüzde 64,3 ile en düşük katılımlı 1969 seçimlerini 2,5 puan geçerek yüzde 66,8'de kaldı. Sekiz partinin katıldığı seçimde gelecek yıllarda sıkça tekrarlanacağı üzere koalisyon hükümeti kuruldu. Sonuç CHP için bile sürprizdi. CHP’nin seçim kampanyası Bülent Ecevit’i Türkiye’de demokrasinin kurtarıcısı olarak öne çıkardı.
Muhtıradan sonraki ara rejimi sona erdirecek 1973 milletvekili seçimlerine gidildiğinde, 1971-1973 sürecinin en etkili aktörü haline gelen AP’nin seçimi kazanması beklenmektedir. İnönü’den sonra CHP’nin ne yapacağı ise merak edilmektedir. Dini söylemleriyle gündemde olan MSP’den ve eski İşçi Partililerin listesinden bağımsız aday olan Türkiye Birlik Partisi’nden seçimlerde başarı elde etmesi beklenmemektedir. Ancak sonuçlar tahminlerden farklı olmuştur. 14 Ekim’de yapılan seçimlerde sağ ve sol merkez siyasi partilerde görülen parçalanma oy oranlarına yansımıştır. Millet Meclisi seçimlerinde CHP 185, AP 149, MSP 48, DP 45, CGP 13 milletvekili çıkarmıştır. Muhtıradan sonraki ara dönemde yapılmayan Cumhuriyet Senatosu seçimlerinde 50+2 senatör seçilecektir. Senato seçimleri sonucunda CHP 25, AP 22, MSP 3, CGP 1, Bağımsızlar 1 senatör çıkarmışlardır.
BİRİNCİ ECEVİT HÜKÜMETİ
1973 Seçimlerinden sonra hükümetin kurulabilmesi için üç ay geçmiştir. Sağ kanattaki partilerin hiç biri en çok sandalyeye sahip CHP ile ortak hükümet kurmak istemedikleri gibi kendi içlerinde de anlaşamamışlardır. AP ve Demokratik Parti ise başbakanlık konusunda anlaşamamaktadır. Bu günlerde bazı çevreler CHP ile MSP arasındaki bir ortak hükümetin en mantıklı çözüm olduğunu konuşmaya başlamışlardır. Bu görüşe göre CHP ile MSP’yi destekleyen toplumsal ekonomik sınıf ve gruplar hemen hemen aynıdır. Seçim sonrası bu koalisyon çalışmaları toplumsal beklentilere karşın siyasetin şartlarını da göz önüne alarak şekillenmiştir. İki büyük partinin koalisyonu iş çevreleri tarafından istenirken, her ikisi de tamamen kendi kontrollerinde hükümet kurmak istediklerinden koalisyon için temel söylemlerinden vazgeçmek istememektedir. Ecevit ve Demirel arasında el değiştiren hükümeti kurma görevi başarılamamıştır. Nihayet 25 Ocak 1974’te CHP ve MSP arasında hükümet protokolü imzalanmıştır. Hükümetin programında dikkat çekici hususlar yer almıştır. Dini söyleme ağırlık veren MSP ile ortanın solu ve halkçılık söylemi üzerine politikasını oluşturan CHP’nin bir arada olması eleştirilere yol açmıştır.
Ecevit liderliğindeki koalisyon hükümetinin 7 Şubat 1974’te güvenoyu alarak yönetime gelmesiyle, ülkeye yeni bir siyasi atmosfer hakim olmaya başlamıştır. Hükümetin programını uygulamak için ciddi çaba sarf edeceği düşünülmektedir. Hükümet, Af Kanunu’nu hazırlamaya başlamış, Türkiye’ye yardımların kesilmesine yol açabilecek ABD’nin tehditlerine rağmen haşhaş ekimine izin vermiştir.
BİRİNCİ MİLLİYETÇİ CEPHE HÜKÜMETİ
Kıbrıs’a müdahale edilmesi kararı, “idealist” olarak nitelenen Ecevit’i bir “eylem adamı”na dönüştürmüştür. Necmettin Erbakan, 1974 Harekâtının iç politikada getireceği kazancın Ecevit’e gideceğini fark etmiştir. Bu yüzden ortağından bağımsız davranmaya başlamış, koalisyon idare edilemez hale gelmiştir. Ecevit harekâtın oluşturduğu psikolojik ortamı oya dönüştürmek ve tek başına iktidar olmak istemiş, bu nedenle 18 Eylül 1974’te istifa etmiştir. Ancak azınlık hükümeti kuramamıştır. Diğer partilerin de başbakanın kim olacağı konusunda anlaşamamaları Türkiye’yi yeni bir hükümet krizi ile karşı karşıya bırakmıştır. Dolayısıyla Türkiye, Bülent Ecevit ve arkadaşlarının izlediği politikaların sonucu Kuzey Kıbrıs’taki askeri harekâtlardan sonra Milliyetçi Cephe(MC) Hükümetlerine teslim edilmiştir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.