İstanbul’un fiili işgali

İngilizler, 13 Kasım 1918’de yapamadığı 16 Mart 1920 sabahı yapmış ve İstanbul’u fiilen işgal etmiştir. Bunun üzerine İstanbul’dan kaçan aydınlar ve siyasetçiler, direnişin tek adresi haline gelen Ankara’ya doğru yola koyuldular
İstanbul’un fiili işgali

Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasından hemen sonra, 13 Kasım 1918’de 55 parçalık bir düşman donanması İstanbul önlerine demir atarak karaya 3.500 asker çıkarttı. Bu harekât, o zaman İstanbul’da sayıları 200 bine yaklaşan yabancıları korumak şeklinde gerekçelendirilmişti; dolayısıyla bunun fiili bir işgal olmadığı ileri sürülmüştü. Ancak Anadolu’da işgallere karşı sert bir mücadele süregidiyordu. Bu nedenle Lloyd George, 5 Mart’ta “Türklerle yumuşak bir barış yapılmayacağını ve barış koşullarının silah zoruyla dayatılacağını” müttefiklerine bildirdi. 
İTİLAF DEVLETLERİ'NİN İSTANBUL'U ABLUKAYA ALMASI
15 Mart'ta gelişmelerin istedikleri gibi gitmediği üzerine Yüksek komiserler ve işgal polisi şehri ablukaya aldı. İtilaf Devletleri İstanbul'u işgal edince bütün devlet binalarını ve karakolları denetim altına aldılar. 16 Mart 1920 sabah 05.45 sularında İngiliz askerleri araca bindirilmiş iki birlik halinde Beyazıt Direklerarasında bulunan Şehzadebaşı 10. Kafkas Tümenine bağlı karargâh birliği karakoluna geldiler. Bir araç asker dış güvenliği aldı, diğerleri koğuşunu bastılar. Askerlerin uyuduğu koğuşa giren İngiliz askerleri mızıka ve karargâh bölüğü erlerinden beşini ateş açarak öldürdü, onunu yaraladı.
Meclisi basarak milletvekillerinin bir kısmını tutuklayıp, bir kısmını sürgüne gönderdiler. Bir kısmı da kaçarak Anadolu'ya geçip, bağımsızlık mücadelesine katıldılar. Harbiye Nazırı Cemal Paşa'nın evi basıldı. Harbiye Nezâreti ablukaya alındı ve İngiliz General Shuttleworth Harbiye Nezâreti'nin kontrolünü eline aldı. Meclis-i Mebusan basıldı mebuslardan Albay Kara Vasıf Bey ve Rauf Bey İngiliz askerleri tarafından tutuklandı. Telgrafçı Hamdi Bey kendisini tehlikeye atarak İngilizlerin telgrafhaneyi bastığı ana kadar Ankara'ya Mustafa Kemal Paşa dikkatine telgraflarla gelişmeleri bildirdi.
İngilizlerin Meclis-i Mebusan’ı bile basmaktan çekinmemeleri, bundan sonra İstanbul’da yeraltı eylemleri dışında bir mücadele yolu kalmadığını herkese göstermişti. Bunun üzerine İstanbul’dan kaçan aydınlar ve siyasetçiler, direnişin tek adresi haline gelen Ankara’ya doğru yola koyuldular. Albay İsmet de iki hafta süren tehlikeli bir yolculuğun ardından 3 Nisan 1920’de Ankara’ya ulaştı.
İSTANBUL NEDEN İŞGAL EDİLDİ?
1.Dünya Savaşı sonunda Osmanlı Devleti ile İtilaf Devletleri arasında imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması'ndan sonra 13 Kasım 1918’de İtilaf Devletlerinin kuvvetleri İstanbul'a girdi. Bunlar Osmanlı Hükümeti'nin her hareketini yakından takip ediyor, özellikle Meclis-i Mebusan'daki toplantılarla ilgileniyordu. İstanbul Hükümeti'nin Anadolu ile birleşmesi, Türk toprakları üzerindeki emellerine engel olabilirdi. Bu sebeple, İstanbul Hükümeti üzerine baskı yaparak bu birleşmeğe engel olmağa çalıştılar. Fakat Osmanlı Mebuslar Meclisi'nin Misak-ı Milli'yi( Milli Yemin) kabulü, İtilaf Devletleri'ni korkuttu. Bunun üzerine Paris'teki "Yüksek Meclis" İstanbul'un işgalini ve milliyetçi Türk milletvekillerinin tutuklanmasını kararlaştırdı. 12 Ocak 1920'de toplanan Meclis-i Mebusan, 28 Ocak 1920 tarihindeki gizli oturumunda Misak-ı Milli kararlarını aldı ve kararlar bütün mebuslar tarafından imzalandı. 17 Şubat 1920 tarihli oturumunda da bu kararın basında yayınlanması ve bütün yabancı parlamentolara bildirilmesi kararlaştırıldı. İstanbul'daki İtilaf kuvvetleri bu gelişmeler üzerine İstanbul’u işgal etti.

İstanbul’un fiili işgali

İstanbul İtilâf Devletleri Tarafından İşgal Görüntüleri

İstanbul’un fiili işgali

Bahriye nezareti önünde İngilizler ( Kuzey Deniz Saha Komutanlığı binası )

İstanbul’un fiili işgali

Esir şehir İstanbul - İşgal dönemi İstanbul manzaraları ; Galata Kulesi önünde İngiliz askerleri

İstanbul’un fiili işgali

İşgal Döneminde Dolmabahçe Açıkları

İstanbul’un fiili işgali

İşgal ordusuna mensup bir Fransız tankı, Beyazıt, İstanbul, 1920

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.