Selçuklu sultanlarının sarayının kalıntısı; ALÂEDDİN KÖŞKÜ

III. Sultan Kılıçarslan (1156-1192) döneminde yapılmış ve Sultan Alâeddin Keykubad tarafından onarılıp genişletilmiştir. İki katlı olarak inşa edilen köşkün duvarları çini ve yazı bordürleri ile süslüdür. Son yıllarda Konya Müze Müdürlüğü tarafından yapılan kazı çalışmaları sonunda açığa çıkan buluntular ışığında restorasyon çalışma projeleri devam etmektedir. Bursa, Edirne ve Topkapı Saraylarına ve bilhassa Adalet Kulelerine ilham kaynağı olan çok önemli bir Selçuklu saray yapısıdır.
Selçuklu sultanlarının sarayının kalıntısı;  ALÂEDDİN KÖŞKÜ

Köşk kalıntıları; “Alâeddin Tepesi”nin kuzey eteğindedir;  yakın bir döneme kadar betonarme şemsiye altında korunmaya çalışılan kârgîr yapı son dönemdeki restorasyonun ardından yeni bir kimliğe büründü. Höyüğün üzerindeki görkemli Selçuklu Sarayı’na âit ve bir burç üzerine “belvedere” olarak inşa edildiği anlaşılan köşkten geriye, beden duvarlarının bir bölümü ile üst kat çıkmasını taşıyan tuğla örgülü mukarnaslı iki konsol parçası kalabilmiştir; doğu cephesinde, sıva üzerine kırmızı ve sarı renkli boyalarla yapılmış tuğla taklidi desenlerden oluşan bir duvar resminin kalıntıları dikkati çeker.

19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başında çekilen fotoğraflardan, köşkün, burç üzerine oturtulmuş tuğla örgülü üst kat duvarlarının doğu ve batı cephelerinde sivri kemerli alınlıklarıyla dikdörtgen açıklıklar hâlinde tanzim edilmiş ikişer pencerenin bulunduğu ve kuzey duvarının da sivri kemerli bir göz hâlinde cepheye açıldığı anlaşılmaktadır. Burcun beden duvarı ile üzerine oturan ve temellerinin ahşap bir hatılla ihata edilmiş olduğu açıkça görülen köşk arasındaki tuğla örgülü mukarnaslı konsolların durumu, üst katı, doğu, batı ve kuzey kenarı boyunca çıkma yapan dar bir balkonun çevrelediğini ortaya koymaktadır. Burcun kuzey cephesinin alt bölümünde dikdörtgen iki nişin bulunduğu ve nişlerden birinde de bir aslan heykelinin yer aldığı görülmektedir.

Fotoğraflarda, köşkün cephelerinde ve dışarıya uzandığı görülen ahşap kirişlerin durumu ilgi çekicidir; mevcut duruma bakılırsa, özellikle kuzey cephesindeki sivri kemeri çevreleyen çinili kitâbe kuşağının üstündeki çini kaplamaları delerek dışarıya uzanan ahşap kirişler, muhtemelen Osmanlı çağında yapılan bir fizikî müdahalenin ürünü olup, köşkün örtüsünün ortadan kalktığını ve iç mekânın ahşap bir tavan ve çatıyla örtüldüğünü ortaya koymaktadır. Köşkün kuzey cephesinin üst köşelerindeki tuğla örgülü mukarnaslı birer konsolun durumu, çatının ahşap bir strüktürle örtülü olduğunu açıklamaktadır.

Köşkün iç ve dış cephelerindeki çini kaplamaları ile alçı ve boyalı ahşaplarının büyük bir kısmının yurtdışına çıkarıldığı ve hâlihazırda çeşitli müzeler ile özel koleksiyonlara dağıldığı bilinmektedir.

RESTORASYON TEPKİ ÇEKTİ

Konya Büyükşehir Belediyesi, 2015 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı ile protokol imzalayarak Alaeddin Tepesi'nde çevre düzenlemesi başlattı. Bu kapsamda Kılıçarslan Köşkü'nden geriye kalan burcun üzerindeki beton şemsiye de zamanla yıprandığı için kaldırıldı. Burcun, gerçeğine yakın görsel inşaa edildi. Ancak bu yapı ise sosyal medyada 'ucube' olarak nitelendirildi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.