KONYA HABER
Konya
Parçalı az bulutlu
17°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,3638 %0,43
48,7596 %0,66
4.850,29 % 0,25
Ara
BBN Haber Yazarlar (Cuma Hutbesi) İSLAM’IN İKİ ŞİÂRI: EZAN VE KURBAN

(Cuma Hutbesi) İSLAM’IN İKİ ŞİÂRI: EZAN VE KURBAN

Cuma hutbesinde “İslam ümmetinin de kendine özgü sembolleri vardır” ifadeleriyle bağımsızlığın sembolü ezan ve ilahi rahmete nail olma çabası olan ve teslimiyeti simgeleyen kurban konuları ele alınıyor

Okunma Süresi: 4 dk

Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlatılan ve yurt genelindeki camilerde okutulacak Cuma Hutbesi’nde “İslam’ın iki şiârı; ezan ve kurban” konusu işlenecek. Hutbede Ezan, vahdetin, yani ümmetin birliğinin ilanıdır. Özgürlüğümüzün beyanıdır; bağımsızlığımızın sembolüdür” ve “Kurban, paylaşmaktır; ihtiyaç sahibinin evine, gönlüne, sofrasına sevinç ve muhabbet taşımaktır. Kurban, kardeşliktir; gönüller arasında yardımlaşma ve dayanışma bağları kurmaktır” vurgusu yapılıyor.

İşte 16 Haziran 2023 tarihli Cuma Hutbesi:

Muhterem Müslümanlar!

Milletler sembolleriyle ayakta durur ve varlıklarını devam ettirirler. İslam ümmetinin de kendine özgü sembolleri vardır ki biz bunlara “şiâr” diyoruz. Bunlar, Müslüman kimliğini inşa eden, bize tevhidi ve Rabbimize layık bir kul olmamız gerektiğini hatırlatan nişanelerdir. Cenâb-ı Hakk’ın saygı duyulmasını, korunmasını ve yaşatılmasını emrettiği değerlerdir. Nitekim okuduğum ayet-i kerimede Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “…Kim Allah’a ait nişânelere saygılı davranırsa, şüphesiz ki bu, kalplerin takvalı olmasındandır.”

Geliniz! Bugünkü hutbemizde İslam’ın şiârlarından olan ezan ve kurbanın önemini yeniden hatırlayalım.

Aziz Müminler!

Ezan, insanlığı Allah’a kul olmaya çağıran nebevi bir nidadır. Tevhidin gür sedasıdır. Müezzin, Allah’tan başka ilah olmadığını, Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s)’in son peygamber olduğunu günde beş defa insanlara ezanla hatırlatır. Rabbimizin rahmetine ve affına ezanla davet eder. Huzura ve kurtuluşa, güvene ve barışa ezanla çağırır. Ezan, vahdetin, yani ümmetin birliğinin ilanıdır. Özgürlüğümüzün beyanıdır; bağımsızlığımızın sembolüdür. İstiklâl Marşımızda bu husus ne de güzel ifade edilmiştir:

Rûhumun senden İlâhî şudur ancak emeli:

Değmesin ma’bedimin göğsüne nâ-mahrem eli;

Bu ezanlar -ki şehâdetleri dînin temeli-

Ebedî, yurdumun üstünde benim inlemeli.

Kıymetli Müslümanlar!

Ezanın aslı, Kur’an-ı Kerim gibi Arapçadır. Sözleri, Müslümanların ortak dilidir. Ümmet-i Muhammed’in evrensel parolası ve ortak değeridir. Onu bugün okunan şekliyle bize bizzat Peygamber Efendimiz (s.a.s) öğretmiştir. Dolayısıyla aslı gibi okunmadıkça ezan ibadeti yerine getirilmiş olmaz. Rabbimiz kıyamete kadar minarelerimizden şehâdetleri dinin temeli olan ezandan bizleri mahrum bırakmasın.

Değerli Müminler!

“Kim gönülden inanarak okunan ezanı tekrar ederse cennete girer.” hadisinde ifade edildiği gibi ezan, bize cennet muştusudur. Minarelerden gönüllerimize yansıyan, hayatımızın her alanını kuşatan eşsiz bir değerdir. Dilimiz, rengimiz, mezhep ve meşrebimiz ne olursa olsun, Müslümanlar olarak hepimiz, ezanı işitince aynı heyecanı hissederiz. Çocuklarımızın dünyaya gözlerini ilk açtığı anda sağ kulağına ezan, sol kulağına kamet okuruz ve onlara İslami bir kimlik kazandırırız.

Aziz Müslümanlar!

İslam’ın sembollerinden bir diğeri ise kurbandır. Kurban, kurbiyyettir; Rabbimize yakınlaşma gayreti, takvaya ulaşma arzusu, ilahi rahmete nail olma çabasıdır. Kurban, teslimiyettir; Allah’a ve O’nun emirlerine boyun eğmektir. Kurban, sadakattir; Cenâb-ı Hakk’ın rızasını her şeyden üstün görmektir. Kurban, tezekkürdür; nimetin gerçek sahibini hatırda tutmaktır. Kurban, paylaşmaktır; ihtiyaç sahibinin evine, gönlüne, sofrasına sevinç ve muhabbet taşımaktır. Kurban, kardeşliktir; gönüller arasında yardımlaşma ve dayanışma bağları kurmaktır.

Değerli Kardeşlerim!

Bizi biz yapan, bizi ayakta tutan, birlik ve beraberliğimizi pekiştiren İslam’ın yüce değerleri etrafında kenetlenelim. Unutmayalım ki dünya ve ahiret mutluluğumuz, bu değerlere sahip çıkmakla, bunları yaşayıp yaşatmakla mümkündür.

Kıymetli Müminler!

Hutbemi bitirirken bir hususu sizlerle paylaşmak istiyorum. Kurban ibadetinde esas olan kişinin kurbanını bulunduğu yerde kesmesi veya kestirmesidir. Yaşadığı yerde kurban kesme imkânı olmayan veya kestiği kurban haricinde ihtiyaç sahiplerine kurban eti ikram etmek isteyenler ise vekâlet yoluyla kurbanlarını kestirebilirler. Diğer hayır kurumları gibi Türkiye Diyanet Vakfımız da kurbanını vekâlet yoluyla kestirmek isteyen kardeşlerimizin hizmetindedir. Her yıl olduğu gibi bu yıl da “Kurbanını paylaş, kardeşinle yakınlaş” çağrısıyla, başta depremzede kardeşlerimiz olmak üzere dünyanın dört bir köşesindeki ihtiyaç sahiplerine kurban emanetlerinizi güvenle ulaştıracağız. Kardeşlik bilincimizi güçlendirecek, buruk gönüllere bayramın neşe ve sevincini taşıyacağız inşallah. Bu vesileyle siz değerli kardeşlerimizin din görevlilerimiz, il ve ilçe müftülüklerimiz, Türkiye Diyanet Vakfımızın internet sitesi aracılığıyla bu hayır kervanına katılabileceğinizi ifade etmek istiyorum.

Rabbimizden niyazımız, kurbanla kurbiyyet kazanan ve teslimiyet imtihanını başaran kullarından olabilmektir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *