Konya'nın Alaaddin tepesi adeta tarihi sırlar dağı; her katmanında tarihi bir gizem yatıyor
Konya'nın merkezinde yer alan ve bir çok insanın Selçuklu döneminde insanların toprak kürekle, el arabasıyla taşıyarak oluşturduğu hikayesi anlatılan Alaattin Tepesi sırlarıyla var.
Göz alabildiğince dümdüz ovadaki bu tepenin sırrı ne?
Alaladdiin Tepesi ile ilgili çok sayıda ve oldukça ilginç bilimsel çalışmalar bulunuyor. Bunlardan en önemlisi ise 1941 yılmındaki ilk kazı çlışmaları. Konya'nın göbeğindeki Alâeddin tepesinin arkeolojik kazıları 1941 yılı Haziran ve Temmuz ayları içinde yapıldı. Kazıları, o zaman Ankara’nın 22 kilometre güney doğusunda ve Gölbaşına yakın bir höyük olan (Karaoğlan Höyüğü) üzerinde çalışan kazı heyeti yürüttü. Heyetin başında, merhum Prof. Remzi Oğuz Arık bulunuyordu.
Alaaddin Tepesi höyük mü?
Kazı heyetimiz tepenin üzerinde ilk yaptığı yüzey araştırmalarında elde ettiği dokümanlara dayanarak, buranın bir höyük olacağını kesin olarak ilgililere bildirmişti. Alâeddin tepesindeki ilk bilimsel arkeolojik çalışmaların amacı bu gerçeği ortaya çıkarmaktı. Alâeddin tepesi bir höyüktür ve M. Önce 2000 yıllarından başlayan, orta Anadolunun tarihî iskân stratigrafisine uygun bir şekilde sıralı iskân edilerek, artıklarından bu günkü yüksekliğinde, geniş bir tepe biçiminde, bu höyük ortaya çıktı.
İskeletler ve tandırlar bulundu
Kazılarda İslami geleneğe uygun gömülmüş iskelet örnekleri, gömme tandırlar bulundu.
Her katmanda ayrı bir medeniyet: MÖ 2000 yılına uzanan gizem
Her katmanda ayrı bir medeniyete rastlandı. Alâiddin tepesi höyüğünde ilk yerleşmenin M.Ö. 9.-8. yüzyıllarda başlamış olacağı ileri sürülebilirse de, sondaj yerinin bakir toprak yüzeyinde, M.Ö. 2000 yıllarına kadar çıkarabilecek çanak, çömlek buluntularını da tespit edildi.
Tam karakterli Firig çağı yapılarının parçalarına rastlandı. Çok intizamlı örgüde çamur harçlı taş temel duvarları ve üst kısmında kerpiç örgülü parçalar bulundu.
Tarihi Firiglere uzanan bir Alaaddin Tepesi
Buna göre Alaaddin tepesinin aşağıya doğru katman katman
1. Osmanlı Çağını,
2. Selçuklu çağını,
3. Klasik çağları,
4. Firig yerleşme seviyesini,
5. Bakir toprağı gösterdiği tespiti yapıldı.
Sırları bitmeyen tepe
Ancak Alaaddin tepesinin sırları bu kadarla sınırlı değil. Yapı çeşitli yayınlara Amphilokios Kilisesi, Eflâtun Rasathânesi, Saat Kulesi gibi adlarla da kayıtlarda bulunuyor.
Eflatun'un mezarı Konya'da mı?
Tesbit edilebildiği kadarıyla Eflatun Kilisesi'sinden ilk bahseden kişi Ebü’l-Hasan Ali b. Ebû Bekir el-Herevî’dir (ö. 611/1214-15). Herevî, çağının başlıca ziyaret yerleri hakkında bilgi verdiği Kitâbü’z-Ziyârât adlı eserinde buradan, “Konya şehrinde büyük caminin yanındaki kilisede hakîm Eflâtun’un mezarı vardır” diye bahsetmiştir. İslam ansiklopedisine göre Herevî’nin burada gömülü olduğunu bildirdiği Eflâtun ise İlkçağ’ın tanınmış felsefecisi Platon ile aynı kişi gibi görünmekte.
Dünyanın ilk kadınlar kilisesi
Aynı kaynakta Selçuklu döneminde bu kilisenin, Selçuklu sarayındaki Hıristiyan asıllı kadınların ibadetlerine tahsis edildiği yolundaki faraziyenin bir dayanağı olmadığı da belirtilir.
Konya saat kulesi ve Eflatun Mescidi
1872’de Konya Valisi Burdurlu Ahmed Tevfik Paşa, Eflâtun Mescidi’ni bir saat kulesi haline getirmek için kubbesinin üstüne dört köşe ahşap bir oda yaptırarak bunun da üstüne yine ahşaptan bir kule oturttu. Böylece yeni bir hüviyet kazanan Eflâtun Mescidi Saathâne olarak adlandırıldı.
Cephanelik mi gaz deposu mu?
Tepesine saat kulesi konulduktan sonra Eflâtun Mescidi’nin içi pencereleri örülerek ambar haline getirilmiştir. İ. Hakkı Konyalı çocukluğunda buranın gaz deposu olduğunu bildirir. Daha sonraları B. Pace cephane olduğu için binanın içine giremediğini yazar.
Günümüzde de Alaladdin tepesinde kazı çalışmaları sürdürülüyor. Bu Konya'nın merkezinde yer alan bu tepede daha ne tür sırların ifşa olacağı, ya da gizemlerin oluşacağını ise zaman gösterecek.
Kaynak:BBN
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.