DÜŞÜNEN DUYGULAR
Düşünceler hissetmez ama duygular düşünür.
Bastırdığımız her duygu bize ilk anda mantıklı gelebilir ama sonrasında aslında bir gerçeğin üzerine örttüğümüzün farkına varırız.
Duygularla düşünmeliyiz,
Duygularla yaşamalıyız,
Duygularımızla duygularımızı kontrol etmeliyiz;
Duygularla düşünmeye başladığınızda aslında aklın haz merkezli olduğunu,
Aklın sonuç odaklı olduğunu,
Aklın mantığı her zaman kendi çıkarına kullandığını,
Aklın duyguları sürekli maniple ettiğini,
Aklın kolaycılığı seçtiğini,
Aklın kısa yolu kullandığını,
Aklın tembel olduğunu,
Aklın keşfetmek yerine risk almadığını
Aklın sürekli chek-in yapma zorunluluğu bulunduğunu,
Aklın bir makinenin çıktısı olduğunu,
Velhasıl aklın bir iç işleyişin dışa yansıması olduğunu ama duyguların hem iç işleyişin hem de dış varoluşun bütün dinamiklerini barındırdığını görebiliriz.
İlk günah hissetmeyle başladı ve devam ediyor, ne güzel, affedilmeye bilenin günahlarımız var; aklın Cennet ve Cehennem ile işi olmaz.
Akletmek hissetmektir, hisset; yaratılışı, varlığı hisset; en uzak coğrafyada bir yaprağın daldan kopuşunu, rüzgarda salınışı ve toprağa serilişini duy!
Aklın yaptığı tek şey Şeytan’ı ve iktidarı üretmek, duyguların üzerine salmak, geleceğe dönük kaygı üretmektir...
Hiçbir şey duygunun yerini tutamaz. Duygularımız olmasaydı aklımız iflas ederdi. Duygularımız olmasa aklımızın kendi başınalığı çaresizliği üretir, insan kendi içine çökerdi.
Yaşamak duyumsamaktır.
Duygularımız olmasa olmazdık.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.