Ali Ulurasba

Ali Ulurasba

VERİMLİ DEPRESYON

VERİMLİ DEPRESYON

Freud bize birisini kaybettiğimizde o kişideki neyin yitirildiğini her zaman bilmediğimizi hatırlattı. Kaybın sadece insan olması gerekmez. Hoş, bir kayıp olması da gerekmez. Bir şeyi (bir his, bir düşünce) bulamıyor, ona ulaşamıyor da olabiliriz. Böylece esrarengiz bir şeyle karşı karşıya kalırız. Kayıpta olduğu gibi bulamadığımızda şeyler saklanmaktadır; bulamadığımız şeyin kuytularında bulunamayan bir şeyler vardır.

İnsanın hedefi yas tutmak veya mutlak bir huzur ve mutluluk içinde yaşamak değildir. Güne bir hedefle, bir projeyle, bir planla başlamış ve bir bakmışsınız ki bozguna uğramışız. Bir bakmışız ki yığılıvermişiz. Bitkin düşmüşüz, nedeni belirli veya belirsiz. Bir şey, bizi etraflıca düşünülmüş planlarımızdan, projemizden, bildiğimizden ve seçtiğimizden kuvvetli olabilir.

Bir şey bizi ele geçirir. Nereden gelir o şey? Ne anlamı vardır? Böyle anlarda bizi kendi efendimiz olmaktan alıkoyacak denli üzerimizde hak iddia eden şey nedir? Neye bağlıyız? Bizi gaspeden şey nedir?

Depresyona, neyi bulmamızı bilmeyi gerektiriyorsa (ki melankolinin ilk baştaki anlamı bir ölçüde bilmemekti), demek ki esrarengiz boyutu sayesinde, tam akıl erdiremediğimiz, hislerimizi yoğuramadığımız bir şeyi bulamıyor olmanın kışkırttığı bilmeme deneyimi sayesinde gireriz ve böyle sürdürürüz.

Depresyon var, onu biliyoruz ama depresyonun dönüştürücü etkisi var ve bu etki haritası çıkarılabilir ya da planlanabilir bir şey değil. Bilinçsizce bu etkiyi seçmiş olabiliriz ama belki de dönüşüm deneyimi, seçimi bir düzeyde olanaksız kılmış olabilir. Özne “Ha tamam, bir süre böyle yaşayacağım, sonucu da şöyle olacak, göreve koyulacağım ve yaşama yeniden odaklanacağım” diyebilir, zor da olsa. Freud’un bize söylediği şey kaybın veya bulamadığımız şey, kaybı veya bulmayı gösterecek olandır. Kayıp veya bulamama deneyimi, bize sadece kaybı veya bulamamayı değil, bunların nasıl bulunmadığını öğrettiği gibi kaybedildiğinde ve bulunamadığında neler yaşayabileceğimizin de tecrübesini de sunar. Bu da bir ihtiyacın karşılanmasıdır. Depresyonu sürgün ettiğimizde bize kalan yepyeni bir deneyimin bilgisidir.

“Bu depresyondan geriye ne kaldı?”

“Kaybettiğim, bulamadığım şey neydi?”

Bana kalırsa depresyona girmenin çeşitli yollarını gördük ve görüyoruz. Depresyonu sürgün etmek, reddetmek onun duygulanımsal yapısını bir başka isim altında güçlendirmek dışında bir işi yaramaz. Depresyon zaten depresyonun reddedilmesidir. Depresyona girdiğimizde artık depresyonun yerini kararlı bir eylemin geçme vaktinin geldiğine kendimizi inandırmaya çalışıyoruzdur.

Şu da bir gerçek: Karşılanmayan ihtiyacın ne olduğunu kavramadıkça, depresyon da dâhil verimli bir yararlanmayı yoksunluk olarak anlamalıyız.

Uzun lafın kısası olmaz: İyi depresyon insanı iyileştirir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali Ulurasba Arşivi