TÜRKLERDEN BİZE KALAN
Bugün kim olduğumuzdan kısmen sorumlu olan geçmişimize bakmadan edemeyiz. Osmanlı İmparatorluğu'nun Balkanlar'da, yani Bosna Hersek'te hakimiyeti, bugün günlük hayatımızda sahip olduğumuz gelenekleri büyük ölçüde etkiledi. Türklerden bize kalanlardan ne var? Tarihe kısaca göz atacağız.
Türklerin akışı, yani Türkler aracılığıyla, İslam Doğu'nun bugünkü Yugoslavya ülkeleri üzerindeki etkisi, Türklerin ülkenin doğu bölgelerini işgal etmesinden hemen sonra, 14. yüzyılda başladı ve en azından bazı bölgelerde Balkan Savaşı'na (1912) kadar sürdü. Dolayısıyla bu etki beş yüzyıldan fazla bir süredir varlığını sürdürmektedir. Her zaman aynı yoğunluğa ve aynı yöne sahip olmasa da.
Maddi kültürde, din farkı gözetmeksizin tüm Balkan halkları üzerinde Türk etkisi çok güçlüydü. Türkler çok sayıda yeni şehir kurdular, birçok köprü, su kemeri, yol, kaplıca, su şebekesi, cami, okul, kütüphane ve diğer kültürel kurumları inşa ettiler. Ayrıca çeşitli mesleklerin, ulusal kıyafetlerin, ulusal yemeklerin, evlerin inşasının, odaların, mobilyaların ve loncaların düzenlenmesi vb.nin gelişmesinde de Türklerin çok çeşitli etkileri olmuştur. Böylece Türkler, özellikle Balkan halklarının sosyal ve kentsel yaşamı üzerinde nüfuz sahibi oldular; Balkan şehirlerinde İslami şehirciliği getirenler onlardır. Şehirlerin dışında doğuya özgü bir ekonomik sistem ve Türk feodalizmi kurdular. Balkan halklarının özel yaşamındaki Türk etkisi maddi kültüre göre daha azdı, çünkü Türkler genellikle aile işlerine karışmazlardı.
Bu, bugün hâlâ Bosna Hersek'in ya da Balkanlar'ın herhangi bir şehrinde görülebilecek bir şey. Güzellik ve benzersizlik yayan çeşitli binalar, kaleler, köprüler ve camiler. Bahsedeceğim şeyler, hâlâ günlük hayatımızda olan ve Türklerden geldiğini bildiğimiz geleneklerdir.
Balkan bölgesinde de temsil edilen eski Türk geleneklerinden biri de tükürmektir. Dehşet tükürmenin korkuyu, huzursuzluğu, depresyonu ve mutsuzluğu iyileştirdiği düşünülmektedir. Düğün sırasında gelinin beline, nişan sırasında ise alyans üzerine bağlanan kırmızı kurdelenin uğur getirdiğine inanılır. Okumayı yeni öğrenen çocukların yakalarına da kırmızı kurdele takılıyor. Mevlüd ve ilahiyi öğrenmek sadece Anadolu'da temsil edilen bir gelenektir. Bu arada İslam'da ölümden sonra gerçekleşen bir mevlüd yoktur. Osmanlı tarihinin ilk mevlüdü 1409 veya 1410 yılında fırıncı olan Süleyman Çelebi tarafından yazılmıştır. Anadolu'nun bazı bölgelerinde köpek ulumalarının uğursuzluğa işaret ettiğine dair bir inanış vardır. Köpeklerin bazı olayları önceden haber verdiklerine ve uluyarak yakın gelecekte yaşanacak talihsiz olayları duyurduklarına inanılır. Anadolu'da nazara güçlü bir inanış vardır. Bazı kişilerin olağanüstü özelliklere sahip olduğuna ve bakışlarının baktığı kişiye zarar verebileceğine inanılıyor. Bu nedenle göz şeklinde mavi sembollerin takılması tavsiye edilir. Eski Türk inanışına göre su kutsaldır, bereketi (bereket, refah) temsil eder. Bir kimse yolculuk yaptığında arkasından su dökülür ve şu söz söylenir: Su gibi git su gibi dön. Sorun yaşamadan geri dön. Bunlar bugün Balkanlarda varlığını sürdüren gelenek ve inançlardan sadece birkaçıdır. Osmanlı İmparatorluğu'nun 500 yıllık hükümdarlığı sırasında gündelik hayatımıza geçtikleri sanılıyor. Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkilerimizi ve kardeşliğimizi sürdürmemizin bunların sürdürülmesinde büyük katkısı olmuştur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.