Sahipsiz hayvanlara yönelik düzenlemeler içeren Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilerek yasalaştı.

Son zamanlarda vatandaşın sanki hiç derdi yokmuş gibi, TBMM ve bürokrasinin de yapacak başka işi yokmuş gibi tüm gündemi meşgul eden bir konu; Sahipsiz hayvanlar, sokak hayvanları.

Düzenlemeye bir hukukçu olarak baktığımız zaman öncelikle “sahipli hayvan” ve “sahipsiz hayvan” kavramlarının açık şekilde tanımlanacağını görüyoruz.

Yine düzenlemeler arasında hayvan bakımevi tanımında da değişiklik yapıldığı görülüyor. Hayvan bakımevi tanımı; "Bakanlıktan izin alınmak suretiyle kurulan ve hayvanların sahiplendirilinceye kadar barındırıldığı ve rehabilite edildiği bir tesis" olarak düzenleniyor.

Yine düzenlemede dikkat çeken bir diğer husus da, "Evcil hayvanlar, türüne özgü hayat şartları içinde yaşama özgürlüğüne sahiptir. Sahipsiz hayvanların da sahipli hayvanlar gibi yaşamları desteklenmelidir." ifadesi yürürlükten kaldırılacak olması.

Düzenlemeden anlaşılan, hiçbir maddi çıkar amacı gütmeksizin, tamamen insani ve vicdani düşünceler ile sahipsiz hayvanların kanundaki şartları taşıyan gerçek ve tüzel kişilerce sahiplenilmesinin amaçlandığıdır.

Bakımevine alınan köpeklerden insan ve hayvanların hayatı ve sağlığı için tehlike teşkil eden bulaşıcı veya tedavi edilemeyen hastalığı bulunan ya da sahiplenilmesi yasak olanlarına, Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu'nun 9. maddesindeki "Hayvanlara ötenazi yapmak yasaktır. Ancak, hayvanlara acı ve ıstırap çektiren veya iyileşme durumu bulunmayan hastalık durumlarında, akut bulaşıcı bir hayvan hastalığının önlenmesi ya da eradikasyonu amacıyla veya insan sağlığı için risk oluşturan durumlarda, davranışları insan ve hayvanların hayatı ve sağlığı için tehlike teşkil eden ve olumsuz davranışları kontrol edilemeyen durumlarda veteriner hekim tarafından ötenazi yapılmasına karar verilebilir. Ötenazi işlemi veteriner hekim tarafından veya veteriner hekim gözetiminde yapılır." hükümleri uygulanacaktır.

Tabi bir kesim değişikliğe ilişkin olarak, hayvanların öldürülmesi, uyutulması gibi yorumlarla karşı çıkarken, bir kesimin de sahipsiz hayvanların sahiplendirilmesi noktasında bir teşvik olacağını savunmaktadır.

Şahsi kanaatim ise sokak hayvanlarını seven ve düşünen insanların sorumluluk alarak onları sahiplenmesinin teşvik edilmesinin yerinde olduğu yönünde iken, şehir merkezlerinin de sahipsiz hayvanlardan arındırılmasının önem teşkil ettiğidir.

Sahipsiz hayvan saldırıları sonucunda birçok çocuğun öldüğü ve ya yaralandığı bir gerçektir. Bırakın kırsal alanları şehir merkezlerinde dahi birçok başıboş köpeğin insanları tedirgin etmesi de normal gibi görünmemektedir.

Yine karayollarında, şehirlerarası yollar dahi sahipsiz hayvanların pek çok trafik kazasına yol açtığı, ölüm ve yaralanmalara da sebebiyet verdiği ortadadır.

Hayvan sevgisi vicdani ve insani olup, boş laf ve sözden ziyade her mesele gibi sorumluluk sahibi olmaktan ve sorumluluk almaktan kaçınmayan insanlara yakışmaktadır.