Futbol camiasından aralarında çok ünlü isimlerin de olduğu, 18 kişinin toplamda 25 milyon 770 bin dolar ve 7 milyon 384 TL (Yaklaşık 780 milyon) dolandırılması iddiasına ilişkin, hakkında 226 yıl hapis cezası istenen bankacı Seçil Erzan davası gündemdeki yerini korurken; bir yanda Nas Faiz ilişkisi sorgulanmaya devam ediyor diğer yanda ise önemli gündem; “Asgari Ücret”

Ülkemizde eskiden orta gelir seviyesini tasvir eden ve sık da kullanılan “Orta direk” tabiri var idi.

Farkında mısınız bilmiyorum ama artık öyle bir sınıf dahi kalmadı, son dönemlerde her zıt tabirin arası hiç olmadığı kadar açılırken; siyasi, sosyal kutuplaşma ile beraberinde bu durum en bariz şekilde ekonomide kendisini gösterir hale geldi.

Eskiden memurlar, işçiler orta direk olarak tabir edilir iken maalesef ki artık en yüksek maaş alan memur dahi hem sosyal olarak hem de TÜİK verilerine göre yoksulluk sınırı ve sınıfında yer alıyor.

Bir yanda yüksek faiz getirisi kazanmak için –elden- milyon dolar veren ve dolandırıldığını iddia eden futbolcular diğer yanda ise dört gözle yeni asgari ücreti bekleyen çalışanlar.

Adı üzerinde asgari ücret olan meblağın da altında ücret alan emeklilerimizden bahsetmeye dahi utanıyor insan…

En düşük emekli maaşının asgari ücret altında olmasını da, asgari ücretin yoksulluk sınırı altında olmasını da kabul edemiyor insan.

Anayasanın 10. maddesine göre; herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Kur'ân-ı Kerîm'de ve hadislerde de eşitlik tabii bir hak olarak kabul edilir. Buna göre bütün insanlar eşit yaratılmıştır.

Bahsedilen hükümlere rağmen geçtiğimiz günlerde emekliler arasında dahi ayrım yapılması, çalışmak zorunda kalan emeklilerimize promosyon verilmemesi ne kadar doğrudur?

Hayat pahalılığın günden güne arttığı bu dönemde, sosyal devlet ilkesine her zaman olduğundan daha fazla hâkim kılınması gerekmektedir.

Toplumsal ve siyasal kutuplaşma bir kenara bırakılarak her alanda daha eşit daha adil ve daha refah içerisinde yaşamayı hak eden Türk Milleti için gerekli özen ve hassasiyet gösterilmelidir.

Asgari ücretin belirleneceği bu günlerde, toplumun büyük bir kesimini oluşturan insanlarımızın, enflasyonun en zirve yaptığı son dönemde 11 bin 402 liraya tabir caiz ise hayatta kalmaya çalıştığı unutulmamalıdır.

Ülkemizde açlık sınırının 13 bin TL’yi, yoksulluk sınırının ise 43 bin TL’yi aştığı düşünüldüğünde; asgari ücretle çalışanların, emeklilerin, memurların, serbest meslek çalışanlarının yani halkımızın içinde bulunduğu durum daha iyi anlaşılmalıdır.

Yukarıda bahsetmiş olduğum gibi milyonlarca dolardan faiz getirisi elde etmek isterken dolandırılan insanların, lüks ve şatafat içinde yaşayan ve kara para akladıkları iddia edilen sosyal medya fenomenlerinin gündem olduğu ülkemizde ASIL GÜNDEM; geçim derdi içerisinde bulunan, ayın sonunu zor getiren, alın teri ile elde ettikleri gelirle hayatta kalmaya çalışan insanlarımız olmalıdır.