Baha Durmaz

Baha Durmaz

Gelecek Yüzyılı İnşa Ediyoruz

Gelecek Yüzyılı İnşa Ediyoruz

23 Nisan günleri çocukluğumun en güzel anılarını oluştururdu. O gün kendimi bir farklı hissederdim. Sanki çevremdeki büyüklerimin, bana bakışı bir farklı olurdu. Sabah erkenden kahvaltıyı bile yapmadan TRT’yi açar, bizler için hazırlanmış olan gösterileri, yürüyüşleri izlerdim. Bazı bayramlarda, şimdi eski stadyumun olduğu yere ailemden biriyle gitmiş olurdum. Güzel günlerdi. Dünya’da bir ilk olarak da bilinir 23 Nisan Çocuk Bayramı. Bugünde bir 23 Nisan ve ben artık yetişkin biri olarak bu bayramı yaşıyorum sanki içimdeki çocuk hiç ölmemiş gibi. Bu sefer bir buruk yaşıyorum. Yanımda öğrencilerim yok. Onların o güzel gülüşlerini, bağırışlarını ve sevinçlerini tam anlamıyla tadamadan yaşıyorum. Çocuklarımız, yetişkinlerimiz genel anlamda milletimiz sağlıklı olsun, var olsun biz bu seferlik birazcık buruk yaşayalım.

Yüz yıldır, milli egemenliğin varlığını gururla kutluyoruz. TBMM, Ankara’da savaşların tam ortasında, Milletin gözyaşları bitsin diyerek, esaret görmeyelim diyerek ve Türk ulusu ebediyete kadar hür şekilde yaşayabilsin diyerek kuruldu. Ne mutlu bizlere, geçmişimizde olan her güzel şey gibi bugünü de anlamlı bir şekilde yâd ediyoruz. TBMM, Osmanlı Devleti’nin son yıllarında demokratikleşme adımlarının devamı olarak da kabul edilebilir. Neticede demokrasi kavramı ve milli irade kavramları dünya üzerinde yeni yeni ses bulmuşken bizlerde bu kavramları birazcık geçte olsa sonunda tatmış olduk. Milli Mücadelenin en önemli kazanımlarından biri olan TBMM, özellikle I. TBMM tarihe savaş kazanmış ve büyük cefalar çekmiş “Gazi Meclisi” özelliği de taşımaktadır.

Malum bu salgından dolayı evden dışarı çıkamıyoruz. Eşi, dostu arama fırsatı bulduğumuz vakitler. Yakın zaman içerisinde, sözüne güvendiğim ve eğitim sektörünün görünmeyen kahramanlarından biri olarak tanımladığım, yakın bir dostumla telefonda uzun uzadıya muhabbet ettik. Gelecek yüz yılın eğitim sistemlerinden tutun, üniversitelerin mevcut durumlarından bahsettik. Daha önce duymuş olmama rağmen çok fazla inceleme fırsatı bulamadığım bir üniversiteyi tekrardan keşfettim. KONYA GIDA VE TARIM ÜNİVERSİTESİ.

Bölgemizin imkânları göz önüne alındığında bu üniversitenin kurulumuna geç bile kaldık. Mevcut web sitesine biraz göz attım. Gerçekten hem şehrimiz hem de ülkemiz için büyük hizmetler verebilmek adına çok emek harcanmış. Gerek akademik kadrodaki enerji dolu yüzler ve öz geçmişler gerek üniversitenin vizyon ve misyon manifestosu. Bütün bunların yanı sıra bir üniversitenin en önemli sinir merkezi olan hatta yaşam alanı olan laboratuvarları oldukça heyecan verici durumda. İlk etapta küçük bir üniversite görünümüne sahip olsa da gerçek anlamda yaşayan bir üniversite durumunda olduğunu söyleyebilirim. Bir eğitimci olarak özellikle Konyalı öğrenci kardeşlerimin de KGTÜ yerinde incelemelerini ve kesinlikle akademik kariyer açısından tercih edilmesi gerektiği ifade edilebilir. Değinmeden edemeyeceğim, bu üniversitenin kuruluşunda Konya Şeker A.Ş’nin katkıları yadsınamaz bir gerçek. Bu mecra vasıtasıyla da başta Recep Konuk olmak üzere bu bilim yuvasının kuruluşunda emeği geçen tüm eğitim paydaşlarını canı gönülden tebrik ediyorum. Konya’da güzel olan şeylerin başında olan bu ekip, hem şehrimizin markası hem de ülkemizin ekonomik ve bilimsel faaliyetleri nazarında oldukça önemli yere sahipler. Gelecek yüzyılın inşa edildiği bu dönemde, bizlerinde, doğrudan ya da dolaylı olarak destek vermesi gerektiği, sosyal medyada, yazılı ve görsel basında duyurulmasının da bir eğitimci olarak bizlerin bir görevi olduğunu düşünmekteyim. Teşekkürler Konya Şeker, Teşekkürler KGTÜ…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Baha Durmaz Arşivi