Genel tabiriyle farkındalık, şu andaki düşüncelerinizi, duygularınızı bedeninizde duyumsadıklarınızı, etrafınızda olup bitenleri yargılamadan tıpkı bir kaplan edasıyla gözlemlemekten geçer.

Kaplan ormanda yavaşça yol alırken patilerini çok dikkatlice hareket ettirir. Duyuları çevresinde olup bitenlere kitlenmiş vaziyettedir. Başka bir deyişle kaplan tüm varlığıyla çevresinin farkındadır.

Çoğu zaman hayatımızı o anda olup bitenlerin farkına varmadan aceleyle yaşamaktayız. Sizce her an her şeyin farkında olmak çok mu zordur? Küçük şeylerin farkına varmakla işe başladığımızda zamanla daha büyük şeyleri fark edebildiğimizi görmek bu yolculukta bize epey haz verecektir. Mesela bu keşfe gökyüzünden düşen yağmur tanelerinin saçlarımızın arasından süzülürken bıraktığı o şahane keyfi hissederek başlayabiliriz.

Hayatımızın çeşitli yönlerine ilişkin farkındalık geliştirmeyi öğrenmek bir yavaşlama sürecine girerek dikkatimizi artırmayı da sağlar.

Alıştığımız sürati kesintiye uğrattığımızda hayatımızın farklı yönlerini kaplanın avlanırken gösterdiği dikkatle ele aldığımızın farkına varırız. Basit bir örnekle, sabahları gardropa tıpkı kaplanın çevresini kolaçan edişi gibi göz atarız. Kaplan avını dikkatle seçmiştir. Bizde dikkatle giymek istediğimizi seçeriz. Bu zarif dikkat bile hem göze güzel görünür hem de kendimizi iyi hissettirir. Adımlarımızı her türlü durumu, hisleri, duyguları gözlemleyip, farkında olarak atmak zamanla büyük bir değişime ön ayak olacaktır. Öyleyse Kaplanın ihtişamını keşfetme yolculuğunda en önemli koşul olan farkındalıktan geçmek için bir an önce olup bitenleri “fark etmeye başlayarak" işe koyulalım.