Bekir Salih KORKMAZ

Bekir Salih KORKMAZ

MESELELERİ MESELE ETMEYELİM Mİ?

MESELELERİ MESELE ETMEYELİM Mİ?

Başıboş köpekler 2 yaşında bir yavruyu parçaladı. Kedi yavrusu değil, insan yavrusundan bahsediyoruz. Üstelik Hindistan'da ya da geri kalmış bir ülkede yaşanmadı bu olay. Modern, gelişmiş ve medeni dediğimiz 21. yüzyıl Türkiye’sinde yaşandı.

Türkiye'ye gelen turistlere “Başıboş köpeklere karşı dikkatli olun” uyarısı yapılıyor. Bu utanç bize yeter. Bu görüntü yakışmıyor ülkemize.

Dağdaki silahlı terörü bitirip şehirdeki köpek terörüne, fahiş fiyat uygulayan esnaf terörüne, açgözlü ev sahibi ve taksici terörüne, trafikteki maganda terörüne, aileyi tehdit eden sapkınlık terörüne yenilmek, okyanusu geçip derede boğulmak demek.

Kol kangren olup tedaviye cevap vermezse bedeni yaşatmak için bazen kolu kesmek gerekir. Köpek sorunu da ülke için bir kangren haline gelmiş durumda. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın...

Bu sorunlar çözülebilir mi?

Zoru başaran kolayı da başarır. Ortak akılla, mantık, sağduyu, hoşgörü ve empati ile hareket edersek elbette çözülebilir.

Ama...

Meselelere siyasi gözlüklerle ve ideolojik pencerelerden bakarak bir sonuca ulaşılamaz.

Toplumu ve toplum bilimlerini ihmal ederek sadece polisiye tedbirlerle bir yere varılamaz.

Milletin yarasına merhem olmak yerine oy kaygısı güdersek olmaz.

Ateş karşı mahalleye düşünce farklı, bizim mahalledeki bir eve düşünce farklı, bizim eve düşünce daha farklı davranarak sorunlar çözülemez.

Elin gözündeki çöpü görüp kendi gözündeki merteği görmeyerek sorunlarla mücadele edilemez.

Bir yanda mama lobisi, bir yanda yitip giden canlar, bir yanda sorumluluk almayan sorumlular. Olayın tam ortasında ise masum köpekler. Evet, en masum onlar zira köpek köpekliğini yapıyor. Bizse sorumluların partisine, kimliğine, meşrebine göre hareket edip sorunları ve yaşananları bir sonraki yaşanacak acıya kadar öteliyoruz. Hepimiz sorumluyuz ve hepimiz suçluyuz.

Akıl ve vicdandan uzaklaşıp tarafgirliğin tavan yaptığı bir ortamda sorunların çözüleceğini hiç sanmıyorum. Üstelik kanayan yara haline gelen toplumsal sorunları sorun olarak görüyor muyuz, artık ondan bile emin değilim. En iyisi gözümüzü yummak.

Ne demiş Demirel: “Meseleleri mesele etmezseniz, ortada mesele kalmaz”

Sahi biz

“Kenar-ı Dicle'de bir kurt aşırsa koyunu,

Gelir de adl-i İlahî benden sorar onu” diyecek kadar vazife şuuruna sahip bir mefkûrenin evlatlarıydık değil mi?

Kaldı mı öyleleri?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bekir Salih KORKMAZ Arşivi