19.haftada Pazar günü evinde Galatasaray’ı ağırlayan Konyaspor’dan en az 1 puan beklemiştik. Yeşil-beyazlıların etkisiz ve pısırık futbolu yenilginin başlıca nedenleri arasındaydı aslında.

Oysa ki ligin ilk yarısındaki maç çok farklıydı. O maçta sergilenen futbolla Pazar günü izlediğimiz Konyaspor arasında dağlar kadar fark var.

Karamsar düşünmek istemiyorum ama tehlike çanları bizim çalıyor!

Hele ki önümüzdeki hafta Antalyaspor’u yenemezsek kötü gidişatımız içinden çıkılmaz bir hale gelecek.

Antalyaspor ile aramızdaki rekabet, iki takımında düşme hattındaki mücadelesi ve rakibin devre arası yaptığı akıl almaz transfer takviyeleri maç öncesi gerilimi artırıyor.

Tekrar Galatasaray maçına dönersek..

Aykut Kocaman yine ilk 11’de sürpriz yapmadı. Cezalı Milosevic’in dışında onun sahaya süreceği kadroyu kestirmek çok güç olmasa gerek. Takım Milosevic’in eksikliğihi bu maçta çok hissetti. Çünkü orta alanda pas trafiğini yönlendirecek oyuncumuz yoktu. Bence ilk 11’de Miya ve Shengelia  ile başlansa daha verimli bir takım izlerdik. Çünkü Shengelia orta alanda pas trafiğini yönlendirmeye başlamıştı. Derken 3. golü yedik ve dengeler alt üst oldu. Aykut hoca Paolo Hurtado hamlesini yaptı. Hurtado oyuna girdikten sonra rakip kalede daha çok gözüktük. Hatta Hurtado’nun Ömer Ali’ye derinlemesine attığı pas usta işiydi.

Olmayınca olmuyor demek istemiyorum. Gole giden atağımız ofsayt nedeni ile iptal edildi. VAR’da o pozisyonda çizgi bile çekilmedi. Rakip kalede iç alanda Galatasaraylı oyuncunun top koluna çarptı ve kornere gitti. Hakem VAR’a bile gitmedi ve korneri kullandırdı. Hem hakemlerden yana hem de kötü oyundan yana canımız yandı. Taraftarlarımız hüsrana uğradı. Umarım bu gidişat bir an önce düzelir çünkü evimizde maç kazanmayı özledik. En son Kayserispor’u burada 2-1 yenmiştik.

Gerekli noktalara transfer için harekata geçen yönetim umarım nokta atışı transferler yapar ve gol sorunumuzu çözerler. Umarım Antalyaspor karşısında da kazanan taraf biz oluruz.